ADD Ataşehir’in Emekçi Kadınlar Günü kapsamında düzenlediği “Atatürk ve Emekçi Kadınlar” söyleşisinde konuşan Gamze Akkuş İlgezdi, “Cumhuriyet Bir Kadın Devrimidir.” dedi.
Recep Kenan/itvhaber.com
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılını izleyen ilk on
yılda Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen devrimlerin,
tarihe Anadolu aydınlanması olarak geçtiğini kaydeden Gamze Akkuş İlgezdi, Cumhuriyet’in kuruluş döneminde kadınlarını önemli
kazanımlar elde ettiğini hatırlattı.
Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve şehitlerimiz
için Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programın açılışında konuşan
ADD Ataşehir Şube Başkanı Zamani Oğuz Şahin, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Kadıların
alçaldığı yerde insanlığın yükselmesi mümkün değildir.” Neşet Ertaş’ın da, “Kadınlar
insandır, biz de insanoğlu” sözlerini anımsatarak; “Kadınlar bizim için çok
önemli. Özellikle yaşadığımız bu coğrafyada kadınların çektiği çileleri hepimiz
biliyoruz.” Dedikten sonra Kadınlar Günü olduğu için kısa tuttuğu konuşmasından
sonra sözü Didem Bozdağ’a verdi.
KADIN SOSYAL HAYATA
KATILDIĞI TOPLUM MEDENİDİR
ADD Ataşehir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Didem Bozdağ, 8 Mart
Dünya Emekçi Kadınlar Günü tarihçesini hatırlatarak başladığı konuşmasında; “Atatürk’ün
kadının statüsüne yaklaşımı evrensel niteliktedir. Son derece geniş bir
yelpazeye sahiptir. Atatürk devrimleri, kadını sosyal ve kültürel alanda,
eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında ve toplumsal yaşamda
erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflemiştir. İnanıyoruz ve biliyoruz
ki; kadınların sosyal hayata katılmaları kadın zarafeti ile şekillenen bir sosyal
hayat daha aydınlık bir geleceğimizin tek yoludur. Kadının katılmadığı, yok
sayıldığı bir toplumu medeni olarak değerlendirmek mümkün değildir. Kadının sosyal
hayata katıldığı toplum medenidir. İleridir, üretkendir.”
KADININ SOSYAL VE
SİYASAL HAYATTAN PLANLI BİR ŞEKİLDE SOYUTLANDI
Kadın devrimi olarak nitelediği, Cumhuriyet ile birlikte kadının
bilinçlenmesi ve güçlenmesi için yapılan doğru başlangıcın, karşı devrim süreciyle
birlikte yeniden gerilediğinin altını çizen Cumhuriyet Halk Partisi Genel
Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gaze Akkuş İlgezdi, Atatürkçü Düşünce
Derneği (ADD) Ataşehir Şubesi tarafından 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
kapsamında düzenlenen “Atatürk ve Emekçi Kadınlar” konulu programdaki konuşmasında,
“Özellikle 1950’den itibaren, kadının sosyal ve siyasal hayattan planlı bir
şekilde, yine soyutlandığını gördük.” Dedi.
SEVGİ TOHUMLARINI
FİLİZLENDİRMEK İÇİN BİR ARADAYIZ
Hayatları boyunca aydınlanmayı ve çağdaşlığı kendine rehber
edinmiş olan Atatürkçü Düşünce Derneği’nin üyeleri ile buluşmasını sağlayan yöneticilere
teşekkür ederek konuşmasına başlayan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı
ve İstanbul Milletvekili Gaze Akkuş İlgezdi, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)
Ataşehir Şubesi tarafından 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında
düzenlenen programdaki konuşmasına, “Bugün ezilmeye, sömürülmeye, hor görülmeye,
şiddete, ötekileştirilmeye ve kimliksizleştirilmeye karşı, birlikte var
olduğumuzu, nefes aldığımızı ve yaşam hakkımız olduğunun altını çizmek için
buradayız. Umudu yeşertmek, dayanışmayı örgütlemek ve nefrete karşı sevgi
tohumlarını filizlendirmek için bir aradayız. Kadın dayanışmasına omuz veren
genci yaşlısı, erkeği kadını ile bir aradayız.” İfadelerini kullandı.
YILMAYACAĞIZ
KAHRAMANLARIN CESARETİNİ BAYRAK YAPACAĞIZ
topluma büyük bir karamsarlık hâkim olmasını isteyenlerin
olduğuna dikkat çeken Gaze Akkuş
İlgezdi, “Bizler Büyük Devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı
19 Mayıs 1919’dakikoşullardan daha imkansız ve daha kötüdurumda değiliz. O
yüzden asla umutsuzluğa kapılmayacağız. Vazgeçmeyeceğiz. Yılmayacağız. Gazi
Mustafa Kemal’in, Bahriye Uçok’un, Muammer Aksoy’un, Uğru Mumcu’nun, Ahmet
Taner Kışlalı’nın, İlhan Selçuk’un, Türkan Saylan’ın ve adını sayamadığım
onlarca kahramanın cesaretini, tam bağımsız Türkiye isteğini kendimize bayrak
yapacağız.” Dedi.
