küresel Koronavirüs
salgını mücadelesiyle ilgili açıklama yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, oluşturulacak
bilim kurulu ile ihtiyaç ve risk haritası belirleyeceklerini söyledi.
Recep Kenan/itvhaber.com
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Koronavirüs salgınıyla ilgili
canlı yayın gerçekleştirdi ve aldıkları önlemlerden merkezi hükümetten
beklentilerine kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı. Zor günlerin
başında olduğumuza dikkat çeken İmamoğlu, İBB olarak, Yenikapı’da “İstanbul
Yardımlaşma ve Koordinasyon Merkezi”ni (İYKM) kurduklarını duyurdu.
İmamoğlu, “İYKM; sağlık çalışanları, tek başına yaşayanlar,
dar gelirliler, işini kaybedenler, öğrenciler, hastalar, hasta yakınları, bu dönemde
fazladan mesai yapmak durumunda kalanlar gibi pek çok kesim için, günlük hayatı
kolaylaştırıcı önlemler alacak. Kriz ilerledikçe, uygulamalar geliştirecek.
Destekler yapacak, gönüllü çalışmalarını koordine edecek. Bu merkez ile İBB’nin
ilgili tüm birimlerinin, iştiraklerinin ve ilçe belediyelerinin Covid-19 ile
mücadelede, halihazırda yürütmekte olduğu faaliyetler arasında eşgüdüm
sağlayacak bir merkez olacaktır. İYKM’de; bugün itibariyle 5 bin kişiye 3 öğün
yemek hizmeti verebilecek mutfağımızı ve yüzlerce personelimizi de hazır hale
getirdik” dedi. Yenikapı miting alanı ile birlikte Beylikdüzü Gürpınar Su
Ürünleri Hali ve Maltepe miting alanını da aynı amaçla tanımladıklarını
belirten İmamoğlu, söz konusu alanlarda sahra hastaneleri kurmaya hazır oldukları
bilgisini Sağlık Bakanlığı ile paylaştıklarını da kaydetti. İmamoğlu, Atatürk
Havalimanı’nın da benzeri amaçlar doğrultusunda değerlendirilebileceği
önerisinde bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu,
küresel hale gelen Koronavirüs salgını ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen ve Koronavirüs
salgını önlemleri kapsamında basın mensuplarının davet edilmediği etkinlik,
canlı yayınla kamuoyuna ulaştırıldı. Tüm dünyanın daha önce görülmemiş bir
süreçten geçtiğini vurgulayan İmamoğlu, yaşanan durumu, “Kader birliği”
sözleriyle özetledi. Dünyanın farklı yerlerinde ve birçok kentinde sokağa çıkma
yasağı uygulandığını hatırlatan İmamoğlu, “Bu sorunu, bizden daha önce yaşamaya
başlayan ülkelerin tecrübeleri bize bunu gösteriyor. O nedenle bu günler, hiç
birimizin asla hafife alamayacağı kadar ciddi. Zorlu ve hepimizin yakın
geleceğini derinden etkileyecek günleri hep birlikte yaşamaktayız. Her geçen
gün virüsün yayılacağı, vaka sayılarının ve kayıplarımızın artacağı; toplumsal
psikolojinin derinden etkileneceği günler. Bu günler, aynı zamanda kamu adına
karar verenler için daha sorumlu kararlar almak ve daha sorumlu davranmak
zorunda olduğu günler. Çok ama çok düşünüp, doğru kararları hızlı bir şekilde
uygulamak zorundayız” dedi.
“ZOR GÜNLERİN HENÜZ
BAŞINDAYIZ”
Her türlü anlayış farklılıklarını, her türlü siyasi
kutuplaşma ve hesapları geride bırakma günlerini geride bırakmamız gerektiğine
dikkat çeken İmamoğlu, “Üzülerek söylemek isterim ki, henüz daha zor günlerin
başındayız. O nedenle bu günler, toplumsal dayanışmayı maksimum ölçüde
geliştireceğimiz günlerdir” diye konuştu. Devlet ve hükümetin ilgili
birimlerinin, bu günlerde her bir vatandaşımızın hayatını korumak, ekonomik,
sosyal ve kültürel alanlarda ortaya çıkacak bütün problemleri aşmakla görevli
en yetkili otorite olduğunu ifade eden İmamoğlu, şunları söyledi:
“Ama bu mücadele, tek başına hükümetin ilgili birimlerinin
altından kalkabileceği bir mücadele değildir. Her kamu otoritesi, her bakanlık,
valilik, belediye başkanlıkları, özel kuruluşlar, hatta STK’lara kadar herkes
bu ortak mücadelenin bir parçası. Parçası olmak zorunda. Tek tek her birimiz,
bu mücadelenin bir parçası olmak zorundayız. İstanbul’un, sadece Türkiye’nin
değil, tüm Avrupa’nın en büyük şehri olduğunu herkese hatırlatmak isterim.
