FOX TV’de canlı yayınlanan
“Çalar Saat” programına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı
Ekrem İmamoğlu, gazeteci İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı.
FOX TV canlı yayınında, İsmail Küçükkaya’nın sorularını
yanıtla İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Devlet içinde devlet olmaz” tartışmalarına
neden olan “yardım kampanyalarıyla” ilgili sorusuna, “Yapmayın! Belediye,
devletin, sahadaki en uçtaki elidir. Devlettir, devletin hasıdır belediye.
Valilikten izin isteyen vakıflar var. Bildiğiniz vakıflar; Valilik izin veriyor.
Bizim de başvurumuz var. İstanbul Vakfı’mız var bizim. Belediyenin vakfı. Hem
de Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte kurduğu vakıf. Başvurumuz var.
Pazar’dan beri bekliyoruz. Vatandaşımızın yardımlaşma duygusuna katkı sunalım.
Vicdanları birleştirelim. İnsanların yardıma ihtiyacı var” yanıtını verdi.
İMAMOĞLU’NDAN
“KAMPANYA” ÖNERİSİ: “VİCDANLARI BİRLEŞTİRELİM, İNSANLARIN YARDIMA İHTİYACI VAR”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu,
gazeteci İsmail Küçükkaya’nın FOX TV’de canlı yayınlanan “Çalar Saat”
programına katıldı. Küçükkaya’nın sorduğu bazı sorular ve İmamoğlu’nun bu
sorulara verdiği yanıtlar özetle şunlar oldu:
“İSTANBUL, SOKAĞA
ÇIKMA YASAĞINA HAZIR”
“İstanbul’da son
durum nedir?”
– Hafta sonu yeni kurallar getirildi. 20 yaş altına da
sokağa çıkma yasağı getirildi. Ondan sonra, çalışan 18-20 yaş kısmı eklendi.
Büyük bir azalma bekleniyordu. Örneğin; yasağın olmadığı pazar günü, 350 bin
civarında toplu taşıma kullanımı vardı ama pazartesi, yasağın olduğu gün, bu
rakam yine 900 bin toplu taşıma kullanımına çıktı. İnsanlar, hala seyahat
ediyor. Özel araçlarda da iki pazartesiyi kıyasladığımızda, ne yazık ki yüzde
13-14 artış vardı. 65 yaş üstü ve 20 yaş altına yasak getirildiğinde, aradaki
yaş diliminde kalan toplumun yüzde 64’üne “Serbestsin diyorsun”. Bu yasağın
sürece bir katkısı olmuş mudur? Olmuştur ama çok cüzi. 1 milyon 100 bindi geçen
pazartesi toplu taşıma, bu pazartesi 900 bin. Bu, yeterli değil. Herhangi küçük
bir şehir değil İstanbul. Bu yüzden ısrar ediyoruz sokağa çıkma yasağında. Bu,
Ekrem İmamoğlu’nun şahsi ısrarı gibi algılanmasın. Bunu ben söylemiyorum; bilim
kurullarımız söylüyor. Kesinlikle “tecrit” diyorlar. Bizim tahminlerimize göre;
300-350 bin insanın İstanbul’a hizmeti söz konusu. Böyle bir tecrit
sağlandığında, İstanbul’da 2 ile 3 hafta içinde bulaşmanın hızı yavaşlayacak ve
aşağı doğru inecek. Zaten şehir buna hazır.
“SÖZÜM ONA
GAZETECİLER KOMPLO TEORİLERİ ÜRETİYOR”
– Ben bunu söylüyorum, bazı sözüm ona gazeteciler, “Yok
efendim teröristlerle iş birliği, darbe planlarına teşvik…” saçma sapan, akla
hayale gelmeyecek bir takım komplo teorileri üzerinden yazılar yazdılar.
