Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı 36. Olağan İl Kongresinde konuşan CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’un tarihini, Fatih’i, Mustafa Kemal’i çok iyi bildiklerini söyledi.
Recep Kenan/itvhaber.com
“Bu kongrede bir eksiğimiz var, temel bir eksiğimiz var. Hapishanede bir milletvekili arkadaşımız var” diye cezaevindeki CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun kongrede olamadığına dikkat çekerek konuşmasına başlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul 36. Olağan İl Kongresinde yaptığı konuşmada, “Kendi ülkesine vergi vermemek için, kendi ülkesine vergi ödememek için yurt dışında vergi cennetlerinde şirket kuranlar milli de olamazlar, yerli de olamazlar. Bugün, Anayasa Mahkemesi kararını tanımayan bazı hakimler, Führer benzeri bir düzenin içinde yer almış durumdadırlar. Biliyorum, bunu söyledim diye şimdi hemen fezlekeler düzenlenecek, hemen savcılar, hakimler harekete geçecek. Geçmezseniz namertsiniz” dedi.
BİZ FATİH’İ DE, MUSTAFA KEMAL’İ DE ÇOK İYİ BİLİRİZ
İl Kongresinin gerçekleştirildiği İstanbul’un Türkiye ve dünyadaki yeri ve önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, “İstanbul’un sadece bizim ülkemizde değil, dünya tarihinde önemli bir yeri var. İstanbul üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir kenttir. İstanbul bütün dünyanın yakından izlediği bir kenttir, devasa bir metropoldür. Biz Fatih’i de, Mustafa Kemal’i de çok iyi biliriz. Biz onlar gibi düşünmüyoruz, biz anahtarları birilerine teslim etmek için boğazın kapılarını açanlar gibi düşünmüyoruz. Biz yeri geldiği zaman demokrasi uğruna, yeri geldiği zaman insan hakları uğruna, yeri geldiği zaman bağımsız yargı uğruna mücadele etmesini biliriz ve bu yoldan hiç kimse bizi geri döndüremez. Çünkü biz bu kentin de, Türkiye’nin de anahtarını birilerine teslim etmeyeceğiz. Bu kenti yıllardır yönetenler bir şeyi itiraf etmek zorunda kaldılar, “Biz İstanbul’a ihanet ettik” dediler. Şimdi o ihanet bıçağını İstanbul’un göğsünden çıkaracak olanlar bizleriz” diye konuştu.
Kemal kılıçdaroğlı
Recep Kenan paylaştı: 13 Ocak 2018 Cumartesi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul 36. Olağan İl Kongresinde yaptığı konuşmada şu ayrıntılara yer verdi;
MİLLETVEKİLLERİNİN HAPİSHANEDE DEĞİL PARLAMENTODA GÖREV YAPMALI
“Hiçbir günahı ve suçu olmamasına karşın aramızda olmaması, hapishanede olması demokrasinin bir ayıbıdır, hukuk sisteminin bir ayıbıdır ve hukukun siyasallaşmasıdır. Milletin oyuyla seçilen milletvekillerinin hapishanede değil parlamentoda görev yapmaları gerekir. Halk parlamentoda görev yapsın diye seçti ve Ankara’ya gönderdi. Enis Berberoğlu başta olmak üzere hiçbir milletvekilinin hapishanede olmasını istemiyoruz, bu bir demokrasi ayıbıdır, onları hapishaneye koyan yargı sistemini de kınıyoruz.”
İSTANBULLU HER PARTİLİ İSTANBUL’UN TARİHİNİ BİLECEK
“İstanbul’da yaşayan her partili önce İstanbul’un tarihini bilecek, Fatih’i bilecek ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bilecek, tek tek anlatacak. Biz İstanbul’u niçin istiyoruz? Onların yaptıklarını yapmak için değil, İstanbul’u ranta teslim etmek için değil, İstanbul’un doğasını katletmek için değil, İstanbul’un tarihini yok etmek için değil, İstanbul’da Topkapı sarayında bir adalet kulesi var bütün İstanbul’u gören, İstanbul’a sözümüz söz adaleti getireceğiz, ağaçta da adaleti, yeşillikte de adaleti, yaşamda da adaleti, özgürlükte de adaleti İstanbul’a getireceğiz. İstanbul dünyanın en adaletli kenti olacak.”