İstanbul’un ‘salgın sürecinin’ nasıl yönetileceği, sadece İstanbul ve Türkiye
açısından değil, tüm yakın coğrafya açısından da önemlidir, değerlidir. Yaratacağı
motivasyon, yaratacağı öncü tavır ve davranışlar, çok ama çok etkin, pozitif
sonuçlar verme sorumluluğuna sahiptir. Biz, bu mücadelede başta tüm kamu
kurumları olmak üzere, herkesle iş birliğini en üst seviyede tutmak ve bu
mücadeleyi dayanışmayla sürdürmek için ısrarcı olduk. Olmaya da devam ediyoruz.
Bu maksatla 39 ilçe belediyemizle de sıkı bir işbirliği içindeyiz. Herkesin ne
yaptığını takip ediyoruz. Ortaklaşmaya ve onlarla sürekli koordinasyon
toplantılarına davet edip işbirliği yapmayı, en üst seviyede tutuyoruz.”
İBB olarak, bu süreçte halk sağlığından, dezavantajlı
gruplar için ekonomik yardımları artırmaya kadar, onlarca yeni uygulamayı
hayata geçirdiklerini belirten İmamoğlu, yaptıkları çalışmalarla ilgili detaylı
bilgiler verdi. “İBB olarak bizim en birincil ve temel önceliğimiz sorumlu
olduğumuz kamu hizmetlerinin kesintisiz biçimde sürmesini sağlamaktır” diyen
İmamoğlu, süreçle ilgili bundan sonra atacakları atacakları adımları da şöyle
sıraladı:
“TEMEL GIDA SORUNU OLMAYACAK; STOKLAMA
YAPMAYALIM”
– İstanbul’da
faaliyet gösteren gıda ve perakende zincir yöneticileri ile acilen toplantılar
yaptık. Sürece, vatandaşa hizmet noktasını en önde tutarak bakan firma
yöneticilerine teşekkür ediyorum İstanbul halkı adına. Bu toplantılar
neticesinde çok önemli bir noktaya geldik. Bu şehirde yaşayan herkes emin olsun
ki, salgın sona erene kadar, inşallah 16 milyonun temel gıda ve hijyen
malzemesi ihtiyaçlarının temin edilmesinde hiçbir sıkıntı olmayacak. Bunu İBB
olarak, garanti ediyoruz. Ama lütfen her birimiz sorumlu davranalım ve ihtiyaç
fazlası gıda ve hijyen malzemesi asla stoklamayalım. Bizler, semt pazarlarıyla
ilgili de öncü kararlar aldık. Tam bir hafta önce bu sürecin uygulamasına
geçtik. O süreçten bugüne, vatandaşlarımızı en derin hijyen kurallarıyla gıda
erişimine ulaşmasını sağladık.
– İstanbul Turizm
Platformumuz aracılığı ile şehrimizdeki 600 otel yöneticisi ile görüşmeler ve
toplantılar yaptık. Sağlık çalışanlarının yoğun bir süreç içinde bizlere hizmet
verdiğini biliyoruz. Buradan bütün sağlık çalışanlarına; hekimlerine,
akademisyenlerine, hemşirelere, hizmetlilere, sağlık emekçilerine yürekten
teşekkür ediyorum. Onlara minnet duyuyorum. Sağlık çalışanlarımızın kendi
ailelerini korumak zorundayız. Bununla ilgili Sağlık Bakanlığı’mızın
çalışmaları olduğunu da biliyoruz. Biz de ‘İstanbul’da neler yapabiliriz’
noktasında ilçe belediyelerimizle çalışmalar yapıyoruz. Kamuya ait bir takım
alanları belirleyip, Sağlık Bakanlığı’mızla paylaşıyoruz. Sağlık
çalışanlarımızın kendi evlerinin dışında ve çalıştıkları hastanelere yürüme
mesafesinde otellerde konaklamalarını sağlamak üzere prensip anlaşmasına
vardık. Bu kapsamda, toplam 2.000 odanın sağlık çalışanlarının kullanımına
açılması için gerekli desteği sağladık. Mutabakat sağladığımız turizm sektörü
temsilcilerine 16 milyon adına yürekten, içtenlikle teşekkür ediyorum. Kalan
otel yöneticilerini de bu büyük seferberlikte dayanışmaya ve sağlık
personelimizin yanında olmaya davet ediyorum. Elimizde olan bu imkanı da dün
itibariyle Sağlık Bakanlığı’mızla paylaştığımızı ve hazır olduğumuzu kamuoyuna
iletmek istiyorum.
