CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yıllar önceki bazı sosyal medya paylaşımlar nedeniyle yargılandığı davanın ikinci duruşması Çağlayan Adliyesi’nde görüldü..
Çağlayan Adliyesi önünde vatandaşlara seslenen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, ”23 Haziran seçimine giderken iddianame oluşturuluyor ve 5 gün içinde kabul ediliyor. Yargı ne hikmetse seçim dönemlerinde beni hatırlıyor.” Dedi.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, 4 yıl 10 aydan 17 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada ilk kez, 28 Haziran hâkim karşısına çıktı.
- kez hakim karşısına çıkan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na destek olmak için sabahın erken saatlerinde Adliyesi önüne çok sayıda partili ve vatandaş geldi.
Çağlayan Adliyesi önünde toplanan binlerce vatandaş “Hak, hukuk, adalet” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atarak Canan Kaftancıoğulu’na destek amacıyla birbirinden farklı bir çok pankart ve döviz açtı.
2011 ve 2012 yıllarında paylaştığı tweetler gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanına hakaret”, “Türkiye Cumhuriyetini alenen aşağılama”, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme”, “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” ve “Terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na dava açılmıştı.
CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu hakkında 6 yıl önce yaptığı bazı sosyal medya paylaşımları ve hakkında üretilen sahte içerikler delil kabul edilerek açılan davada 2.duruşma İstanbul 37.Ağır Ceza Mahkemesi’nde bu gün görüldü.
Duruşma Kaftancıoğlu’nun talebiyle savunma için 20 gün ek süre verilerek bugüne ertelendi. Davada Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da şikayetçi sıfatıyla yer alıyor.
İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu'nun duruşma sonrası basın açıklaması: ''Bu dava İstanbul’u yeniden halka vermek üzere yola çıkmış bir il başkanını cezalandırma davasıdır. Çünkü o kaybetti, biz kazandık!''
Gepostet von CHP İstanbul İl Başkanlığı am Donnerstag, 18. Juli 2019
YARGI SEÇİM DÖNEMLERİNDE BENİ HATIRLIYOR
Destek için gelen partililere ve vatandaşlara duruşma sonrası Adliye önünde kurulan platformdan seslenen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, baştan sona hukuksuz bir süreçle karşı karşıya kaldıklarını vurguladığı açıklamasında, ”23 Haziran seçimine giderken iddianame oluşturuluyor ve 5 gün içinde kabul ediliyor. Hepiniz hatırlayacaksınız mazbatadan bir gün sonra duruşmamız vardı. Ve bugün 18 Temmuz yine bir aradayız. Yargı ne hikmetse seçim dönemlerinde beni hatırlıyor. Demek ki seçimlerde yargıyı çok üzmüşüz. Bunlar tesadüf değil bir yargı mühendisliğidir.” İfadelerine yer verdi.
HAYALLERİMDEN DE DÜŞÜNCELERİMDEN DE ASLA VAZGEÇMEYECEĞİM
Yargıyı kendisinden olmayanlar üzerinde bir kılıç gibi sallayanların olduğunu iddia eden Canan Kaftancıoğlu, “Bu dava, İstanbul’u yeniden halka vermek üzere yola çıkmış bir il başkanını dolayısıyla sizleri cezalandırma davasıdır. Çünkü o kaybetti, biz kazandık arkadaşlar. AKP vesayetine son verene kadar bedeli ne olursa olsun susmayacağım, mücadele edeceğim, geri durmayacağım. AKP vesayeti için bugün suç unsuru, öncelikli tanımı kurdukları rant ve israf düzenine çomak sokulmasıdır. Yargıyı kendisinden olmayanlar üzerinde bir kılıç gibi sallayanları uyarıyorum, heykeli döküleceği söylenen savcılar vardı, bugün nerede hatırlayalım. İçeride heyete de hatırlattım. Hayallerimden de düşüncelerimden de asla vazgeçmeyeceğim” dedi.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun savunmasından satır başları:
Bakın ne ilginçtir 13 Ocak’ta il başkanı seçiliyorum. 15 Ocak’ta soruşturma başlıyor. Aynı gün Erdoğan şikayetçi oluyor. 7 yıl önce önemli pozisyonlarda suç unsuru bulunmuyorken il başkanı olduğumda suç unsuru olması zamanlaması manidar dedirtiyor. Tam bir yıl sonra 22 mayıs 2019’da seçim iptal edilmiş ikinci seçime gidilirken benimde basından öğrendiğim şekilde iddianame oluşturuluyor.”