Üzülmüyorum da artık. Biz, Şubat ayında tedbirler almaya başladığımızda, “Ya
aslında öyle bir şey yok, milleti galeyana getiriyor” diye de yazdılar. Bunu,
niye anlatıyorum? Sokağa çıkma yasağını, İstanbul’daki bilim kurulumuz
söylüyor. Geçen cumartesi Pamdemi Kurulu toplantımız vardı Sayın Vali’miz
başkanlığında. Ben söylemiyorum, Pandemi Kurulu’ndaki tıp insanlarımız
söylüyor. Sayın Vali’mize, İstanbul için bir simülasyon çalışalım önerisini
sundum. Benim bu feryadımın; birkaç gün sonra, bir hafta sonra, 10 gün sonra
değeri düşüyor. Ortaya konan rakamları görüyoruz.
“YAPILAŞMANIN YOĞUN
OLDUĞU İLÇELERDE SALGIN DAHA YAYGIN”
– İstanbul’daki son
durumla ilgili bilginin merkezi Sağlık Bakanlığı. (Ekrana bakanlığın sitesinde
yayınlanan İstanbul’un pandemi haritası getirildi.) Burada çarpıcı olan şu:
Özellikle Bağcılar, Esenler, Bayrampaşa… O bölgede çok yoğunlaşma olduğunu
görüyoruz. Çünkü biliyorsunuz yapılaşma çok orada. Bize Pandemi Kurulu’nda
sunum yapıldı. Orada bir ilgili, sanıyorum İstanbul Halk Sağlığı Başkanıydı.
Onun yaptığı haritada, o bölgede, yapılaşmanın yoğun, boşlukların az olduğu
bölgelerde salgın daha yüksek. Örneğin Esenyurt örnek verildi. Anadolu’ya kasıt
bir nebze daha düşük, yoğunlaşma az. Batı’ya doğru gittiğinizde Büyükçekmece,
Silivri, Çatalca… Kırsala gittiğinizde zaten azalıyor. Ama o yoğun yapılaşmanın
olduğu yerde, salgının hızı daha yüksek. Ne yazık ki öyle… Bu tecriti
sağlayalım. 2-3 hafta kontağı kapatabiliriz.
“ÇAĞIRIN; GELİP,
ANLATALIM”
“Sancaktepe’deki
sahra hastanesinin yanlış yere kurulduğu iddiaları var…”
– Uzlaşmak ana fikir.
Sağlık Bakanı’na sahra hastanesi için dosyamızı sunduk. Yenikapı’da kaç günde
sahra hastanesi kurulur, 7 bin yatağa ulaşabilir. Alt yapısı hazır, jenaratörü
var, elektiriği var, trafosu var. Aynı şey Maltepe için geçerli,
Beylikdüzü’ndeki Balık Hali için geçerli. İlave olarak kapalı alanlar ve
kapasitesi itibariyle, metro ve steril alanlar olması kaydıyla havaalanını da
önerdik. Pandemi Kurulu’nda İstanbul Ticaret Odası Başkanı Sayın (Şekib)
Avdagiç bir açıklama yaptı. Dedi ki, “Dünya Ticaret Merkezi’nin oradaki fuar
alanı hazır ve biz burada sahra hastanesi olmasını öneriyoruz.” Bugün bir haber
okudum: Adını tam hatırlamadığım, Londra sanırIm, fuar alanını 7 günde sahra
hastanesine dönüştürüyorlar diye bir haber okudum. Havalimanı’nın karşısındaki
arazi, hepimizin arazisi, 16 milyonun, 83 milyonun arazisi… O arazi, konutlarla
dip dibe. Sahil yolundan girmek isteseniz giremezsiniz, çıkmak isteseniz
çıkamazsınız. Tek bir toplu taşıma aracı oradan geçmiyor. O hat; otobüs,
minibüs hattı değil. Sancaktepe’de,
-yerel yönetimi de dahil, halkı da dahil- bu alandan memnun değil. Daha doğru
alanlar var İstanbul’da. Bunu, beraber yapabiliriz. Bizi çağırın. Gelelim,
anlatalım.
