İsmail Kabakçı ‘Şehitlik Müslümanın Müslümanı Vurması Değildir’

Başkanı olduğu TÜSİDEF’in ev sahipliğinde Ataşehir’de yapılan toplantıdaki sözlerine MHP’den gelen tepki üzerine TÜSİDEF Başkanı İsmail Kabakçı basın açıklaması yaptı.

Recep Kenan/haberinasli.com

TÜSİDEF’in ev sahipliğinde Ataşehir’de yapılan toplantıda “Bu sorunu kim çözerse çözsün, kim tarihe geçerse geçsin, ben o liderin bırakın ellerini, ayaklarının öperim.”dediği için, Milliyetçi Hareket Partisi tarafından gösterilen tepkiye İsmail Kabakçı tarafından açıklama geldi.

Türkiye cumhuriyeti, Sinop Boyabat Bahçeköy’de Müslüman bir aile çocuğu olarak dünyaya geldiğini, Türkiye’nin başka bir yerinde; Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Sunni hatta başka bir dine mensup, Japonya’da ABD’de, Afrika’da; Budist, Hıristiyan yada Yahudi olarak dünyaya gelmiş olabileceğini söyleyen TÜSİDEF Başkanı İsmail Kabakçı; bu farklılıklar insanları bir birine düşman etmemesi, anne ve babalarının kıymetini bilmeleri gerektiğini söyledi.

Sinop’ta 23 yıldır STK larda karşılıksız Allah’ın rızasını kazanmak için, “Karısı dul, parası pul” insanlardan oluşan topluluk olduklarını söyleyen Kabakçı; her ne adla olursa olsun insanların öldürülmesine karşı olduğunu, dünyaya gelen her canlının ömrünü tamamlamasına inandığını ifade etti.

Bostancı Green Park Otel’de dün akşam 20:00 da TÜSİDEF Başkanı İsmail Kabakçı ve beraberinde Anadolu Konfederasyonu Platformu üyesi bir grup dernek ve federasyon yöneticilerinin katılımı ile bir basın açıklaması yaptılar. Van, Diyarbakır, Amasya, Manisa, Erzurum, Sinop, Bingöl ve Çankırı il ya da bu illere ait bazı dernek veya federasyonların yöneticilerinin katıldığı toplantıda, TÜSİDEF Başkanı aynı zamanda Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Kabakçı yaptığı basın açıklamasında; söylediği sözün arkasında olduğunu söyledi.

Ataşehir’de yapılan toplantıda “Bu sorunu kim çözerse çözsün, kim tarihe geçerse geçsin, ben o liderin bırakın ellerini, ayaklarının öperim.” sözlerini TÜSİDEF Başkanı İsmail Kabakçı sıfatı ile yaptığını, bu sözlerinin Ataşehir Belediyesi ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni bağlamadığını ifade etti.

CHP‘nin de çözüm sürecine karşı olmadığını ancak, konuşulanları bilmediği, neyin karşılığı bu anlaşmaların yaşandığı sorulduğunu söyleyen TÜSİDEF Başkanı İsmail Kabakçı; bölgeye yaptığı ziyarette düşüncelerinin değiştiğini cesaret isteyen bu organizasyonu yapanları ve katılanları kutladığını söyledi.

Bu gün olsa yine gideceğini ifade eden Kabakçı bölge temsilcilerini de Karadeniz’de misafir etmekten gurur duyacaklarını ifade etti. Müslümanlar arasındaki savaşta şehitlikten söz edilemeyeceğini söyleyen İsmail Kabakçı; yapılan organizasyonun çok güzel bir organizasyon olduğunu, organizasyonu yapanları ve organizasyona katılanları kutladığını, bu faaliyeti düzenleyenlerin ne kadar ulvi bir iş yaptıklarını geldikten sonra anladıklarını belirtti.

TÜSİDEF Başkanı İsmail Kabakçı görsellerle desteklenen gezi notlarının gösterimi sonrası yaptığı açıklamada; “ Müslüman müslümanı her ne ad altında olursa olsun öldürmemeli. Allahın verdiği canı Allah almalı. Avrupa’da Amerika’da insanlar mutlu olmak için çalışıyorlar. Müslüman ülkelere geldiğinizde; şeytandan kork, inden kork, cinden kork. Hep bir korku imparatorluğu var. Sevgi imparatorluğu yok.”diye konuştuktan sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Geziye katılan bir MHP mensubu dernek üyesinin istifasının istendiği iddiası üzerine  “onların kendi kararı.”diye cevaplayan TÜSİDEF Başkanı Kabakçı, temsilcimiz Recep Kenan’ın da içinde bulunduğu basın mensuplarından gelen soruları özetle şu şekilde cevaplandırdı;

Müslüman ülkelerdeki savaş, şehitlik kavramının yanlış anlaşılmasından kaynaklanıyor. İnanan insanlar için cennet 8 kattır. 8. katında; peygamber, evliya, enbiya, müşteid ve şehitler olacaktır. Ve birde Cenabı Mevla orada olacaktır. Peygamber, evliya, enbiya, müşteid olamayacağımıza göre tek bir yol kalıyor; şehitlik.