ANA KAVRAMI
ANADOLU’DA DOĞMUŞTUR
Anadol’nun büyük medeniyetlerin beşiği olduğunun altını
çizen İlgezdi, onlarca uygarlığın doğumuna ev sahipliği yapan Anadolu’nun bilgeliğin,
bereketin, samimiyetin, dostluğun,
inancın ve barışın simgesi olduğunu vurgulayarak, “Bu topraklarda barışın dili Mevlana’dır.
O yüzden Anadolu insanı “Güzel davranışla nice düşman, dost olur” sözünü rehber
edinmiştir. Bu topraklarda hoşgörünün dili Yunus’tur. O yüzden Anadolu insanı
“Gelin biz tanış olalım. Sevelim sevilelim dünyada kimse kalmaz” sözünü ilke
edinmiştir. Bu topraklarda kardeşliğin dili Hacı Bektaş-ı Veli’dir. O yüzden
Anadolu insanı “Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir.Yolumuz
insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur” sözünü miras bilmiştir. Anadolu; işte bu
anlayışla asırlardır ayaktadır. Öte taraftan En az bilgelik, en az güneş, en az
yağmur, en az bahar, en az kış kadar eskidir bu topraklarda kadın. Eğer Anadolu
binlerce yıldır ışık saçıyorsa, aydınlıksa ve insan sevgisini yüceltiyorsa,
kuşkusuz bunu kadınlarına borçludur. Çünkü
dünya üzerinde kadın varlığını tanımlayan Ana kavramı Anadolu’da doğmuştur.
CUMHURİYET BİR KADIN
DEVRİMİDİR
“esaret dönemi” olarak değerlendirebilecek çöküş sürecinin
Milli Mücadele ile başka bir sürece evirildiğine işaret eden Gamze Akkuş
İlgezdi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılını izleyen ilk on yılda
Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen devrimlerin, tarihe
Anadolu aydınlanması olarak geçtiğini kaydederek; “1926 yılında Medeni Kanunun
kabulü ve 1934’de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi kadınların
Cumhuriyet’in kuruluş döneminde elde ettiği en önemli kazanımlardır. Bu kazanımlar evrensel ölçütlerle
değerlendirildiğinde, benzeri çok az toplumda gerçekleştirilebilmiş radikal
devrimlerdir. 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim laikleştirildi. Kız
ve erkek öğrenciler eşit eğitim hakkına sahip oldular. Şurası açıktır ki, genç
Cumhuriyet idaresi daha ilk on yıl içinde, kadın hakları konusunda birçok Batı
devletini geride bıraktı. Ben, bugün gururla ifade ediyorum ki; cumhuriyet bir kadın devrimidir.
ÇOCUK İSTİSMARININ
ÖNLENMESİ ARAŞTIRMA ÖNERGESİ REDDEDİLDİ
17 yılda kadınların Cumhuriyet kazanımlarından önemli
kayıplar yaşadığını ifade eden Gamze Akkuş İlgezdi, 2009’da Milli Eğitim Bakanlığı yönetmelik
değişikliğiyle ortaokul ve lise öğrencilerinin nişanlanmasını serbest bıraktığını
hatırlatarak şu ayrıntıları paylaştı: “2013 yılında evli öğrencilerin açık
öğretim lisesine yönlendirilmesi düzenlemesi getirildi. Yani lise çağlarında
evliliğin önü açıldı. Anayasa Mahkemesi “rıza yaşını 15’ten 12’ye
indirilmesi”nin önünü açtı. 2015 yılında Anayasa Mahkemesi, resmi nikah
kıymadan dini nikah kıyan imam ve çiftlere ceza verilmesini ortadan kaldırdı. 2016
yılında çocuk istismarcılarının evlilik yoluyla cezasız bırakılmasını öngören
bir önerge Meclise getirildi. Tepki verdik, geri çekildi. 2017 yılında müftülere
nikâh kıyma yetkisi verildi. Sadece 2018 yılında 22 binden fazla aile 16
yaşından küçük kızlarını evlendirebilmek için dava açtı. Ve daha geçtiğimiz 18
Şubat’ta çocuk istismarının önlenmesi için hazırlanan araştırma önergesi,
iktidar bileşenlerinin oylarıyla reddedildi.”
EVLİLİK YAŞI KIZ
ÇOCUKLARINDA 12’YE KADAR DÜŞTÜ
“Peki, tüm bunların sonucunda ne oldu? Gelin kısaca bir
bakalım. Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi. Oysa “çocuk” ve
“gelin” kavramları gelişmiş refah toplumlarında asla yan yana gelmeyecek iki
kelimedir. Ancak Türkiye’de her 3
evlilikten 1’i çocuk yaşta zorla evlilik olarak kayıtlara geçti. Daha da acısı
evlilik yaşı kız çocuklarında 12’ye kadar düştü.”
Söyleşi sonunda Zamani Oğuz Şahin başkanlığındaki ADD
Ataşehir Şubesi yönetimi tarafından Gamze Akkuş İlgezdi’ye plaket takdim
edildi.