İstanbul Ajansı olarak Yard. Doç. Dr. Vahdet Görmez’le karne döneminde çocuk ve ebeveyn ilişkisinin nasıl olması gerektiği konusu üzerine konuştuk. Karne IQ Ölçmez!!
Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Hastanesi’nden Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Yard. Doç. Dr. Vahdet Görmez’le karne döneminde ailelerin çocuğa nasıl davranmaları gerektiği konusuna değindik. Vahdet Görmez’le gerçekleştirdiğimiz sohbetimizin konu başlıkları şu şekilde:
Başarı ya da başarısızlık nasıl belirlenir?
Başarısızlık veya başarı göreceli kavramlar. Bunun anlamı ve önemi kişiden kişiye çok değişkenlik gösterebiliyor. Bir ailenin başarısız gördüğü bir karne başka bir aile için çocuğun potansiyeli göz önüne alınarak başarılı görülebiliyor. Şu önemli çocuk karne aldığı zaman bir başarı varsa ortada bu takdir edilmeli. Eğer bir başarısızlık varsa bu durum çocuğun üzerine yüklenmemeli, resmin bütününü görmeye çalışmalıyız.
Başarısızlığın sebepleri neler olabilir?
Bu sebepler arasında çocuğun kendisi, okul, aile ve çevresel faktörler var. Çocukla ilgili bir öğrenme güçlüğü varsa bu disleksi olabilir başka bir konu olabilir. Aile okul işbirliği çerçevesi içerisinde değerlendirilmeli ve gerekli yardım alınmalıdır. Eğer daha global daha derinde bir zeka sorunu varsa yine testler yapılarak ortaya çıkarılabilir. Çocuk ona göre gerekli servislere yönlendirilebilir. Tedavi edilebilir sorunlar da olabilir çocuklarda. Bunların arasında dikkat eksikliği, hiperaktivite çok sık gördüğümüz bir durum. Bu durum her 10 çocuktan birinde olabiliyor. Okul ya da öğretmenlerden bu şekilde yönlendirmelerine anne-babaların mutlaka çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanından bu yönde destek almaları gerekir. Çünkü bu düzeltilebilir sorun çocuğun direk performansına etki eder.
Ayrıca bir çocukta özgür fobiler olabilir. Korku, sınav heyecanı, sınav fobisi, okul fobisi veya depresyon olabilir. Bu durumlarda profesyonel yardımla düzeltilebilir sorunlardır.
Resmin bütününe bakmaya devam ettiğimizde çocuktan başka bir de okul var. Öğrenci ile öğretmen ilişkisinin kalitesi ve çocuğun bu ilişkideki algısı önemli. Bu konuda bir sıkıntı varsa anne babaların öğretmenlerle konuşması durumunda bu da çözüme kavuşturulabilir.
Ebeveynlerin tutumları ve doğurduğu sonuçlar nelerdir?
Bilimsel çalışmalar çok net gösteriyor ki ebeveynlerin tutumlarının çocuğun akademik başarısı üzerine etkisi net.Çocuğun ihtiyaçlarını gören, bunları algılayabilen ve buna dönük yardımda bulunabilen anne babaların çocuklarının başarıları daha yüksek.
Anne babaların bazen aşırı baskıcı ya da aşırı rahat tutumları çocuğum hem başarısını etkileyebiliyor hem de istenmeyen sıkıntılı durumlar oluşturabiliyor.
Çevresel faktörlerin çocuğa etkisi nedir?
Bu çerçevede çocuğun akran ilişkilerinin nasıl bunlar değerlendirilebilir ve varsa bir sıkıntı bu giderilebilir. Ev ortamında artık modern dönemin hastalığı olarak gördüğümüz internet, sosyal medya ve akıllı telefon bağımlılığı konuları psikolojik sorunlara neden olabiliyor. Anne babaların bu konuyu ciddiye almaları ve bir uzmandan yardım almaları gerekiyor. Çocukların evde geçirdiği bütün zamanı internete ve sosyal medyaya ayırmaması gerekiyor. Çocuğun başka aktivitelere yönlendirilmesi gerekiyor. Bunlar çocuğun kendi potansiyeli kendi ilgi alanlarını keşfetmesi gerekir. Çok fazla internet ya da televizyon tıkayıcı bir rol alabiliyor.
“Karne günü hesaplaşma günü değildir”
Karne günü sadece çocuk için değil aynı zamanda aile için de büyük bir stres durumu olabiliyor. Öncelikle şunu vurgulamak çok önemli. Karne bir zekâ veya IQ testi değil. Unutmayın ki çocuğunuzun zekası bununla ölçülmüyor. Karne günü kesinlikle bir hesaplaşma günü olarak görülmemeli. Eğer karnedeki notlar anne baba için sürpriz ise sorunun az çok açıklaması olabiliyor. Buradan ailelerin çocuğun akademik başarısını, okula olan ilgisini ve ilerleyişini çok fazla takip etmediği sonucu ortaya çıkıyor. Bu durumlar ergenlerde başka sorunlara neden olabiliyor. Medyadan da duyduğumuz karne notunu değiştirmek için profesyonel yerlere gitme durumu çocuklarda derin ve geniş davranış sorunlarına sebebiyet veriyor. Çocuklar karnelerindeki sorunları açık bir şekilde aileleriyle paylaşabilmeli. Evde bunun için bir durum değerlendirmesi yapılmalı kesinlikle.
