Türkiye’de çocuk olmanın bedelinin ağır olduğunu, 6.909 çocuğun intihar ettiğini ifade eden, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, AKP iktidarının çocuk karnesini açıkladı.
AKP İktidarında çocuk olmanın bedeli: Yoksulluk, istismar, çaresizlik…
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, AKP iktidarının çocuk karnesini açıkladı. Türkiye’de çocuk olmanın bedelinin ağır olduğunu ifade eden İlgezdi, 2009-2017 yılları arasında bir yaşını doldurmadan ölen bebek sayısının 129.811’e, bir gün bile yaşayamadan ölen bebek sayısının ise 18.471’e ulaştığını bildirdi. AKP iktidarı döneminde 6.909 çocuk intihar ederek ölümü seçti.
BEBEK ÖLÜMLERİ
Türkiye’de çocuklar daha doğarken üzerlerine yapışan sosyoekonomik sorunlar nedeniyle hayatlarını kaybediyor. TUİK verilerine göre Türkiye’nin en yoksul bölgesi Güneydoğu Anadolu. Resmi rakamlara göre 8 milyon 250 bin kişinin yaşadığı bölgede, 5 milyon 573 bin kişi yoksulluk sınırının altında bulunuyor. Yoksulluğun acı yüzü kendisini bebek ölümlerinde gösteriyor. Bebek ölüm hızı illere göre incelendiğinde, 2017 yılında bebek ölüm hızının en yüksek olduğu il binde 17,2 ile Kilis oldu. Bu ili binde 16,7 ile Hakkari, binde 14,9 ile Muş ve binde 14,4 ile Şanlıurfa izledi.
TUİK’in açıkladığı son verilere göre 2009-2017 yılları arasında Türkiye’de 1 gün bile yaşayamadan hayatını kaybeden bebek sayısı 18.471 oldu.AKP iktidarı döneminde bir gün bile yaşayamadan ölen çocukların yüzde 53’ü (9.880) erkek, yüzde 47’si ise (8591) kadındı.1 yaşını doldurmadan hayatını kaybeden çocuk sayısı ise 129.811
ÇOCUK GELİNLER
Türkiye’de bebek ölümlerinin gelişmiş ülkelere göre daha ileride olmasının önemli sebeplerinden birisi de çocuk evliliklerine bağlı erken ölümler. Sağlık bakanlığı kayıtlarına göre 2007-2017 yılları arasında erken hamileliğe bağlı sebepler nedeniyle 2.404 bebek, doğum esnasında hayatını kaybetti.
Öte taraftan 2009-2015 yılları arasında 1 gün bile yaşayamadan ölen her 10 bebekten 1’nin annesi çocuk yaştaydı. Resmi kayıtlara göre aynı yıllarda doğum yaparken ölen “çocuk anne” sayısı ise 17.
15 yaşından küçük 234; 15-17 yaş arasında ise 6 bin 396 kız çocuğu anne oldu.Yapılan çalışmalar Türkiye’de gerçekleşen her 100 evliliğin 18’inin çocuk yaşta gerçekleştiğini gösteriyor. 16-17 yaş arasında evlendirilen kız çocuklarının oranı (resmi istatistiklere göre) yüzde 4,6. 2016’da 27 bin 637 kız çocuğunun evlendirildiğini biliyoruz.
ÇOCUK İNTİHARLARI
2003-2017 yılları arasında Türkiye’de 15 yaşını doldurmadan intihar eden 1.324 çocuk var. Bunların 713’ü kız, 608’i ise erkek çocuğu olarak kayıtlara geçti. 15-19 yaş arası intihar haritası ise kelimenin tam anlamıyla dehşet verici. 5.585 çocuk, ölümü bir seçenek olarak tercih etti.
ÇOCUKLAR SUÇA YÖNELİYOR
2008-2016 yılları arasında “Suça sürüklenme nedeni” ile güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısı 860 bine yaklaştı.2017 yılı sonu itibariyle Adalet Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre cezaevlerinde 18 yaşından küçük 2.818 tutuklu ve hükümlü bulunuyordu. Öte taraftan 18-20 yaş arasında tutuklu ve hükümlü olarak cezaevlerinde bulunan genç nüfus sayısı ise 10.313 olarak biliniyor.
Suç Sıralaması: Yaralama, Hırsızlık ve Uyuşturucu
Güvenlik birimine getirilen çocukların üçte biriniyaralama suçu nedeniyle gelen çocuklar oluşturdu. 2008-2016 yılları arasında 315 bin 967 yaralama olayına karıştığı kayıt altına alındı.
Yaralama suçunu; 228 bin 407 vaka ile hırsızlık ve 52 bin 825 vaka ile uyuşturucu suçları takip etti. Bu üç suç nedeniyle getirilen çocukların toplamı 597 bin 199’a ulaşırken, bu rakam güvenlik birimlerine getirilen çocukların %69.46’sını oluşturdu.
Çocuklar Saldırganlaşıyor!
