Dünya Sağlık Örgütü
tarafından pandemi ilan edilen Coronavirüs (Kovid-19) salgınında eve kapanan bireylerin
aile ve özel hayatlarını etkidiğine dikkat çekiliyor.
Avukat Elvan Kılıç, pandemi sürecinde eve kapanmanın çiftlerin
üzerinde olumlu ya da olumsuz etkiler bıraktığı ve evden çıkamayan bireylerin
psikolojik olarak sorun yaşadığının gözlemlendiğine dikkat çekerek, salgının
hukuki bir boşanma sebebi olmadığının altını çizdi.
Olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde salgının
sadece fizyolojik değil psikolojik etkileri de söz konusudur. Bu noktada
verilen sınav sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojiktir. Dolayısıyla bu
durumdan evlilikler de büyük oranda etkilenmektedir.
Dünyada krize neden olan Coronavirüs (Kovid-19) salgını
Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmiş olup tüm ülkeler salgına
yönelik tedbirler almıştır. Ülkemiz de dâhil olmak üzere alınan bu tedbirler
kapsamında eğitime ara verilmiş, bireylere salgının yayılmasını önlemek
amacıyla evlerinde kalması önerilmiştir. Vaka sayılarının arttığı her geçen
gün, belirsiz olan bu sürecin daha ne kadar bu şekilde devam edeceği akıllarda
soru işareti yaratmaktadır. Çünkü salgın sadece sağlık, ekonomi, iş ve eğitim
sektörünü etkilememekte, bireylerin de aile ve özel hayatlarına etki
etmektedir. Bu sürecin çiftlerin üzerinde olumlu ya da olumsuz etkiler
bıraktığı ve evden çıkamayan bireylerin psikolojik olarak sorun yaşadığı
gözlemlenmektedir. Gözlemlenen ve beklenen diğer bir durum ise; salgın
bittikten sonra evde sürekli kavga eden çiftler tarafından yapılacak olan
boşanma başvurularındaki artıştır.
SALGIN, HUKUKİ BİR
BOŞANMA SEBEBİ DEĞİL, PSİKOLOJİKTİR
Boşanmanın hukuki
sebepleri Türk Medeni Kanunu’nun 161-167. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu
maddelere bakıldığında hukuki boşanma sebepleri; zina, hayata kast, pek kötü
veya onur kırıcı davranış, suç işleme, terk, akıl hastalığı veya en çok sık
karşılaşılan evlilik birliğinin sarsılmasıdır. Bireyler bu sebeplere dayanarak
evliliklerine hukuken son vermek istemektedirler. Ancak kanuna bakıldığında
salgın veya uzun süren karantina hukuki bir boşanma sebebi olmayıp tamamen
psikolojiktir. Çünkü salgının bir sonucu olan sosyal izolasyon, karantina gibi
eşlerin özel yaşam alanını kısıtlayan durumlar psikolojik bir durum olup
boşanmayı tetiklemektedirler.
Örneğin aynı evde sürekli birbirlerini gören eşler
birbirlerinin hatalarını, eksik taraflarını da daha fazla görmeye başlarlar ve
tahammül sınırları azalır. Kriz durumlarında insanlar hayatta kalma içgüdüsü
ile krize farklı tepkiler verebilir. Eşlerinin kriz anlarında nasıl olduğunu
diğer eşler fark edemeyebilir. Bunun üzerine kavgalar, şiddetli tartışmalar
başlar. Eşler bu tartışmayı olumlu bir şekilde atlatamadıkları zaman evlilik
birliğinde şiddetli geçimsizlik durumu baş gösterir ve en sonunda kanundaki
166. Maddeye dayanılarak evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle
boşanma davası açılabilir. Burada boşanma sebepleri Corona Virüsü salgını
değil, virüsün getirmiş olduğu psikolojik sonuçlar ve bu sonuçlara katlanamama
durumudur.