“İBB VE 39 İLÇE
BELEDİYEMİZ ETKİN BİR ŞEKİLDE SÜRECİN İÇİNDE”
– Evde kalma
sürecinde, yaş almış, yalnız yaşayan, 65 yaş üstü İstanbullularımız vat. Gıda
ve hijyen malzemesi ulaştırabilecek online dağıtım şirketleri ile toplantılar
yaptık. Aldığımız ortak dayanışma kararları nedeniyle, bu değerli
şirketlerimizin yöneticilerine teşekkür etmek istiyorum. Çağrı merkezimize
gelen çağrılar üzerinden, yaş almış hemşehrilerilerimize İBB olarak destek
oluyoruz. Aynı zamanda valiliğin başlatmış olduğu gıda yardımı sürecine de
araçlarımızla, insan kaynağımızla, tüm lojistik desteğimizi İBB olarak
sağladığımızı duyurmak isterim. Aynı şekilde bu sürece, 39 ilçe belediyemizin
de en etkin biçimde bu konuda sürece katıldıklarını da onların adına duyurmak
istiyorum.
“İSTANBUL YARDIMLAŞMA
VE KOORDİNASYON MERKEZİ’Nİ KURDUK”
– İBB olarak, içinde bulunduğumuz bu olağan dışı dönemde
özel olarak yardıma, desteğe ihtiyaç duyan tüm kişi ve kesimleri belirlemek; bu
kişi ve kesimlere fiziki, maddi ya da psikolojik destek ve bilgi sunmak; farklı
yapı ve kişiler tarafından yürütülen yardımlaşma ve destek çalışmalarını koordine
etmek, ortaya çıkacak tüm çabaların nicelik ve niteliklerini artırmak amacıyla;
İBB öncülüğünde, tüm sivil toplumu ve gönüllü vatandaşları bir araya getirmek
üzere, İstanbul Yardımlaşma ve Koordinasyon Merkezi’ni (İYKM) oluşturduk. Şu an
içinde bulunduğumuz Yenikapı Avrasya Merkezi ve etrafındaki idari
binalarımızdan oluşan bu kompleksi, steril hale getirdik. Yardımlaşma ve
koordinasyon merkezimiz olarak hizmete sunduk. Salgınla mücadele sona erene
kadar Yenikapı, İstanbul’un yardımlaşma ve koordinasyon merkezi oldu.
“KRİZ İLERLEDİKÇE,
UYGULAMALAR GELİŞTİRİLECEK”
– İYKM; sağlık çalışanları, tek başına yaşayanlar, dar
gelirliler, işini kaybedenler, öğrenciler, hastalar, hasta yakınları, bu
dönemde fazladan mesai yapmak durumunda kalanlar gibi pek çok kesim için,
günlük hayatı kolaylaştırıcı önlemler alacak. Kriz ilerledikçe, uygulamalar
geliştirecek. Destekler yapacak, gönüllü çalışmalarını koordine edecek. Bu
merkez ile İBB’nin ilgili tüm birimlerinin, iştiraklerinin ve ilçe
belediyelerinin Covid-19 ile mücadelede, halihazırda yürütmekte olduğu
faaliyetler arasında eşgüdüm sağlayacak bir merkez olacaktır. Salgın karşısında
tüm tarafların dahil olduğu bütüncül uygulamalar hayata geçirilecektir.