Kemal kılıçdaoğlu konuşuyor
Recep Kenan paylaştı: 13 Ocak 2018 Cumartesi
SORUNLARI EN TEMEL VE EN YALIN ŞEKİLDE DİLE GETİREN PARTİ BİZİZ
“Türkiye’nin en temel sorunlarını çözümleriyle beraber üreten, halkın önüne koyan parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Çiftçinin sorununu en temel ve en yalın şekilde dile getiren parti biziz. Nasıl çözülmesi gerektiğini de söyleyen parti biziz. Emeklinin sorununu en somut ve yalın ifadelerle dile getiren biziz. Geçinemiyor emekli geçinemiyor. Sözde sosyal güvenlik sisteminde reform yaptılar 2008’de. Bugün bakın söylüyorum- bunu her partili arkadaşımın her çalışana sigortalı olarak her çalışana anlatması lazım- bugün asgari ücret üzerinden birisi emekli olursa ona bağlanacak emekli aylığı 718 lira 69 kuruş. Eğer sözde o reformu yapmasalardı, eski kanun yürürlükte olsaydı bugün asgari ücret üzerinden emekli olan bir kişi bin 822 lira aylık alacaktı. 718 – bin 822, her çalışana bunu anlatacaksınız. Peki sosyal güvenlik açığını kimin sırtından kapatmaya çalıştılar? Emeklinin sırtından. Bugüne kadar emekli aylıklarından sisteme aktardıkları para 120 milyar lira. Eski parayla 120 katrilyon lira. Emekliye verilmesi gereken bir para alındı başka yerlerde harcandı.”
YÜZDE 11.1’İ RANTÇILAR ALDI, FAİZCİLER ALDI
“Diyorlar ki, “Efendim Türkiye Hindistan’ı solladı, Çin’i solladı.” Neden? “Efendim yüzde 11.1 büyüme oldu.” İşsize bakıyorsun yerinde duruyor, emekliye bakıyorsun muhtaç paraya, asgari ücretliye bakıyorsun geçinemiyor, memura bakıyorsun geçinemiyor, çiftçiye bakıyorsun zarar ediyorum diyor, sanayiciye bakıyorsun rahat değilim diyor. Kim aldı yüzde 11.1’i, kim aldı? Kim aldı yüzde 11.1’i ben size söyleyeyim, yüzde 11.1’i rantiye kesimi aldı, rantçılar aldı, faizciler aldı. Bu hükümetin adı, her yerde söyleyin, bu hükümetin adı tefeci hükümettir, tefecilere hizmet ediyor bu hükümet.”
TBMM’DE BİR KİŞİ KENDİSİNİ ATEŞE VERDİ
“Dün TBMM’de bir kişi, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı üzerine gazyağı döktü ve kendisini ateşe verdi. Niçin? Geçinemiyorum diye. Bakın, 21.yüzyılın Türkiye’sinden söz ediyorum size. Büyümenin yüzde 11.1 olduğu söylenen Türkiye’den söz ediyorum size. 179 milyar dolar faizin dışarıya ödendiği bir Türkiye’den söz ediyorum size. 620 milyar liralık faizin bir avuç rantiyeye ödendiği bir Türkiye’den söz ediyorum size. Bir gencecik vatandaşımız, bir işçimiz üzerine akaryakıtı döküyor, kibriti vuruyor ben geçinemiyorum diye. Gazetelere baktım birinci sayfasında yer alır mı diye. Birinci sayfada bile yer almadı. Neden? Korkudan. Neden? Baskıdan. Neden? Bunu yaparsak acaba saraydaki zat üzülür mü?”