Ülkemizde kanuna göre boşanma davası açılabilmesi için kural
olarak karşı tarafın kusurlu olması gerekir. Eşlerden birisinin Corona
virüsünden enfekte olması, tek başına boşanmaya neden olmamaktadır. Çünkü
salgına yakalanan eşin bir kusuru yoktur. Ancak corona virüs hastalığına
yakalanan eşin, hastalığın tedavisi için üzerine düşen karantina ve benzeri tedavilerden
kaçınması boşanma nedenidir ve burada tedaviden kaçan eş kusurlu olur. Bu durumda hasta olmayan diğer eş, salgına
yakalanan eşin tedavi için gerekli özeni göstermediğini ve aynı evde birlikte
yaşadıklarından dolayı kendi sağlığını da tehlikeye attığını gerekçe göstererek
boşanma davası açabilir. Corona virüs hastalığına yakalanan eş ise, hastalığı
süresince eşinin yanında olmadığını ve tedavi için gereken özeni göstermediğini
gerekçe göstererek boşanma davası açabilir. Burada her ne kadar hastalığa
yakalanmak bir boşanma sebebi olarak gösterilse de asıl boşanma sebebi eşlerin
birbirlerine karşı yerine getirmeleri gereken yardım yükümlülüğünün yerine
getirilmemesinden dolayı ortaya çıkan evlilik birliğinin sarsılmasıdır. Çünkü
eşlerin kanuna göre, aile birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve
çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen gösterme yükümlülüğü
bulunmakla beraber birbirlerine yardımcı olmak gibi bir ailevi görevleri de
bulunmaktadır. Yardım yükümlülüğü eşlerin salgın sürecinde birbirlerine karşı
yerine getirmeleri gereken en önemli yükümlülüktür.
İster sosyal izolasyon ve karantina sebebiyle ortaya çıkan
şiddetli geçimsizlik olsun ister eşlerin hastalığa yakalanması sebebi olsun bu
süreç online evlilik terapisiyle ve eşlerin bu sıkıntılı sürecin geçeceğini
umut ederek yaşanan sorunlara karşı anlayışlı yaklaşımlarıyla
çözülebilmektedir. Tabi ki fiziksel şiddete maruz kalan bir evliliğin karantina
sebebiyle daha çok zarar göreceği endişesiyle şiddet gören eş, şiddetin hiçbir
zaman sona ermeyeceğini düşünerek bu durumu ileri sürüp boşanma davası
açabilir.
BOŞANMA AŞAMASINA
GELİNMEDEN ÖNCE ÇOK İYİ DÜŞÜNÜLMELİDİR
Kanuna göre, Corona virüs sebebiyle boşanma davası, eşlerden
birisinin ikamet ettiği veya son altı ay içerisinde beraber oturdukları ortak
konutun bulunduğu aile mahkemesinde açılabilir. Boşanma davasını açmak isteyen
eş; evde sürekli beraber olmakta dolayı yaşanan fiziksel ve psikolojik şiddeti,
yaşadığı şiddetli geçimsizliği kanunda belirtilen hukuki gerekçeleri sebep
göstererek boşanma davasını açabilir. Ayrıca eşin Corona Virüsten enfekte
olması durumunda hasta olmayan eş tarafından açılacak boşanma davasında diğer
eşin corona virüs hastalığına yakalandığı ve tedavi için sorumluluklarını
yerine getirmediği ispat edilmelidir. Hastalığa yakalanan eş tarafından
açılacak boşanma davasında ise hastalık süresince eşinin tedavi için gereken
özeni göstermediği kanıtlanmalıdır. Bu hususlar sağlık raporları, tanık
anlatımları, taraflar arasındaki mesajlaşmalar ve benzeri delillerle
ispatlanabilir. Mahkeme bu delilleri değerlendirerek salgının yarattığı
psikolojik olumsuz sonuç sebebiyle boşanmak isteyen çiftlerin taleplerini
hakkaniyete göre sonuçlandıracaktır.
Sonuç olarak boşanma sürecine girmeden önce eşlerin,
sağlıklı düşünerek salgının bir sonucu olan sosyal izolasyon, karantina
durumlarının salgın bitince sona ereceğini, bu olumsuz psikolojik sürecin onca
yıldır emekle oluşturulan evliliklerine zarar vermelerine izin vermeyeceğini
göz önünde bulundurarak anlaşma yoluna gitmeleri, salgından dolayı artabilecek
boşanma başvurularını sayısını azaltabilir.