Böylece, alanda gerek duyulan koordinasyon ihtiyacı karşılanacak; mükerrer
uygulamaların önüne geçilerek, kritik öneme sahip kaynakların verimli, etkili
ve doğru kullanımı sağlanmış olacaktır. Bu süreçte, zor durumdaki
vatandaşlarımıza mutlak yardım elini uzatmak, maddi, manevi katkı sunmak
isteyen tüm kişi, kurum, kuruluş ve gruplara sesleniyorum: İYKM, sizin destek
ve yardımlarınızı doğru kişilere en hızlı biçimde, en organize şekilde
ulaştırmanızı sağlayabilecektir. Buna dair tüm yardımlaşma ve dayanışma
çabalarını en verimli biçimde koordine edebilecek kamu adresi de İBB’dir.
Bütünüyle şeffaf ve sonuna kadar katılımcı bir idari yapısı vardır. Gelin, bu
çatı altında güçlerimizi birleştirelim ve hep birlikte bu süreci başarıya
ulaştıralım. Bu noktada, sizlerin katılımını, katkısını ve bize olan ilgisini,
dayanışma ruhunu burada hayata geçirmenizi yürekten temenni ediyorum.
“BİLİMSEL AKLA GÖRE
HAREKET EDECEĞİZ”
– İBB olarak, bu süreçte daima bilimsel akla göre hareket
edeceğiz. İYKM bünyesinde, salgınla
ilgili tüm gelişmeler takip edecek, gelecek projeksiyonu çıkaracak, ihtiyaç ve
risk haritası belirleyecek ve ortaya çıkan sonuca göre alınacak önlemlere karar
verecek bir bilim kurulu oluşturduk. Bu kurulda, İBB’nin üst düzey
yöneticileri, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, İstanbul Tabip Odası, çeşitli üniversite
ve kamu hastanelerinden doktorlar, psikiyatr uzmanları ve konuyla ilgili yetkin
personeller de bu sürecin içinde vardır.
“KARANTİNA VE SAHRA
HASTANESİ ALANLARINI BELİRLEDİK”
– Salgının yayılma hızının artması ihtimaline karşı, İBB
bünyesindeki bazı mekanlarımızı da geçici karantina mekanı ve sahra hastane
alanları olarak belirledik. İhtiyaç duyulması halinde, bu alanların
altyapılarını ve teknik çalışmalarını hızla tamamlayarak, hizmete hazır hale
getireceğimizi dün itibariyle Sağlık Bakanlığı’na bildirdik. Öncelikli olarak;
içinde bulunduğumuz Yenikapı Miting alanı, Beylikdüzü Gürpınar Su Ürünleri Hali
ve Maltepe miting alanını bu amaçla tanımladık. İhtiyaç halinde bu alanlara 2-
3 gün içinde dev, taşınabilir hava salonları ya da dev çadırlar kurarak, bu
alanları geçici hastane ve ameliyathaneye dönüştürmeye hazır olduğumuzu, bu
alanlarda var olan su arıtma üniteleri ve jeneratörlerin de kullanıma hazır
bulunduğunu, alt yapının dönüşümü konusunda her türlü iş birliğine hazır
olduğumuzu Sağlık Bakanlığı’mıza bildirdik. Ekiplerimizin yaptığı çalışmaya
göre, Yenikapı’da ilk aşamada 1.000 yataklı, ilerleyen aşamalarda ise 7 bin 300
yataklı dev bir sağlık çadırını hizmete sokmak mümkün olabilecek. Yine bu
alana, sağlık görevlileri ve ilgili personel için 1.000 kişilik yatakhane,
sağlık personeline hizmet edecek dinlenme ve hijyen alanları da kurulabilecek
durumda olacağız.
“SAĞLIK BAKANLIĞI’NA
BİLDİRDİK”
– Maltepe dolgu alanını da ihtiyaç halinde 30 bin
metrekarelik bir alanda, 1.300 yatak kapasiteli bir merkeze dönüştürebilecek
durumda olduğumuzu yine Sağlık Bakanlığı’na bildirdik. Bu alanda da yemekhane,
gıda depoları, hasta kabul, danışma mekanları ve sağlık personelinin tüm
ihtiyaçlarını karşılayacak alanları hızla sisteme alabiliriz. Beylikdüzü
Gürpınar Balık Hali’nin geçici hastane bölgesine dönüştürülmesi durumunda da
mevcut binaların boş kısımlarının kullanılması halinde 440 yatak kapasiteli,
otopark alanıyla birlikte ise 970 yatak kapasiteye sahip bir kompleksi,
altyapısını tamamlayarak Sağlık Bakanlığı için hizmete hazır hale
getirebileceğiz. Burada da yatakhanelerden gıda depolarına, sağlık personelinin
ihtiyaç alanlarına kadar tüm birimler de tarafımızdan hazır edilebilecektir.
