Farkındalık Platformu üyeleri, “Meme Kanseri” bilinçlendirme etkinlikleri kapsamında hamileyken hastalıkla tanışan Nuray Güvendi Azeri’nin mücadelesini dinledi.
Recep Kenan/itvhaber.com
Hastalığını öğrendikten sonra internette benzer örnekler aramaya, bilgi edinmeye çalıştığını ancak kendisine benzer, hamile iken tedavi gören örneğe rastlamadığını kaydeden Nuray Güvendi Azeri, “İnternette araştırmalar yaptım. Hiçbir örnek bulamadım. Umut aradım ama bulamadım iyileştiğimde ben “meme kanseri” insanlara umut olmak ve onları bilgilendirmek adına sosyal medyada hesap açarak insanlara yaşadıklarımı aktardım” dedi.
Hastalığı öğrendikten sonra kabullenme aşamasını yaşadığını, daha sonra ise tedaviye başladığını kaydeden Nuray Güvendi Azeri tedavi sırasında günlük yaşamını sürdürmeye dikkat ettiğini, artık günü yaşadığını ifade etti.
FARKINDALIK ÜYELERİ “AMAZON ANNE, KIZ”IN MÜCADELESİNİ DİNLEDİ
Verdiği mücadelede yaşadığı güçlüklerin altını çizen, dolayısıyla kendisinin bir “Amazon Anne” olduğunu vurgulayan Nuray Güvendi Azeri, son derece sağlıklı olan kızının da bir ”Amazon Kız” olarak nitelenebileceğini ifade etti. Hastalıkla mücadelesinde başarıyla çıkan “Amazon Anne ve Kız” kendisi gibi hastalığın pençesine düşen hastalara umut olmaya devamediyor.
Toplantının konuğu 2 aylık hamile ile meme kanseri olan Nuray Güvendi Azeri hastalıkla mücadele sürecini ve sonrasını paylaşarak yaşamındaki değişikliklerin altını çizdi.
FARKINDALIK PLATFORMU, NURAY GÜVENDİ AZERİ’NİN HİKAYESİNİ DİNLİYOR
Yaklaşık bir yıl önce kurulan, hiçbir siyasi ve dini bağlantısı olmayan ve tamamen insani paylaşımlara yönelik bir sivil toplum kuruluşu olan Farkındalık Platformu, Saffran Cafe’de Meme Kanseri Bilinçlendirme ayı sebebiyle düzenlediği sohbetli kahvaltıda meme kanseri hastalığı geçirmiş olan Nuray Güvendi Azeri’nin hikayesini dinledi.
Farklı meslek gruplarından insanların bir araya gelerek oluşturduğu Farkındalık Platformu hamileyken meme kanseri hastalığına yakalanan ve bu hastalığı kendine verilmiş bir hediye olarak gören Nuray Güvendi Azeri sözlerine meme kanserinin konuşulmak istenmeyen bir konu olduğu ve insanların bu konudan kaçtığının altını çizerek meme kanserini fark ettiği süreci şöyle anlattı: “2014 yılında bana olmaz dediğim, benim başıma asla gelmez dediğim bir hastalıkla tanıştım. Çünkü çok sağlıklı beslenen sigara ve alkol kullanmayan biriyim. Ailemde hiç kanser hikâyemiz yok. 34 yaşında ve 19 haftalık hamileyken elime gelen bir kitleyi süt bezesidir düşüncesiyle ailede de olmadığı için önemsemedim. Çok tesadüfî bir şekilde doktora gittik. Ultrason çekildi. Biyopsi yapıldı. Biyopsi sonuçları iki gün benden saklandı. Ve dediler ki Nuray piyango sana çıktı meme kanserisin. Hamileyken kanser olduğuma pek inanamasam da süreç böyle başladı.”
ERKEN TEŞHİSLE TEDAVİSİ ÇOK KOLAY
Hastalık evresindeyken 4 yaşında oğlu ve karnında hareketlenmeye başlamış bir bebek olan Güvendi Azeri; “Doktorlara bebek ne olacak diye sorduğumda belki tedavilere bebeksiz devam edeceğimi, aynı zamanda sağ kolumu da kaybedebileceğimi söylediler. Başka doktora gittiğimizde bebeğin de benim de yaşayacağımızı ve bir şekilde tedavi olacağımı, sağ kolumu da kullanabileceğimi de söylediler. Normal bir kişinin meme kanserine yakalandığında uygulanan ile bana uygulanan tedavi çok farklı oldu. Normalde cerrahi girişim, onkoloji, kemoterapi ve radyoterapi şeklinde tedavi olunurken ben de bebek olduğu için önce cerrahi girişim oldu. Yaklaşık 1,5-2 saat sürmesi gereken ameliyat bebekten dolayı 45 dakikada tamamlandı. Sonrasında kemoterapi aşamasında kadın doğum ve onkolojiye git gel yaptım. Çok korkulan ve istenmeyen bir durum olmasına rağmen erken teşhis edildiğinde tedavisi çok kolay bir hastalık.” şeklinde tedavi sürecini anlattı.
