“Hemşehri Dernekleri
Çalıştayı”nın kapanışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “‘Ben, sana
tabiyim. Sen ne dersen, onu yaparım’ diyenle hiç işim yok” dedi.
Yaklaşık bin 600 kişinin katılımıyla gerçekleşen “Hemşehri Dernekleri
Çalıştayı”nın kapanış konuşmasını İBB Başkanı Ekrem İmamoğluyaptı.
İstanbul’u şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yönetmeye talip
olduklarını vurgulayan İmamoğlu, “Hep birlikte yöneteceğiz. ‘Ben yaptım, oldu’
demeyeceğiz. Hep birlikte başarıp, hep birlikte karar verme mekanizmasını
hayata sokacağız. ‘Biz yaptık. Biz söylemiştik. Doğru bir şekilde yöntem ortaya
koyuldu. Hep beraber başardık’ diyebilmeliyiz. Hemşehri derneklerinin, bütün
İstanbul’da siyaset üstü birer kurum olduklarını mutlaka ispat etmeliyiz. Yani
hemşehri dernekleri; bir döneme, bir iktidara ya da bir siyasi partiye ya da
bir belediye başkanına tabiyse, benim o dernekle işim yok. ‘Ben, sana tabiyim.
Sen ne dersen, onu yaparım’ diyenle hiç işim yok” dedi.
İBB “HEMŞEHRİ
DERNEKLERİ ÇALIŞTAYI” DÜZENLEDİ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Yenikapı Gösteri ve
Sanat Merkezi’nde “Hemşehri Dernekleri Çalıştayı” düzenledi. Prof. Dr. Murat
Şeker’in moderatörlüğünü yaptığı çalıştaya, farklı hemşehri derneklerine üye
yaklaşık bin 600 kişiyi bir araya getirdi. Çalıştayın kapanış konuşmasını İBB
Başkanı Ekrem İmamoğlu gerçekleştirdi. İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
‘HEMŞEHRİM MEMLEKET
NERE?’
“Hepinizi öncelikle İstanbul’un hemşehrisi olarak sizleri
selamlamak istiyorum. İstanbul, hepimizi kucakladı ve bir araya getirdi.
Biliyorum ki hepimiz, doğduğumuz ya da geldiğimiz yörelerine düşkün bireyleriz.
İstanbul’da yaşasak da doğduğumuz yere olan ilgimizi hiçbir zaman
kaybetmiyoruz. İstanbul’da yaşayan bireyler olarak, tanıştığımızda ilk
sorduğumuz soru; ‘Hemşehrim memleket nere?’ Bunu cevaplama bazen zor. Bu, bize
özgü bir şey. Yoğun bir göç yaşayan ülkemizin, göç etmesine rağmen, yaşadığı
yer kadar, doğduğu yeri de unutmamanın, onun üzerinde hassas olmanın, kültürünü
yaşamanın ve yaşatmanın tutkusu. Bunu anlıyorum. Kesinlikle size saygı
duyuyorum. Ben de sizlerden biriyim çünkü. Ama bir bakıma da ülkemizde böyle
bir konuyu iyi yönetmek gerektiğini de bir sorumluluk kabul ediyorum.”
“HEPİMİZ ÖNCE
‘İSTANBUL’UN HEMŞEHRİSİ’ OLMALIYIZ”
“Memleketimizin en büyük, hepimize ekmek kapısı açan,
dünyanın kadim şehri, bize göre dünyanın en güzel şehri İstanbul’umuzu, bence
birinci sınıf hemşehrisi olmayı bir kere başarmak zorundayız. Yani hepimiz,
önce ‘İstanbul’un hemşehrisi’ olmalıyız. İki duyguyu birbirinden ayırmak lazım:
Geleneklerimizi, göreneklerimizi, adetlerimizi, bizim doğduğumuz şehirdeki
kültürün yaşatılmasını ayrı bir şeyde değerlendirmek lazım. Ama bir de
yaşadığınız şehrin hemşehrisi olmayı da mutlaka önemsemek ve o anlamda hassas
olduğumuzu ve bu şehrin daha iyi noktalara gelmesi konusunda da duyarlı
olduğumuzu her ortamda ortaya koymak zorundayız. Köklerimiz ne olursa olsun ya
da nereden buraya geliyor olursak olalım, artık aynı zamanda İstanbullu
olduğumuzun, bu şehrin de sahibi olduğumuzun, İstanbul’un sizin olduğunun,
hepimizin olduğunun farkına varmanın zamanı gelmiştir.”