30 MİLYAR DOLARI KİME HARCADIN?
“Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Suriyeliler için 30 milyar dolar para harcandığını söyledi. Ben de çıktım arkadaş 30 milyar doları kime harcadın? 30 milyar dolar Suriyeliler için harcansa hepsinin evi barkı olurdu, hepsi keyif içinde yaşardı. Ama bakıyorum sokaklarda Suriyeli çocuklar dilenci. Asgari ücretin çok altında çalışıyorlar bunlar. Ne oldu bu 30 milyar dolar, nereye gitti bu para?”
BU ADALAR BİZİM Mİ YUNANİSTAN’IN MI?
“Ege Adalarını sordum. Bu adalar bizim mi Yunanistan’ın mı arkadaş? Benim ağzımdan çıkan her lafa laf yetiştirir, bu soruya gelince dut yemiş bülbül gibi mübarek, tık yok. Ya arkadaş bu adalar kimin? Üstelik 4 mil uzakta Keçi Adası var, 4 mil uzakta Bodrum’da. Bize mi ait? Çipras gitti ziyaret etti Yunan askeri karşıladı, Yunan bayrağı var. Dışişleri Bakanı açıklama yapıyor bizim zamanımızda hiçbir yer teslim edilmedi. Ben senin zamanında nerenin nerelere teslim edildiğini çok iyi biliyorum. Senin zamanında Süleyman Şah Türbesini sen kaçırmadın mı? Üstelik kendi topraklarından kaçırmadın mı Süleyman Şah Türbesini? Bir de diyor biz Osmanlıcıyız. Ya Süleyman Şah Türbesini kaçıran adamdan Osmanlıcı mı olur? Süleyman Şah Türbesini kaçıran adamdan tarihe saygı mı olur.”
KİMLİĞİ, İNANCI, YAŞAM TARZINI SİYASETE ALET ETMEYECEĞİZ
“Biz dava adamı olarak üç şeye dikkat edeceğiz. Bir; hiç kimsenin kimliğini siyasete alet etmeyeceğiz. Hiç kimsenin inancını siyasete alet etmeyeceğiz. Hiç kimsenin yaşam tarzını siyasete alet etmeyeceğiz. Kim bu üç konuda siyaseti getirir bu üç konunun üzerine inşa ederse onun adı açık ve net söylüyorum vatan hainidir, bölücülüktür. Türkiye’nin hangi coğrafyasında yaşarsa yaşasın doğuda, batıda, güneyde, kuzeyde hangi kimlikten olursa olsun, hangi inançtan olursa olsun, hangi yaşam tarzını benimserse benimsesin ben onun sorunlarını gidermek zorundayız.”
2019’DAKİ SEÇİMLER TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ AÇISINDAN ÖNEMLİ
“2019’daki seçimler sıradan seçim değil, Türkiye’nin geleceği açısından önemli. Kendini nasıl tanımlarsa tanımlasın, hangi siyasi görüşten olursa olsun demokrasiden yana olan bütün güçlerin ortak ses çıkarması lazım. Demokrasiyi bir sağlayalım, özgürlüğü bir sağlayalım, herkesin karnı bir doysun, her kuruşun hesabını siyaset kurumu bir versin, oturalım ondan sonra konuşuruz. Demokrasiyi savunmak bu ülkede yaşayan herkesin namus borcudur. Otoriter rejimi savunmak Türkiye’yi karanlığa götürür. O zaman biz bu Milli Kurtuluş Mücadelesini niye verdik? Demokrasi için ne kadar bu kadar ağır bedeller ödedik? Türkiye’yi geriye götürmeye çalışıyorlar. Biz ileriye taşıma mücadelesini yapacağız hep birlikte. Hangi kimlikten, hangi inançtan, hangi yaşam tarzından olursa olsun el ele vereceğiz, kucak kucağa vereceğiz tıpkı Milli Kurtuluş Savaşında yaptığımız gibi. Kadınlar da çalıştı, erkekler de çalıştı. Hep beraber mücadelemizi yaptık. Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir. Bizim mücadelemiz onurlu bir mücadeledir. İstanbul’da yeşil alanları çoğaltma mücadelesidir. Bizim mücadelemiz doğayı da koruma mücadelesidir.”