Düşüncelerimi ifade etmem en temel hakkımdır takdir edersiniz ki. Sosyal medya adı üstünde sosyal bir alan o anın refleksiyle tepki verilen bir alan. Düşüncelerimi ifade etmem en temel hakkımdır takdir edersiniz ki. Yıllar öncesine ait twittlerimin cımbızlanması manidar. Suç unsuru top tüfek değil twittler kabul ediliyor.
Cumhurbaşkanı andı incelendiğinde tarafsız olacağı Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağına yemin ettiği aşikardır. Cumhurbaşkanı’nın tarafsız haraket etmediği kendi ifadeleriyle aşikardır. Cumhurbaşkanına hakaret etmedim etmem. Referandumula birlikte partili Cumhurbaşkanlığı’na geçişimiz bu yüzdendir. Tarafsız olması gereken kişi bu yüzden yemin eden kişi. Mustafa Kemal’in oturduğu bir makama hakaret etmem.
Devletin bütün kaynaklarını peşkeş çektikleri bir dönemde psikolojik nevrotik bozukluk teşhisi konulan FETÖ’ye meczup dememin Cumhurbaşkanı’na hakaretle ne alaksı var. Attığım twitler yüzünden halihazırda zaten tazminat davası açtı Cumhurbaşkanı. Davalarda bile taraf oluyor.
Eğer suç unsuru varsa zaten tazmin edecektir. Paylaşımlarım onun makamına değildi. AKP Genel Başkanı sıfatıyla yaptığı ideolojik kamplaştırıcı kutuplaştırıcı siyasetine karşı ifade özgürlüğümü kullandım.
Bu tweetin bu dosyada ne işi var iddia makamı açıklarsa sevineceğim. Bahsi geçen twitlerim bahsi geçen kamu görevlilerinin hayatlarından herhangi bir olumsuzluğa yol açmamıştır
Ben Anadolu’nun küçük bir köyünde öğretmenlik görevi yapmış birinin kızı olarak hiçbir kamu görevlisine hakaret etmem.
Berkin Elvan’ın çocuk yaşta hayatının elinden alınmasının Hırant Dink’in katledilmesini yüksek sesle ifade etmem çoğulcu demokrasiyi savunmamdan. Kadınların ne giyip giyilmeyeceğine karışılmasına sessiz kalmam ne bir kadın olarak, ne bir kız çocuğu olarak ne de bir CHP’li olarak beklenmesin.
Devletin itibarsızlaştırılmasını ve Uluslaşası alanda küçük düşürülmemesi için eleştiri yaptım, devleti aşağılamadım. Vatandaşa karşı sorumluluğu olanlar devlete karşı da sorumludur. Bu yüzden soruşturulması ve yargılanması gereken ben değil biraz önce ifade ettiğim kişilerdir.
Siyasi cinayetlerin açığa çıkırılmaması berkin elvanın katillerinin bulunamaması, her türlü batağa batan bakanların eleştirilmesi suç unsuru kabul edilemez.
İdeolojik kışkırtmayla sokaklarda örgütlenenleri ifade etmem ifade özgürlüğü kapsamındadır. Kin ve düşmanlığa teşvik etmek en komik suçlama. Bir yaşam hakkı savunucusu olarak twittle dahi olsa bir insanın canının elinden alınması savunulamaz. Tarafımızdan yapılan uyarılara rağmen darbeye giden taşları döşeyenler suçludur.
Ağır kin ve tahrik hangi unsurlar vardır twettlerimde? Neye dayandırılmaktadır? Ölümü kutsayarak yaşam hakkını gasp edenlere karşı ömrüm boyunca mücadele ettim etmeye devam edeceğim. Terör örgütü propagandası yaptığıma yönelik suçlamalara Aziz Nesin’in dediği gibi acı acı gülüyorum. Bu söylemlerimin hepsi ifade özgürlüğü kapsamındadır
Bir şiiri okuduğu için Erdoğan’a nasıl komünist diyemezsek beninde twittlerimden ötürü terör örgütü propagandası yaptığım söylenemez. Ağır ceza kapsamına alınsın diye yaratılan bir suçlama olduğunu biliyorum. İfade özgürlüğü hakkı herkese eşit uygulanmalıdır.