– İstanbul genelinde, belediyemize bağlı 19 adet kapalı spor
salonumuzu da geçici hastane alanı olarak kullanmak mümkün olacaktır. 12’si
Avrupa yakasında 7’si ise Anadolu yakasında olan bu salonlarımızda toplam 1.983
yatak kapasitesine ulaşmak mümkündür. Tüm bu alanlarımızın listesini ve yapı
modellerimizi Sağlık Bakanlığı’mıza bildirdik. Görev verilirse, derhal gereğini
yerine getireceğiz. Bu noktada, elimizden gelen tüm çabayı, devletimizin tüm
kurumlarıyla koordineli bir şekilde yapacağımızı hem vatandaşlarımıza hem de
bütün yetkililere buradan duyurmak istiyorum.
– Bunların yanı sıra
Yenikapı Yardımlaşma ve Koordinasyon Merkezi’mizde, bugün itibariyle 5 bin
kişiye 3 öğün yemek hizmeti verebilecek mutfağımızı ve yüzlerce personelimizi
de hazır hale getirdik.
“SÜREÇ ŞEFFAF
YÜRÜTÜLMELİ, KAMUOYU DOĞRU BİLGİLENDİRİLMELİ”
Bu dönemde herkesin, başta yöneticilerin en üst düzeyde
sorumlu davranması gerektiğinin altını çizen İmamoğlu, konuşmasının devamında
şu ifadeleri kullandı:
“Bütün dünyada, devlet yöneticilerinin hem vatandaşın
sağlığını ve işini korumak hem de ekonomiyi canlı tutabilmek ve kamu
hizmetlerini sürdürebilmek adına aldıkları cesur ve şeffaf adımları hep
birlikte izliyoruz. Türkiye’deki Koronavirüs süreci, henüz başlangıcında ve ne
yazık ki gittikçe büyümekte. Dün akşam açıklanan verilerle konan büyük
fotoğraf, mutlak ve mutlak stratejik bir değişikliği gerektiriyor. Bunun
önleminin devletimiz tarafından, hükümetimiz tarafından alınmasının önemini
belirtmek istiyorum. Dün, aynı saatte hasta sayısı dünyada 472 bin iken, bugün,
24 saat sonra, şu an itibariyle 540 bine ulaştı. 22 bin olan ölüm sayısı, 24
bin 500’e ulaştı dünyada. Süreç bu kadar hızlı ilerliyor. O bakımdan hep
birlikte hızlı hareket etmek, hızlı ve pragmatik kararlar almak zorundayız. Bu
noktada, devletimizin ve hükümet yetkililerinin en etkin kararları alma
konusunda kararlılık ortaya koymasının altını çizmek istiyorum. Türkiye’nin ve
Avrupa’nın en büyük şehri olan İstanbul’da, evde kalan nüfusun kontrollü bir
biçimde artırılması şarttır. Sokağa çıkmamayla ilgili kararların daha radikal biçimde
alınmasıyla ilgili, hükümetin mutlak daha etkin bir karar alması konusunda,
İstanbul adına öncü bir çalışma yapmayı, dünden sonra bugün de yenilemek
istiyorum. Devletin bu süreci daha şeffaf yürütmesi ve kamuoyunun
bilgilendirilmesi mücadelenin başarısı açısından hayati hale gelmiştir. Bunun
da altını çizmek istiyorum.”