Suça sürüklenen çocuklar bakımından en dikkat çekici verilerden birisini de, toplumu saran şiddet dalgasının çocukluk çağlarından başlaması oluşturuyor! TÜİK verilerine göre 11 yaş ve altı çocuklar arasında şiddet artarak yaygınlaşıyor.
2008-2016 yılları arasında yaralama suçu nedeniyle Güvenlik birimlerine getirilen çocukların sayısı 14’bin’e yaklaşmış durumda. AKP iktidarında güvencesiz ve savunmasız bırakılan çocuklar arasında şiddet dalgasının yaygınlaşması; cinayet, tehdit, uyuşturucu, mala zarar verme, gasp ve hırsızlık suçlarının artmasına neden oluyor.
Ürküten verilere göre; 11 yaş altındaki çocuklar arasında yaralama suçundan sonra sırasıyla, hırsızlık, mala zarar verme ve cinsel suçlar geliyor. 12 bin 556 çocuğun hırsızlık suçlamasıyla güvenlik birimlerine getirildiği ülkemizde, mala zarar verdiği gerekçesiyle hakkında işlem yapılan 3.024 vecinsel suçlar nedeniyle gözaltına alınan 1.896 çocuk bulunuyor!
11 yaş ve altı 49 bin 83 çocuk!
Güvenlik birimlerine getirilen çocukların %69,5’i 15-17 yaş grubunda, %24,4’ünün 12-14 yaş grubunda, %5,7’sinin ise 11 yaş ve altındaki çocuklar olduğu görüldü. Güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların %87,88’i erkek, %12,12’si ise kız çocuğu oldu. 859 bin 759 çocuğun 691 bin 379’u yani %80,4’ü adli birimlere sevk edildi.
En çok suç işleyen yaş grubunun ise 15-17 yaş grubu olduğu ortaya çıktı.
Yaş Aralığı Erkek Kadın Toplam
11 yaş ve altı 38.430 10.653 49.083
12 – 14 yaş 180.348 29.553 209.901
15 – 17 yaş 534.409 63.345 597.754
Yaşı Bilinmeyen 2.391 630 3.021
Toplam 755.578 104.181 859.759
11 yaş ve altı çocuklar, yılda 43 cinayet işliyor!
Cinayet işleyen çocuklar, toplumun geleceğini tehdit ediyor. 2008-2016 yılları arasında katil zanlısı olarak güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısı 4 bin 85,11 yaş ve altındaki çocukların işlediği cinayet sayısı ise 387 olarak kayıtlara geçti. Bu verilere göre çocukların yılda ortalama 454 kişiyi, ayda 38 kişiyi, her gün ise en az 1 cinayet işlediği görülüyor.
Çocukların, 2008 yılında işlediği toplam cinayet sayısı 317 iken, 2016 yılına gelindiğinde bu sayı 458’e yükseldi. Yani çocukların yıllara göre işlediği cinayet sayısında %44,4’lük bir artış meydana geldi.
Uyuşturucu Nedeniyle Suça Sürüklenen Çocuk Sayısı Yüzde 227 arttı!
Uyuşturucu kullanmak/satmak/almak suçlarından güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısı toplamda 52 bin 825 iken, bu rakam 11 yaş ve altındaki çocuklarda 169 olarak kayıtlara geçti.
2008 yılında Güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısı bin 829 iken 2016 yılında 5 bin 923 olarak kayıtlara geçti. Böylece 8 yılda yaşanan artış % 227 oldu.
Cinsel Suç İşleyen Çocuk Sayısı: 25 Bin 538!
11 yaş ve altı, 1.896, 12–14 yaş aralığında 7.027 ve 15–17 yaş aralığında 16.540 çocuk olmak üzere 25 bin 538 çocuk cinsel suç işlediği için güvenlik birimine getirildi.
2008 yılında Cinsel suçlar nedeniyle güvenlik birimlerine getirilen bin 848 çocuk varken, bu rakam 2016 yılında %104’lük artışla 3 bin 775’e ulaştı.
ÇOCUK İSTİSMARI
Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneğinin Çocuk İstismarı Raporu’na (2016) göre son 10 yılda çocuk istismarı yüzde 700 arttı. İstismara uğrayan çocuk sayısı son 10 yılda 300 bini geçti. Çocuk istismarında dünya üçüncüsü olduğumuz bildiriliyor.
4+4+4 ÇOCUKLARI VURDU
Milli Eğitim Bakanlığı, 4+4+4 sisteminin yürürlüğe girdiği 2012-2013 Eğitim ve Öğretim yılından bu yana, ilk ve ortaokul seviyesinde hizmet veren 129 pansiyonlu okulun kapandığını açıkladı.
