10 yaşında yakalandığı lösemi hastalığı ile Prof.Dr. Buket Erer Del Castello‘nun gözetiminde bir tedavi süreci geçiren Emre kök hücre tedavisinde mutlu sona ulaştı.
Recep Kenan/itvhaber.com
10 yaşında yakalandığı lösemi hastalığı ile küçücük yaşta zorlu bir tedavi sürecine giren Emre ve ailesi, Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Pediatrik Kemik İliği Merkezi Sorumlusu Prof.Dr. Buket Erer Del Castello‘nun gözetiminde geçirilen ilik nakli operasyonu ile sağlıkla geçen 1 yılı sevinç ile karşılıyor.
10 YAŞINDAYKEN LÖSEMİ HASTASI OLDUĞU ANLAŞILDI
Henüz 10 yaşındayken kulaklarındaki çınlama sesi, yüksek ateş ve bacaklarındaki morluklar ile hastaneye giden Emre’nin 1 gecede lösemi hastası olduğunun ortaya çıkması, Çakmak ailesini derinden sarstı. O güne kadar lösemi hastalığının ne olduğunu bile bilmeyen anne Reyhan Çakmak “Oğlumun lösemi hastası olduğunu öğrendiğimde neden bahsedildiğini bilmiyordum bile. Bacaklarında morluklar görüyordum. Okulda oynarken olduğunu düşünüyordum. Araştırmalar ve doktorumuzun bize verdiği bilgiler sonrasında uzun bir süre durumu kabullenemedim. Dünyam başıma yıkılmıştı” dedi. “Lösemi teşhisinden sonra kızımız Gamze’nin uygun donör olduğunu öğrendiğimizde Emre için duyduğumuz endişe bir nebze azaldı. İçimizde umut ve sevinç yeşerdi. Tabi doktorumuz bize bu sürecin zor olduğundan ve olumsuz sonuçlardan da bahsetmişti. Kızımız ve oğlumuzu hem psikolojik hem de bedenen yoran bu süreç sonunda neler olacağını tam olarak kestiremiyorduk. Tüm bu tedavi sürecinde en büyük desteği doktorumuzdan ve daha önce bu hastalığı yenen hastalardan aldık” diyen anne Reyhan Çakmak nakilden sonra 1 yılı aşkın süredir her şeyin yolunda gittiğini, tetkikleri asla aksatmadıklarını belirtti.
DONÖRÜN KISA SÜREDE BULUNMASI ŞANS
Prof. Dr. Buket Erer Del Castello, kendisine başvuran 10 yaşındaki Emre’nin en büyük şansının uygun donörü kısa sürede bulmuş olması olduğunu belirterek; teşhis konulduktan kısa bir süre içinde ilik nakli yapabilmiş olmanın hastanın hayatı için kritik önem taşıdığının altını çizdi.
LÖSEMİ HASTAYI DA HASTA YAKINLARINI DA SARSTI
Löseminin sadece hastayı değil, hasta yakınlarını da derinden sarstığına değinen Del Castello ‘’Tüm aile için zorlu geçen bu süreç sonunda Emre’nin hayatına devam edebilmesi beni ve ekibimi çok mutlu etti. Uzun soluklu olan tedavi sürecinde hem Emre hem de ailesi ile bir aile olduk’’dedi.
UMUTSUZLUK OLUŞMASINA İZİN VERİLMEMELİ
Ülkemizde lösemi hastalığı ile ilgili farkındalığın üzülme, acıma ve umutsuzlukla oluşmasına izin verilmemesi gerektiğini belirten Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Pediatrik Kemik İliği Merkezi Sorumlusu Prof.Dr. Buket Erer Del Castello, “Kendinizi çaresiz hissetmeyin, doktorlarınız, hemşireleriniz, siz ve hasta yavrunuzla birlikte bu zahmetli yolu birlikte yürüyerek düzlüğe çıkacağınıza inancınız olmalı” dedi.
LÖSEMİ TEDAVİSİ UZUN SÜRELİ VE ZAHMETLİ
Lösemiyle ilgili genel bilgileri de paylaşan Del Castello sözlerine şöyle devam etti; “Özellikle çocukluk çağı lösemileri gündemimizde. Bunun en önemli nedeni çocukluk çağı lösemilerinin önemli bir kısmı kemoterapi ile tedavi edilebilir olması. Aklımıza ölümcül bir hastalık değil tedavi edilebilir bir hastalık gelmeli. Bu tedavi uzun süreli ve zahmetlidir. Bu nedenle aile bireylerinin bilgilendirilmesi, ailenin tedaviye uyumu, doktora güveni gibi unsurlar tedavinin başarısında önemli rol oynar. Lösemi genetik bir hastalık değildir, yani kalıtsal değildir, ancak bazı hastalıklarda lösemi gelişme riski daha yüksektir. Bazı hastalıkların erken tanısında yapılan tarama testleri gibi löseminin gelişeceğini gösterecek bir test yoktur. Ancak ‘erken teşhis ‘ tanımı altında klinik olarak ortaya çıkmış hastalıkta vakit geçirmeden, hastalığın ilerlemesine imkan vermeyerek tedaviye başlanması önemlidir.”
GENÇ HASTA VE DONÖR TEDAVİDE BAŞARIYI ARTIRIYOR
Lösemi Haftası nedeniyle de küçük yaşta lösemi hastalığına yakalanmış ve bir yıl önce kemik iliği nakli yapılarak sağlığına kavuşan Emre Çakmak ve ailesini de toplantıya davet ettiklerini vurgulayan Castello, kendisine başvuran 10 yaşındaki Emre’nin donörünün ablası Gamze Çakmak olduğunu, doku tipi uyduğu için ablasından nakli gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Hasta ve donörün genç olmasının tedavideki başarı şansını artırdığını kaydeden Buket Erer Del Castello, kemik iliği ya da kök hücre naklinin zor ve zahmetli bir tedavi sürecinin olduğunu vurgulayarak, nakil yapıldıktan sonra hasta iyileşse dahi takip ettiklerini, normal hayata döndürmek için çalıştıklarını belirtti.
NAKİL TEDAVİ EVRESİNDE “0”, ÖNCESİ; “-“, SONRASI “+” VAR
“Kemik İliği” tedavisinin sadece nakilden ibaret olmadığını, nakili anını “0” olarak aldıklarını öncesini ve sonrası “-“ ile “+” şeklinde evreleyerek takip ettiklerini, nakil öncesi ve sonrası baskılanan inmün sistemi nedeni ile hastaların yakından takip edilmesi gerektiğini kaydetti.
“ÇOK KÖTÜYDÜM, GÜN GEÇTİKÇE DAHA İYİ OLUYORUM”
Nakil öncesi çok kötü olduğunu vurgulayan kemik iliği nakli ile kök hücre tedavisi olan Emre Çakmak “Önce çok kötüydüm. Nakil sonrası şimdi çok iyiyim. Gün geçtikçe daha iyi oluyorum. Doktoruma teşekkür ederim” tedaviyi yapan doktor ve ekibine teşekkür etti.
bir yıl önce kemik iliği nakli olan Emre’nin annesi Reyhan Çakmak ve babası, oğlunun sağlığına kavuştuğunu, çok mutlu olduğunu söylerlerken, donör abla Gamze Çakmak da kardeşinin sağlığına kavuştuğu için çok mutlu olduğunu ifade etti.