“SİZLER, SÖZ SAHİBİ
OLMALISINIZ”
“Bir şehrin sahibi olduğunu hissedebilmenin de en etkili
yolu, herkesin farklı kurumlar ve birimler üzerinden şehrin yönetimine
katılabilmesini sağlamak ve bu yöndeki kanalları açık tutmayı başarabilmekten
geçiyor. Yani sizler, söz sahibi olmalısınız. İstanbul’u ortak akılla,
katılımcılıkla yönetme konusunda çok iddialı bir süreci arkadaşlarımla ortaya
koymaya çalışıyoruz. Ve yüzde 100 şeffaflık içerisinde bir süreci yönetme
çabası içerisindeyiz. Çünkü, bu şehrin ya da bu ülkenin kucaklaşmasının, en
doğru kararları verebilmesinin başka bir yol ve yöntemi yoktur. İstanbul gibi
bir metropolü, bu şehrin zengin insan kaynağından faydalanarak yönetmenin en
akılcı yol olduğunu anlamak için, inanın çok da ileri seviyede bir düşünceye
sahip olmaya gerek yoktur. Sivil toplum kuruluşlarından en değerli bölümü
teşkil eden hemşehri derneklerinden de en uygun biçimde faydalanabilmenin
yolunu ve yöntemini bulmak ve bu anlamda sizleri değerli bir yol arkadaşı
olarak görmekten derin bir mutluluk duyarım.”
“BAŞARIRSAK, DAHA
SIKI KUCAKLAŞIRIZ”
“Hep birlikte yöneteceğiz. ‘Ben yaptım, oldu’ demeyeceğiz.
Hep birlikte başarıp, hep birlikte karar verme mekanizmasını hayata sokacağız.
Şunu söyleyeyim: ‘Biz yaptık. Biz söylemiştik. Doğru bir şekilde yöntem ortaya
koyuldu. Hep beraber başardık’ diyebilmeliyiz. Hemşehri derneklerinin, bütün
İstanbul’da siyaset üstü birer kurum olduklarını mutlaka ispat etmeliyiz. Yani
hemşehri dernekleri; bir döneme, bir iktidara ya da bir siyasi partiye ya da
bir belediye başkanına tabiyse, benim o dernekle işim yok. ‘Ben, sana tabiyim.
Sen ne dersen, onu yaparım’ diyenle hiç işim yok. Ama ben, şunun önünde
saygıyla eğiliyorum: ‘Ben, yöremin kültürünü temsil ediyorum. Yörem için,
İstanbul’da yaşayan, o yörede doğmuş eşimizin, dostumuzun, komşularımızın o
yöreyle daha iyi bağ kurması için, İstanbul’un benim yöremi tanıması ve o
yöreyle ilişki kurup, oranın turizmine daha fazla katkı sunmak için ya da
yöremin eğitimine, oradaki yoksulluklara katkı sunabilmek için işler yapmak
istiyorum, aktiviteler yapmak istiyorum, İstanbul’da yöremi tanıtmak istiyorum,
bununla ilgili aksiyon alma konusunda Sayın Başkan senden destek istiyorum’
diyenin başımın üstünde yeri var. Biz bunu yaparsak, başarırsak, daha sıkı
sıkıya kucaklaşırız. Yani hemşehri derneklerimiz, ‘İmamoğlu, acaba biz ona
yakınız da bizden uzak durmaya mı çalışıyor’ diyebilir! Tam aksine; herkese
eşit mesafede olmaya çalışıyorum. Ekrem İmamoğlu’nun, İBB Başkanı olarak, her
derneğe eşit, doğru ve yapabileceklerinin cevaplarını verebilmesinin zeminini
hazırlayacağız. Kimseyi aldatmayacağız.”