Milli Eğitim Bakanlığı kayıtlarına göre 2012-2013 Eğitim ve Öğretim yılında 454 olan Pansiyonlu okul sayısı, 2016-2017 eğitim ve öğretim yılı itibariyle %28 oranında azalarak, 325’e geriledi. Açıklanan verilere göre Temel Eğitim Genel Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Pansiyonlu okulların yıllara göre dağılımı şu şekilde gerçekleşti:
2016-2017 Eğitim ve Öğretim Yılı 325
2015-2016 Eğitim ve Öğretim Yılı 343
2014-2015 Eğitim ve Öğretim Yılı 385
2013-2014 Eğitim ve Öğretim Yılı 425
2012-2013 Eğitim ve Öğretim Yılı 454
PARASIZ YATILI ÖĞRENCİ SAYISI %53 AZALDI
Pansiyonlu okullarda okuyan parasız yatılı öğrenci sayısı da %53 oranında azaldı. Buna göre 2016-2017 Eğitim ve Öğretim yılında 325 pansiyonlu okuldan, 24.623’ü kadın, 29.023’ü erkek olmak üzere toplam 53.646 öğrenci faydalandı. Bu rakam 2012-2013 Eğitim ve Öğretim yılında 114.205’ti.
Öte yandan son 6 yılda pansiyonlu okullardan yararlanan ilköğretim çağındaki erkek öğrenci sayısında %53, kız öğrenci sayısında ise %52 oranında azalma meydana geldi.
Açıklanan verilere göre Temel Eğitim Genel Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Pansiyonlu okullarda parasız yatılı eğitim gören öğrencilerin yıllara göre dağılımı şu şekilde gerçekleşti:
Eğitim ve Öğretim Yılı Parasız Yatılı Öğrenci sayısı Kadın Erkek
2016-2017 53.646 24.623 29.023
2015-2016 60.473 27.870 32.603
2014-2015 73.989 33.807 40.182
2013-2014 91.686 42.140 49.546
2012-2013 114.205 51.960 62.245
ORTAOKUL’U TERK EDEN ÖĞRENCİLERİN %4’Ü KIZ
Bakanlık verilerine göre 2015-2016 Eğitim ve Öğretim yılında ortaokula kayıt yaptıran öğrenci sayısı 5.211.506 oldu.
2012-2013 Eğitim ve Öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanan 12 yıllık zorunlu kademeli eğitim ile herkesin eğitime katılımının ve bu eğitim sürecini tamamlamasının zorunlu olduğunu anımsatan Milli Eğitim Bakanlığı; geçtiğimiz yıl okuldan ayrılarak, “açık öğretim ortaokul programı”na kayıt olan ya da buradaki kaydını yenileyen öğrenci sayısını 388.075 olarak açıkladı.
Bu verilere göre geçtiğimiz yıl ortaokuldan ayrılan kız öğrencilerin oranı %4’e ulaşırken, açık öğretim ortaokul programına devam eden öğrencilerin %63’ünü de yine kız çocukları oluşturdu.
Eğitim-Öğretim Yılı Açık Öğretim Ortaokulu Öğrenci Sayısı Kız Erkek
2012-2013 367.277 222.511 144.766
2013-2014 298.148 189.035 109.113
2014-2015 315.143 201.495 113.648
2015-2016 338.075 211.882 126.193
SAATTE 24, GÜNDE 580 KIZ ÇOCUĞU OKULU BIRAKTI
4+4+4 sistemi kız çocuklarımızı okuldan uzaklaştırıyor.2015-2016 yılı verilerine göre birinci kademe eğitimi tamamlayarak, ikinci kademe eğitime yani ortaokula geçen 5.211.506 çocuğumuz var. Ancak bu çocuklarımızdan 338.075’i çeşitli nedenlerle eğitimine okulda devam edemeyerek, ayrılmak zorunda kalmış.
Açık Öğretim Ortaokul programına geçiş yapması sağlanan bu öğrencilerin 211.882’si kız çocuğu. Başka bir deyişle kâğıt üzerinde; yani uzaktan eğitim görenlerin %63’ünü kız çocuklarımız oluşturuyor.
Bu verilere göre geçtiğimiz yıl saate 24, günde 580 kız çocuğumuz fiziki olarak okuldan ayrılmış. Araştırmalar da ortaya koyuyor ki, okuldan kopartılan kızlar, ya çocuk işçi olarak çalıştırılıyor ve güvencesiz iş havuzunun önemli bir bölümünü oluşturuyorlar ya da çocuk yaşta evliliğe zorlanıyorlar.
Öte taraftan çocuklarımızın geleceği için harcanan para, eğitim başarısını yükseltmiyor. OECD’nin gerçekleştirdiği öğrenci performansı değerlendirme sistemine (PISA) göre eğitimdeki başarımız son derece düşük.2016’da 72 ülke arasında 50. sıradayız. Öğrencilerimizin yalnızca yüzde 0,3’ü fen bilimlerinde yüksek puan alabiliyor.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİ
15-17 yaş arasındaki çocuklarda iş gücüne katılım oranı yüzde 20,8. Bu yaş grubunda 708 bin çocuğumuz çalışıyor.Ancak DİSK çocuk işçi sayısını yaklaşık 2 milyon olarak veriyor ve çalışan çocukların yüzde 80’inin kayıt dışı olduğunu bildiriyor. Ve çocuklarımızın yüzde 25,3’ü yoksul.