“ZAMAN KAYBETME
LÜKSÜMÜZ KALMADI”
“Enfekte vakaların saptanabilmesi için, yeterli ve etkili
test uygulamasına bir an önce geçilmelidir. Artık zaman kaybetme lüksümüz
kalmamıştır. Tüm kaynaklarımızı, daha çok test yapmak ve daha iyi hazırlanmak
için hep birlikte seferber etmek zorundayız. Hem İstanbul hastanelerinde hem de
İBB sağlık hizmetlerinde kullanılmak üzere, çok daha fazla solunum cihazına
ihtiyaç olduğu açıktır. Devletimizi bugün yönetmekle sorumlu olan herkese
sesleniyor ve özellikle rica ediyorum: Lütfen, insani ve ekonomik önceliği
bulunmayan, üzerinde bir mutabakat oluşmamış, büyük ve tartışmalı yatırımlarla
ilgili ihale süreçlerini hemen iptal edin. Bu, bugünün ruhu için yapılmak
zorunda olan bir davranıştır. İstanbul şehri adına da yapılan yanlışları
yakından takip ediyor, ihaleler konusunda da hukuki mücadelemizle bu süreci
yakın bir şekilde takip edeceğimizi buradan duyurmak istiyorum. Bu konuda
gelişen süreçle ilgili yapılan yanlış hamleleri de Türkiye ve İstanbul’un
kamuoyu vicdanına havale ediyorum. Lütfen, şu zor günlerde halk sağlığından,
insan hayatından daha önemli hiçbir şeyin olmadığını ve de olamayacağını
vatandaşımıza en güçlü biçimde hissettirebilmek adına, hassas ve titiz olalım.”
“YEREL YÖNETİMLER
ACİLEN DESTEKLENMELİ”
“Öte yandan başta, 25 Avrupa ülkesinden daha kalabalık bir
nüfusa sahip olan 16 milyonluk İstanbul’umuz olmak üzere, tüm yerel yönetimler
bu süreçte acilen desteklenmelidir. Hükümetin bu konuda hızlı adımlar atmasını
özellikle bekliyorum. Burada söyleyeceklerim, sadece İstanbul adına değil,
Türkiye’nin bütün yerel yönetimleri adına, genel ihtiyaçlar üzerine
belirlediğim hususlardır. Öncelikle, her ay genel bütçeden alınan nakdi tutar,
artırılmalıdır. Kesinti yapılmaması yeterli bir tedbir değildir. İnsanlara
dokunan birinci el, tüm Türkiye’de belediyelerdir. Belediyelerin mevcut
gelirlerinin, yani merkezi hükümetten aktarılan gelirlerin neredeyse tamamının
kesildiği bir dönem yaşamaktadır. Buna rağmen, Türkiye’deki bütün yerel
yönetimler, ellerinden gelen tüm katkıyı sunma çabası içerisindedir. Süreç,
daha da büyüyecektir. Bu noktada, aktarılan miktardaki kesintiyi yapmama
kararı, yetmez. Belediyelerimizin mutlak, artı bir aktarıma, mali desteğe ihtiyacı
olduğunu, merkezi hükümet yetkililerine duyurmak isterim.”
“Belediyelerin vergi ve sigorta gibi borçları
ertelenmelidir. Belediye mevzuatında var olan; özellikle dış borçlanma
limitleri artırılmalı ve hazine garantisi verilmelidir. Her belediyenin, kendi
özgün tavır ve davranışları, kabiliyetleriyle yurt dışında kaynak bulmasının
önü açılmalıdır. Sosyal yardım limitleri kaldırılmalıdır. Salgınla mücadele
konularında, ürün ve hizmet alım mevzuatı kolaylaştırılmalıdır. Bağış toplama
konusunda da denetimi en üst seviyede tutularak, kolaylık sağlanmalıdır. Uzun
vadeli tahvil çıkarılması için, mevzuat değişikliği ile işletme sermayesi
olarak kullanımı için mutlaka düzenleme yapılmalıdır. Gıda tedarik zincirinin
kırılması durumunda, ikmal ve lojistiğinin sağlanması için de her belediyemizle
beraber hazırlık yapılmalıdır. Hasta sayısının hızla artacağı göz önüne
alındığında, sahra hastanelerinin kurulması, ekipman ve uzman hekimlerle
donatılması için mutlaka harekete geçilmelidir. Bu vesileyle hava-kara ve metro
ile ulaşılabilecek en merkezi noktada bulunan ve pek çok boş-kapalı mekana
sahip olan Atatürk Havalimanı’nın da hızla koronavirus ile mücadele için bir
geçici hastaneye dönüştürülmesi kesinlikle düşünülmelidir. Bunu da merkezi
hükümete, Sağlık Bakanlığı’na duyuruyoruz.”