MEME KANSERİ HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ
23 Temmuz 2014 tarihinde kızını dünyaya getiren Güvendi Azeri; “Kızım daha dünyaya gelmeden hayatla savaşmış ve başarıyı kazanmış bir savaşçı. Öğrendim ki bu hastalık bana bir hediye olarak gelmiş. Çünkü hastalıktan önce kafamda planlayıp yapmak istediğim her şeyi kurumsal hayatta çalıştığım için yapamıyorum. Bu hastalıkla beraber korkuyu arkamda bıraktım; cesareti aldım yanıma. 15 senedir çalıştığım kurumsal işi bıraktım ve yıllardır hayalim olan Saffran Cafe’yi açtım. Burası bir işletme yerine sosyal sorumluluk projelerinin yer aldığı ve insanların birbirleriyle kaynaştığı, birbirine öğrettiği ve manevi alışveriş olduğu yer oldu.
BİR HAYAT ÜÇ MELEK, İNSANLARA UMUT OLUYOR
Durumun ciddiyetini anladıktan sonra internette benzer örnekler aramaya başlayan Güvendi Azeri, “İnternette araştırmalar yaptım. Hiçbir örnek bulamadım. Umut aradım ama bulamadım iyileştiğimde ben meme kanseri insanlara umut olmak ve onları bilgilendirmek adına elimden gelen ne varsa yapacağım dedim. Sosyal medyada Bir Hayat Üç Melek hesabını açtım. Günden güne büyüdü. Meme kanserli insanlar bir araya geldi. Hatta 10 Amazon Adında bir kitap çıkarttılar ve bu kitapta kanserle ilgili deneyimlerini paylaştılar.” yaptıklarını anlattı. Kemoterapiden sonra alışveriş yapmaya giderek moral toplamaya çalışan Güvendi Azeri, hastalıkla beraber yeniden doğduğunu, artık geçmişle gelecek kaygısının olmadığını ve anı yaşadığını belirtirken bu hastalığın kendisine farkındalığı getirdiğini, hayatı tadına vararak yaşamayı öğrettiğini dile getirdi. Meme kanserinin 8 kadından birinde olduğunun altını çizen Güvendi Azeri, “Ben bu hastalığı kabul ettim. Mevlana’nın sözüne göre hammışım pişmek gerekiyormuş. Bu hastalıkla piştim. Paylaşmak ve dönüşüm almak bana çok iyi geldi. Şu anda meme kanseriyle ilgili bir belgesel çekildi ve bu belgeselde kendimi gösterdim. Bunun dışında meme kanseriyle ilgili seminerlerde yer aldım.
Farkındalık Platformunun gerçekleştirmiş olduğu sohbetli kahvaltıda birçok Azeri ve konukların yaşamından bir çok hikaye de dile getirildi.
SOLAK “FARKINDALIĞIMIZ İNSAN İÇİNDİR”
Çalışmalarına geçen yıl başlayan Farkındalık Platformu üyeleri Cumartesi günü “Meme Kanseri” bilinçlendirme etkinlikleri kapsamında kahvaltılı bir toplantıda bir araya geldi.
Topaltının açılışında bir konuşma yapan Farkındalık Platformu Başkanı Mesut Solak “Biz yola çıkarken sadece insanı ve hayatı merkez aldık. Amacımız hem üyelerimiz arasında paylaşımlar yapmak, hem de sosyal projeler ile toplumda “farkındalık” yaratmaktır. Kuruluş ilkemiz de en önemli unsur hiç bir siyasi ve dini görüşümüzün olmayışıdır. Bu konuları biz kendi aramızda bile konuşmuyoruz. Arıca üyelik yapımız biraz seçicidir. Bu gün, dünyanın zamankinde daha fazla paylaşmaya ve daha fazla birlikte olmaya ihtiyacı var. Kısa zaman içinde bu ilkelerimizin karşılığını almaya başladık. Bu gün meme kanseri olan be bu süreçte bir de çocuk dünyaya getiren Nuray hanımın cafesinde misafir olduk ve ondan bu başarı hikayesini dinleyeceğiz. Farkındalık Platformu olarak yakında uyuşturucu konusunu ele alacağız. Ünlü radyocu Cem Arslan konuğumuz olacak. Biliyorsunuz kendisinin bu konuda ciddi çalışmalar var. Ayrıca kadına şiddet de gündemimizdeki konulardan. Platform olarak sevgili oyuncu dostum Veysel Diker ile kendi tiyatrosunda bir kurs programı başlatacağız. Özetle Farkındalık Platformu hem üyeleri arasında bir takım eğitim ve sanat çalışmaları yapıyor, hem de toplumsal olaylara parmak basıyor” dedi.