Eğitimi uzun soluklu bir yürüyüş olarak görmek lazım. Bu yürüyüş esnasında suyunuz azsa takviye edilebilir. Yoksa bir kaynak bulunur. Ama matara delinmişse eğer bu sürekli bir yetersizlik durumu oluşturur. Çocuğunuza karnedeki notlarına bağlı olarak hakaretvari onun onurunu kıracak, özgüvenini, özsaygısını etkileyecek tavır ve söylemlerden kaçınmalısınız. Ortada bir başarısızlık varsa bunda herkes kendine bir pay çıkarmalı bu sonucun üzerine düşünülmeli ve gerekli yerlerden yardım da alınmalıdır.
Ailelerin kıyaslama yapması çocukta nasıl sonuçlar doğurur?
Çok sık rastladığımız bir durumdur bu. Gerek komşularının çocuğuyla gerek akrabalarıyla gerekse kardeşleriyle yapılan kıyaslamada ilişkiler zedelenir. Bu durum çocukta değersizlik ve yetersizlik duygusu oluşturur. Erişkinlerde görülen kaygı bozuklukları ve depresyon çocukluk çağındaki öğrenilmiş tutumlarla çok bağdaşıyor. Çocuklarda bu tür ileriye taşınabilecek sorunları oluşturmayalım. Karne bu durum için bir araç olmasın.
Neler yapılabilir?
Sorunun bütününü görmek lazım. Çocuk için yardıma ihtiyaç varsa yardım isteme konusunda çekimser olmamak lazım. Ailenin tutumlarını gözden geçirmeleri de gerekiyor. Bu konuda eğer gerçek bir ihtiyaç varsa destekte alınabilir. Evdeki ortam çocuklar için eğlenmeye ve öğrenmeye uygun bir hale getirilmeli. Dikkat dağıtacak başka ilgiler geliştirmesine engel olacak bütün koşullar yeniden gözden geçirilmeli. Israrla vurguladığımız internet ve televizyon bağımlılığı sınırlanmalı. Bu sınırlandırılamayacak boyutta ise o zaman tamimiyle hayattan çıkarılmalı ve daha sonra ihtiyaç halinde kontrollü bir şekilde kullanılmalıdır. Okulda uygulanan ve herkesin uyması gereken kırmızı çizgilerin net olması durumunun evde de uygulanması gerekir. Bu kurallara ailelerin de uyması gerekir.
Karne sonucu uygulanan ödül ve ceza sistemi hakkında önerileriniz neler?
Ödül ve cezanın öğrenme üzerindeki etkisi belirgin. Bu konuda bir kaygımız yok. Ama bu durum uzun süreli bir kazanç sağlamaktansa kısa vadede çözüm üretmeye yarıyor. Tabii ki karnesi iyi olan bir çocuğa ödül verilebilir. Bunun kesinlikle yanlış olduğunu söylemek doğru değil. Ama daha önemli olan çocuğun bu başarı veya başarısızlığını içselleştirmeye çalışmalıyız. Yani çocuk kendini geliştirdiğini ve faydalı bir birey olduğunu hissedebilmeli. Çocukta bu bilişsel algının oluşması çok önemli. Çocuklarımıza değerleri ve topluma faydalı bir birey olmak için eğitimin önemini, faydasını vurgulayalım. Başarı ya da başarısızlığı maddi ödülle ya da ceza ile sonuçlandırmak çocuğu içsel dinamiklerinden uzaklaştırır.
Tatil sürecinde ailelerin tutumları nasıl olmalı?
Karneye olduğundan fazla anlam yüklenmemeli. Karne bir zeka testi değil. Çocuğun hatta ailenin o dönem içerisinde ortaya koymuş olduğu performanstır. Buna bütüncül olarak bakmak lazım. Aile olarak neyi eksik yaptık, nerde yanlış yaptık konularının düşünülmesi gerekir. Sert ve aşırı bir reaksiyon göstermek kesinlikle yanlıştır. Karne günü çocuklarda bir travma etkisi oluşturmasın. Çocukta birkaç hafta önceden başlayan kaygı durumu oluşmamalı. Anne babalar karnenin nasıl geleceğini biliyorsa aşırı bir kaygı durumu oluşmaz. Bir başarı varsa takdir edilir, eğer bir başarısızlık varsa da değerlendirilir. Direk çocuğun zekâsıyla ilgili yorumlar yapmaktan mutlaka kaçının. Bu durum kalıcı ve derin bir hasara sebebiyet verebilir çocuklarda.
Çocukların ne tür kitap okumaları ya da nasıl aktivitelerle uğraşmaları gelişimlerini olumlu etkiler?
Çocuğunuzun ilgi alanlarını, yetenekli olduğu alanları bilmek çok önemli. Resim, sanat, spor, matematik gibi hangi konuya ilgisi varsa bu konular üzerine düşünülmeli. Kitaplar çocukların yaş ve zeka seviyesine uygun bir şekilde olmalı. Çocuklar küçükse mutlaka resimleri fazla ve yazıları büyük olan kitaplar seçilmeli. Evde mutlaka kitap okuma kültürü oluşmalı. Sonuçta çocuk anne babasının yapmadığı bir şeyi yapmaktan kaçınacaktır. Bu konuda özendirici olmalıyız. Evde oluşturulacak ortamla anne babalar çocukları teşvik etmeli çocukları bu anlamda. Önemli olan çocuğun kendini geliştirebilecek ufkunu açabilecek kitapları okumaları ve ilgi alaka düzeylerine göre aktivitelerle enerjilerini atmalarını sağlamak. Aile çocuk için aktivite gerçekleştirebileceği alanlar hazırlamalı ve bu konuda müdahaleci olmadan çocuğun bu alanda rahat olabileceği bir ortam hazırlamalı.
Haber-Fotoğraf: Burcu KASARCI – Neslihan DUYSAK / İstanbul Ajansı