“Sağlık personelinin dinlenebilmesi için sisteme entegre
edilecek, otel ve yurtların maliyetinin üstlenilmesi, vatandaşın doğalgaz
faturalarının ertelenebilmesi için BOTAŞ ödemelerinin ertelemesi de ekonomik
olarak sağlanmalıdır. Su faturalarının ertelenebilmesi için, enerji
maliyetlerinin ertelenmesi sağlanmalıdır. Yakıtlar için ÖTV muafiyeti
getirilmelidir. Evde kalma süresine bağlı olarak artan çöplerin, tıbbi
atıkların ve dezenfeksiyon maliyetlerinin karşılanması için sübvansiyon
sağlanmalı ve vergi teşviki getirilmelidir. Belediyelerin birikmiş, devreden
KDV alacaklarının diğer vergilerden mahsup edilmesi veya belediyelere ödenmesi
sağlanmalıdır.”
“16 MİLYON
İNSANIMIZDAN GÜÇ ALACAĞIZ”
“Bu mücadelede, İBB olarak bize ne kadar sorumluluk
düşüyorsa, siz değerli hemşehrilerime de o kadar sorumluluk düşüyor. Hep
birlikte başarmanın en temel kişileriyiz. Biz, 16 milyon insanımızdan güç
alacağız; sizler, kurumlarımızdan güç alacaksınız ve bu süreci, hep birlikte
atlatacağız. Tüm bunları, devletimizin kurumlarıyla paylaşıyoruz. Önümüzdeki
dönem çok daha zor olacak. Bu zor dönemi atlatmayı, ancak ve ancak dayanışmayla
aşabiliriz. Bu dönemde güçlüler zayıflara, varlıklılar yoksullara destek
olacak. Bu sınavı ve zorlu günlerdeki mücadeleyi birlikte başaracağız.
Birbirimize sahip çıkacağız. Bu sürecin bir parçası olmak isteyen her kurumu,
her vatandaşımızı bizimle yardımlaşmak ve dayanışmak için Alo 153’ü aramaya
davet ediyorum. İYKM’nin çalışmaları ve salgınla ilgili olarak şehrimizi
ilgilendiren tüm konularda her fırsatta sizleri bilgilendireceğimden hiç
şüpheniz olmasın. Yoğun ve şeffaf bir iletişim süreci işleyecek. İstanbul
olarak, millet olarak; çok kararlı, çok tedbirli olacağız ama asla panik
yapmayacağız. Derin nefes alıp, sağlıklı düşünüp, doğru kararlar alacağız. Tüm
gücümüzle mücadele edeceğiz.”
“DAYANIŞMAKTAN VE
BİRLİKTE MÜCADELE ETMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
“Sevdiklerimizi kaybetmemek için, kendi sağlığımızı tehlike
altına atmamak için kesinlikle evde kalacağız. En umutsuz zamanlarda bile
dayanışmaktan ve birlikte mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.
Sevdiklerimizden, çevremizden, şehrimizden, ülkemizden kendimizi sorumlu
hissedeceğiz ve sorumlu davranacağız. Bu günleri zorunlu bir kapanma dönemi
olarak, bir mahkumiyet dönemi olarak görmeyeceğiz. Aile bağlarımızı
güçlendirmek ve birbirimizi daha çok anlayabilmek için altın bir fırsat olarak
göreceğiz. Komşularımıza, akrabalarımıza, arkadaşlarımıza sevgimizi, ziyaret
ederek değil, onlarla aramızdaki sosyal mesafeyi koruyarak gösterebileceğimizi
asla unutmayacağız. Sağlığımızla ilgili yetkili ve uzman kuruluşlardan ve
kişilerden yapılan açıklamalara mutlaka kulak vereceğiz, uyarı ve talimatlara
muhakkak riayet edeceğiz. Sizler; en küçüğünüzden en büyüğünüze kadar, hepiniz
çok değerlisiniz. Hepinizi çok seviyorum. Birlikte mücadele edeceğimizi
unutmayın. Dünyanın bu değişik döneminde, dünyanın tüm kurallarının yeniden
tartışıldığı, yeniden sorgulandığı ve yeni bir sürecin tanımlandığı bu değişik
süreçtan, hep birlikte düşünerek, Türkiye olarak, yeni bir döneme hazırlık
konusunda da en sağlıklı kalan, en başarılı işler yapmaya hazır bir millet
olduğumuzu ispat etmek zorundayız. Bu anlamda birlikte mücadele edeceğiz,
birlikte başaracağız.”