CHP, İzmir Gündoğdu Meydanı’nda Cumhuriyet ve Demokrasi Buluşması’nda “Ne Dikta, Ne Darbe; Tam Demokrasi” diyerek; 15 Temmuz’da FETÖ Terör Örgütü’nün darbe girişimini protesto etti.
Recep Kenan/itvhaber.com
15 Temmuz’da FETÖ Terör Örgütü’nün darbe girişimini protesto edip demokrasi, cumhuriyet, laiklik ve özgürlüklere sahip çıkan yüzbinler Türk bayrağı ve Atatürk posterleri ile Gündoğdu Meydanı’nda toplandı.
İstanbul Taksim’de düzenlediği Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi’nde yüz binler darbeye hayır dedikten sonra İzmir Gündoğdu Meydanı’nda CHP tarafından düzenlenen mitingle yüz binlerce insan Gündoğdu Meydanı’na gelerek darbeye hayır dedi.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP milletvekillerinin ve yöneticilerin tamamına yakınının yer aldığı İzmir Gündoğdu Meydanı’nda yapılan Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi’ne çok sayıda STK, sendika, sanatçılar ve siyasi parti temsilcileri de destek verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir Gündoğdu’daki alana gelmesi ile başlayan Cumhuriyet, Demokrasi ve Laiklik vurgusunun yapıldığı Cumhuriyet ve Demokrasi Buluşması Mitingi 100 binlerle ifade edilen katılım ile İzmirlilerden yoğun ilgi gördü.
LİYAKATİN VE LAİK BİLİMSEL EĞİTİMİN ÖNEMİ ORTAYA ÇIKTI
“Darbelere Hayır” demek için İzmir Gündoğdu Meydanı’nda Türk bayrakları ve Atatürk posterleri ile toplanan kalabalığa “Kışlaya, camiye, adliyeye siyasetin girmesini asla kabul etmiyoruz” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 temmuz’da kalkışılan darbe girişimi ile liyakatin ve laik bilimsel eğitimin önemi ortaya çıktığını kaydederek; “Devlette yükselmenin yolu bir cemaate, partiye üye olmaktan değil, bilgiden ve tecrübeden geçmelidir. Cumhuriyet’in kurucu değerleriyle oynamayın dedik. Cumhuriyetimizi kuranlar sağlam temeller üzerine modern bir ülke kurdular. Türkiye Cumhuriyet’i kurucu ayarlarına geri dönmeli dedik. Laiklik, din ve vicdan özgürlüğü demektir. Laiklik, biz bir arada tutan çimentodur. Kışlaya siyaset sokmak, kabul edebileceğimiz bir uygulama değildir. Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset sokulmasını asla kabul etmiyoruz” dedi.
DARBE, CUMHURİYETİMİZE VE DEMOKRASİMİZE
15 Temmuz 2016’nın demokrasi tarihimizde çok önemli bir tarih olarak kayda geçtiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bir grup, darbe girişiminde bulundu. Bu darbe kime yapıldı? Bu darbe, cumhuriyetimize ve demokrasimize yapıldı. Cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbesidir bu darbe. Darbeyi gecenin saat 11’inde öğrendim. Arkadaşlarıma şu talimatı verdim. ‘Derhal meclise gidiniz, çalışmaya başlayınız. Parlamento çalışmalıdır’ dedim. Vekillerimiz parlamentoyu asla terk etmedi” dedi.
BUNLARI POLİSE, ASKERE KİM, NASIL YERLEŞTİRDİ?
“FETÖ terör örgütü devlete sızmadı; adım adım, planlı bir şekilde devlete yerleştirildiler” iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu FETÖ/PDY’nın devlet içindeki yuvalanmasına dikkat çekerek;”Siyaset kurumunun öz eleştiriye ihtiyacı var. Bunları devletin üniversitesine, polise, askere kim, nasıl yerleştirdi? Bu sorunun yanıtı hep beraber bekliyoruz. Bütün bu gerçeklerin açıklanmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.
DARBE GECESİ MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ÖNEMİNİ ANLADILAR
Darbe girişiminin önlenmesinde medyanın rolünün altını çizen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Medyaya baskı yapıyorlardı, darbe gecesi medya özgürlüğünün önemini anladılar” diyerek; “Devlet; kinle, intikam duygusuyla yönetilmez. Devlet hukuk sistemi içinde yönetilir. Darbeciler de, er ve erbaşları linç edenler de hukuk sistemi içinde yargılanmalıdır” ifadelerini kullanarak er ve erbaşları linç ettikleri iddia edilenlerin de darbeciler gibi yargılanmaları gerektiğini kaydetti.
Konuşmasında 6 yıl sonra, vergisiyle çalışan TRT’ye çıkma fırsatı bulduğunu kaydeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbe sürecindeki tüm kurumlara cevabı olarak nitelediği “Taksim Manifestosu” olarak adlandırdığı 10 maddelik bildirge olan Taksim Manifestosu’nun tüm maddelerini halka tek tek onaylattı.
GÜNDOĞDU’DA OYLANAN CHP TAKSİM MANİFESTOSU (BİLDİRİSİ)
1- 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış ama bombalar altında parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını, varsa iç ve dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz.
2- Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye’de tartışmasız ortak payda oluşmuştur. Siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine katkı vermek zorundadır.
3- Her türlü darbeye ve parlamenter sistemin üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak, demokrasiden yana olanların, bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe ne dikta yaşasın tam demokrasi demeliyiz.
4- Darbe girişimi halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.
5- Demokrasimizin teminatı olan demokratik laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
6- Bu darbe girişimi Anayasa’da Yasama Yürütme ve Yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin demokraside denge ve denetlem işlerinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
7- Balyoz, Ergenekon ve casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.
8- Bu darbe girişimini devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini ortaya koymuştur. Siyasal yandaşlık, cemaatçilik değil bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. Devletin yeniden inşaası zorunludur.
9- İnancı kimliği yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları bu ülkenin caddelerinde sokaklarında meydanlarında parklar