Kuranı Kerim’de 6 ayette geçiyor şehitlik. Şehitlik sadece savaşta ölmek değildir. Şehitlik Müslümanın Müslümanı vurması değildir. Müminlerden iki kişi çarpışırsa arasını bulun diyor ayette. İran, Irak savaşını 8 yıl seyrettik televizyonda. Niye vurdu Müslüman Müslümanı. Ne geçti ellerine. Ne geçti ellerine, Suriye’de ne geçiyor. Bunun bir sebebi var. Şehitliğin yanlış anlaşılmasıdır. Ben öleceğim diye gitmiyor. Öldüreceğim diye gidiyor. Ölürsem de şehidim diyor. Bu yanlış anlaşılma neticesinde; ilk günden bu yana İslam coğrafyasında hep Müslüman Müslüman ile savaşmıştır.

Şehitliğin iyi tarif edilmesi lazım. Eceli kaza ile ölenlerin Şehit olduğu bilinmesi lazım. Birde iki Müslüman kavgaya tutuşmaya başladığı andan itibaren araya girmek gerekir.

Diyarbakır’daki toprakların sahipleri, 300 tane aşiret reisi. Diyarbakır’da 600 bine 1 milyona daire satılıyor. Bölgede birçok zengin var, bir de zengin. Gitmediğiniz, görmediğiniz, tutmadığınız el sizin değildir. 30 yıldır kardeş kardeşi şehit etmiş. 30 yıldır devam eden Müslümanın müslümana kırdırıldığı terör musallat edilmiştir. Ölende kardeşimizdir, şehit edilende. Bu savaşta 100 binlerce Müslüman şehit olmuş ya da ölmüştür.

Anadolu Konfederasyonu olarak, Malatya ve Diyarbakır’da çeşitli ziyaretlerde bulunduk. Meryem Ana Kilisesi’nde ayine katıldık. 40 lar Meclisi ile tanışıp bilgi alışverişinde bulunduk. Hz. Süleyman Camisi’ne gittik ve türbeleri ziyaret ettik.
Çözüm süreciyle alakalı 30 yıldır kardeşin kardeşi vurmasını engelleyecek her türlü söylem ve eylemde yer aldım. Bu günde tekrar söylediğim gibi; “Bu sorunu kim çözerse çözsün, kim tarihe geçerse geçsin, ben o liderin bırakın ellerini, ayaklarının öperim” evet gene söylüyorum;”o liderin elini ayağını öperim.”

Çünkü 30 yıldır askere giden evlatlarımız “şehit mi olacağım gazi mi?”diyerek gittiler askere. Kendi çocuklarım ve diğer çocuklarımızın, gençlerimizin bu duyguları yaşamaması; mutlu, huzurlu, barış içerisinde, yaşamasını sağlamaya katkıda bulunmak için Diyarbakır’a gittim.

Diyarbakır’ı hep dağlık bir alan olarak düşündüm. Bölgeye uçaktan baktığımda düşündüğümün tersi Dicle kenarında verimli toprakları olan bir ova gördüm. Etrafta asker, panzer, top ve tüfek yoktu. Antalya’ya inmiş gibiydik. Çanakkale’ye düzenlenen turlar gibi Diyarbakır’a turlar düzenleyerek daha önce gelseydim Diyarbakır’a. 30 yıldır kardeş kardeşi şehit etmiş. Çok istiyorlarsa İsrail orada, onlarla savaşsınlar.

Sonuç olarak; Anadolu Konfederasyonu olarak Diyarbakır’a gittik. Diyarbakır’a gitmiş olmak ve halkını tanımış olmaktan dolayı çok mutluyum. Türkiye Devleti’nin her tarafı bizimdir. Kardeşçe yaşamayı becermeliyiz. Bir insan Kürdüm, Aleviyim diyorsa; siz ona başka bir mezheptensin diyemezsiniz. Bırakın kim neye istiyorsa inansın.

Bir ayetle konuşmamı tamamlamak istiyorum: Hucut Suresi 9,10

Müminlerden iki taife birbiri ile çarpışırsa aralarını bulun.

Müminler elbette kardeştir. Kardeşlerin arasını bulun.

*Ayeti Kerim meali