Öncesinin boyutları hakkında bilgimiz yok. Kamuoyuna yansımadığı için tahminlere kalıyor sadece…
Her şey 17 Aralık’ta su yüzüne çıktı.
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ile…
Hemen, acele ile yapılan bir açıklama; “Zamanlama manidar!”
Ve… arkasından, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu işleme koyan savcılarda görev değişikliği; “Zamanlama manidar!”
Bakanların istifası ya da görevden alınması; “Zamanlama manidar!”
Daha sonra; operasyonu gerçekleştiren polis müdür, amir ve polis memurlarında görev değişikliği; “Zamanlama manidar!”
Sonrasında gelen operasyon dalgaları; “Zamanlama manidar!”
HSYK’nın yapısını değiştirme çalışmaları; “Zamanlama manidar!”
Yüze yakın hakim ve savcıların görev yerlerinin değişmesi; “Zamanlama manidar”
Müdürden polis memuruna her rütbede, sayıları 5 bini geçtiği iddia edilen “Emniyet” görevlisinde görev değişikliği; “Zamanlama manidar”
Peş peşe ortaya çıkan ses kayıtları ve video görüntüleri; “Zamanlama manidar”
“Yetkilileri ile defalarca görüştük” dediği BDDK tarafından 16 yıl önceki gerekçe ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylarından Mustafa Sarıgül’ün mal varlığına bu gün el konulması için de söylenebilir bu söz; “Zamanlama manidar”
Takıldık zamanlamaya… Zamanlama için de; “Zamanlama manidar” diyebilir miyiz acaba?
Bütün bu olaylardan sadece bir tanesi olağan koşullarda, ortalama demokrasi ile yönetilen ülkede kamuoyunu ayağa kaldırmaya yeter.
Sadece zamanlamaya bakıyoruz. Zamanlamaya bu kadar takılmış olmamızda da mı; “Zamanlama manidar”?
Bunun cevabını bulmamız biraz zaman alacak.
Bu arada ülke olarak neler kaybedeceğiz, bu zamanlama bize nelere mal olacak? Bilmiyoruz…
Sormaya kalkarsak hemen gelecek açıklama; “Zamanlama manidar”
Seçimler yaklaştı… Hala adayları bilmiyoruz.
Neden açıklanmıyor adaylar?
İki ay gibi bir kısa zaman kaldı. Neden meydanlarda değil adaylar; Aday açıklanmasındaki gecikme de ancak; Zamanlama manidar” sözleri ile açıklanabilir.