“6 GÜNDE 370 BİN
YARDIM BAŞVURUSU ALDIK”
“Salgının ekonomik
faturası…”
– Pazartesi günü, dünyanın hemen her yerinden toplam 17 ekonomistle
bir toplantı yaptık. Bugünkü mevcut durum, dünyadaki insanların aldığı
tedbirler ve yarınlara dönük biz ne durumdayız, kısa ve orta vadede dünyayı ne
bekliyor? Bunlar konuşuldu. Çok faydalandım. Dünya, ekonomik olarak yeni bir
döneme giriyor. Çok sıkıntılarla bu süreci atlatacağız. Çok hazırlıklı
olmalıyız. Dinamik nüfüsumuzu buna hazırlamalıyız. Ama bugün, büyük sıkıntı
var. Toplantıda, değerli bir ekonomist şu bilgileri paylaştı: 4,5 milyon
insanımız ya kayıt dışı ya da günü birlik mesleklerle evine ekmek götürüyor. Bu
insanlar, şu an işsiz. Bu insanlara biz, yardımcı olmalıyız. Her konuda tedbir
arayışımız var. 1000 civarında bize işgaliye ödeyen simitçimiz, turşucumuz…
Hemen onları sosyal yardım kapsamına aldık. O insanlarımıza, sosyal yardımlarımızı
ulaştırıyoruz. 6 gündür, internet sitemizde bir kayıt formumuz var. 6 günde,
370 bin başvuru oldu. Büyük bir rakam bu. 1000 civarında işgaliye ödeyen ve iş
yapamayanlara yardım yaptık. Bugün, 500 bin koli ihalemiz var bugün. Sosyal
yardımlarımızı 375 milyon lira artırdık. 775 milyona çıkardık. Yeteceğini
düşünmüyorum. Meclis onayımız gerekiyor. Çünkü bütçenizin yüzde 3’ünü
aşamıyorsunuz.
“BELEDİYE, DEVLETİN
SAHADAKİ EN UÇ ELİDİR”
“Vatandaşlar yardım
kampanyasını soruyor. Çözümü nedir?”
– Yardımlaşmanın
kavgası olur mu? Devletimizin açtığı bir kampanya var. Saygı duyuyoruz. Biz,
buna 10 gündür hazırlanıyorduk. Genel Başkan’ımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na
bunu anlattığımızda, “Yapın” dedi 11 belediye başkanına. “Pazar günü bunu
açıklayalım” dedim. Bugün geldiğimiz noktada ne oldu? Bizim kampanyamıza “dur”
dediler. 6,5 milyon civarında para toplandı. 12 bin 604 kişi yardım etti. Biz,
o parayla 9 bin 500 yeni başvuruya kart dağıtıyoruz. Kartla beraber vatandaş
gidip alışverişini yapacak. Bize, farklı yerlerden bağış yapılıyor. Belediyeye
bağış yapılır. Yasa net. Buna kimse engel olamaz. Bu, Türkiye’nin anayasası.
Bize, “Yanlış bağış alıyorsunuz. Doğrusunu Gaziantep, Konya yaptı” diyorlar.
Peki. Konu şu mu? Yöntem yanlış! Çözelim kardeşim! Bunu bakanlarla konuştum.
“Garanti veremeyiz” dediler. Sonra başka bir açıklama: “Devlet içinde devlet
olmaz.” Yapmayın! Belediye, devletin, sahadaki en uçtaki elidir. Devlettir,
devletin hasıdır belediye. Biz, yasal hakkımız olan bağışları alıyoruz. Bizimle
irtibata geçebilirler. Ancak, bir kampanya modeli üzerinden önümüze set
kurdular. Ben de diyorum ki: Bunu yapmayın! Bu insanlar, en kolay nereye
ulaşabiliyorsa, en kolay nereyi arayabiliyorsa, orayı arasın. Valilikten izin
isteyen vakıflar var. Bildiğiniz vakıflar; Valilik izin veriyor. Bizim de
başvurumuz var. İstanbul Vakfı’mız var bizim. Belediyenin vakfı. Hem de Sayın
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte kurduğu vakıf. Başvurumuz var. Pazar’dan beri
bekliyoruz. Vatandaşımızın yardımlaşma duygusuna katkı sunalım. Vicdanları
birleştirelim. İnsanların yardıma ihtiyacı var.