ÇYDD çevre birimi olarak ülkemizde ve dünyada paydaşlarıyla dayanışma içinde ve örgütlü olarak hedefe ulaşana kadar mücadeleye devam edeceklerini söylüyorlar.
Çağdaş Yaşamı destekleme Derneği Çevre Birimi aracılığı ile “İklim Değişikliği ve Küresel Isınmaya Karşı Siyasal İktidar ve Yerel Yönetimlerden Beklentilerimiz” başlıklı bir bildiri yayınladı.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KÜRESEL ISINMAYA KARŞI YÖNETENLERDEN BEKLENTİLER
Tarım arazilerinin ve su kaynaklarının azaldığı, kâr amaçlı tekelleşmesi ve artan nüfusla insanlığın temel ihtiyaçlara ulaşmakta zorluk çekmekte olduğuna dikkat çekilen bildiride, emel alışkanlıkların, ihtiyaçları ve yaşam biçiminin gözden geçirilip, doğayı daha fazla tüketmeyen bir yaşam tarzına yönelmesi gerektiğinin altı çizildi.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, Bir şahsın yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şeyin kendisi için değil kendinden sonra gelecekler için çalışması gerektiğinin altının çizildiği bildiride şu ifadelere yer verildi:
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KÜRESEL ISINMAYA KARŞI SİYASAL İKTİDAR VE YEREL YÖNETİMLERDEN BEKLENTİLERİMİZ
Doğa bir nesne değildir. Kendi kadim kuralları doğrultusunda değerli ve eşitlikçi bir işleyişe sahiptir. Doğa ticari bir mal haline getirilemez. Su, orman, toprak yalnızca doğaya aittir ve onun ayrılmaz bir parçasıdır. Atamızın dediği gibi “Bir şahsın yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey, kendisi için değil kendinden sonra gelecekler için çalışmasıdır.” M. Kemal ATATÜRK
Kendi varoluşumuza, yaşadığımız gezegene ve gelecek nesillere karşı duyduğumuz vicdani sorumluluğun sonucu olarak hassas olduğumuz konular şunlardır:
- ULUSLARARASI PROTOKOLLER: İklim değişikliğine yönelik çıkartılan uluslararası protokoller (Paris İklim Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Zirveleri vb.) ülkelerin yönetimlerinin veya hükümetlerinin inisiyatifine bırakılamaz! Tüm canlıların yaşamı için protokollerin imzalanması ve uygulanması gerekmektedir.
- ENERJİ POLİTİKALARI: Yaşam için gerekli enerjinin yenilenebilir ve çevreyle uyumlu enerji kaynaklarından sağlanması üzerine politikalar üretilmeli ve iktidarlara dayatılmalıdır. Ekosisteme ve doğal hayata zarar verdiği kanıtlanan fosil yakıtlar, nükleer enerji vb. kaynakların kullanımı derhal terk edilmelidir!
- RANTA DAYALI MEGA PROJELER: İktidarları ele geçiren rant odakları yıllardır mega projeler (3. Köprü,3. Havalimanı, Kanal İstanbul, Nükleer Reaktörler, Hidroelektrik Santraller vb.) adı altında ülkemizin ekosistem ve doğal yaşam alanlarını yok etmektedir. Bu projelerin yapılmasına izin verilmemeli ve bu projeler yerine eko sistemin devamlılığını sağlayan geleceğe dönük projeler üretilmelidir.
- TÜKETİM ÇILGINLIĞI: Kapitalist sistemin çeşitli yollarla insanlığa dayattığı tüketim çılgınlığı sonucunda ortaya çıkan geri dönüşümü olmayan atıklar, üzerinde yaşadığımız dünyamızı kirletmekte ve doğal kaynaklarımızı tüketmektedir:
a .Sınırlı olan tatlı su kaynaklarımız giderek azalmakta ve kirlenmektedir.
b. Tarım arazileri giderek küçülmekte ve verimliliği azalmaktadır.
c. Giderek tüketimi artan hayvansal besinlerin üretimi karbon emisyonunun büyük bir bölümünü oluşturmaktadır.
Sanayi Devrimi’yle başlayan ve son yıllarda zirveye ulaşan endüstriyel atıkların toprak, hava ve suya karışması nedeniyle geri dönüşümü olmayan bir felaketin eşiğindeyiz. Temel alışkanlıklarımızı, ihtiyaçlarımızı ve yaşam biçimimizi gözden geçirip, yaşadığımız doğayı daha fazla tüketmeyen bir yaşam tarzına yönelmeliyiz.
- NÜFUS ARTIŞI VE TEKELLEŞME: Sektörlerinin kâr amaçlı tekelleşmesi ve artan nüfusla birlikte insanlığın büyük bir kısmı sağlık, gıda, su gibi temel ihtiyaçlara ulaşmakta zorluk çekmektedir. Giderek yoksullaşan ve yoksunlaşan insanlar, şehir merkezlerine veya başka ülkelere göçe zorlanmaktadır. Bu da paylaşım sorunlarıyla birlikte çatışmaları doğurabilmektedir. İnsan hakları ve onuru dikkate alınarak halkın temel ihtiyaçlara ulaşımı sağlanmalıdır.
- FARKINDALIK: Yerelden genele tüm insanlık, doğadaki bu tükenişe tek bir ses olarak dur demeli ve bu mücadeleye destek vermelidir.