Tüm dünyayı saran
Koronavirüs salgınının ülkemiz için de ciddi bir tehdit haline geldiğine dikkat
çeken A Milli Futbol Takım Teknik
Direktörü Şenol Güneş, “umudumuzu kaybetmeyelim.” Dedi.
A Milli Futbol Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş
açıklamasında, “Tüm dünyayı saran
Koronavirüs salgınının, ülkemiz için de ciddi bir tehdit haline geldiği şu
günlerde, hem tüm insanlara hem de sporcularımıza dönük bazı tavsiyelerimi bir
açıklama ile duyurmak istedim.” İfadesine yer verdi.
UYARILARA VE
ÖNLEMLERE HEP BERABER UYALIM
“Öncelikle bu hastalıktan ötürü hayatlarını kaybeden
vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor,
hastalarımıza da geçmiş olsun diyorum.” İfadeleri ile baş sağlığı ve geçmiş
olsun dileklerini ileten Şenol Güneş, açıklamasında şu ayrıntılara yer verdi:
“Her ne kadar bu hastalığın sadece yaşı ileri kimseler için
hayati tehlike doğurduğu düşünülse de, bulaşıcı olması itibarıyla hepimiz
tehlike altındayız. Bu yüzden, gerek devlet adamlarının gerekse bilim
insanlarının yaptığı uyarılara ve alınan önlemlere hep beraber uyalım. Bunları
yerine getirmek milli bir görevdir.”
DAYANIŞMA RUHUMUZ
BİZİ DİMDİK AYAKTA TUTMALI
“Sağlık uzmanları var güçleriyle bu hastalığa çare bulmak
için uğraşıyorlar. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, koronavirüsün de ilacı
bulunacaktır. Bu süreçte ulus olarak umudumuzu kaybetmeyelim. Dayanışma ruhumuz
bizi dimdik ayakta tutmalı.”
İçinden geçtiğimiz bu süreçte, Türk halkına şu tavsiyeleri
vermek isterim:
1) Zorunlu haller dışında evlerimizde kalalım ve yetkili
makamlardan gelecek bildirimleri takip edelim.
2) Bilhassa birinci derece risk grubunda olan ileri yaştaki
akraba ve dostlarımızdan bir süreliğine uzak kalmaya özen gösterelim.
3) Bir sosyal izolasyon içinde bulunsak da yakınlarımızı ve
arkadaşlarımızı, özellikle büyüklerimizi telefonla arayalım. Görüntülü
görüşmeler yaparak kendilerini yalnız hissetmemelerini sağlayalım.
4) Evde kalmış olsak da eve hapsolmuş hissetmemek için kitap
okuyalım, film ve belgesel izleyelim, her türlü yeni beceriler öğrenmeye
çalışalım.
5) Evde yapılabilecek basit spor egzersizleriyle kendimizi
fiziksel ve zihinsel olarak daha diri tutalım. Çocuklarımıza da bunu
aşılayalım.
6) Özellikle sosyal medya üzerinden yayılan dedikodu ve
dezenformasyonlara kulak vermeyelim. Paniğe mahal verecek paylaşım ve
yorumlarda bulunmayalım.
7) Yaşları itibarıyla evden çıkmalarında yasal bir engel
bulunmayan vatandaşlarımız için söylüyorum: İhtiyaç sahibi kişilere yardımcı
olabilmek için çözümler arayalım, yardımlaşalım.
Spor sektörü özelinde konuşursak, sporcusundan malzemecisine
kadar bu iş kolunda emeği olan herkes koronavirüs salgınından ciddi biçimde
etkilendi. Belirsizlik ve endişe kaynaklı bir kafa karışıklığı yaşandığı
aşikâr. Bu ortamda yaşanabilecek performans kayıplarını en aza indirmek için
sporcularımızın aşağıda belirttiğim önerileri izlemesini tavsiye ediyorum.
1) Bir kamp döneminde olduğunuzu farz ederek,
antrenörlerinizin sizinle paylaştığı bireysel antrenman programlarınızı
disiplinle uygulayın.
2) Kilonuza dikkat edin. Sağlıklı ve dengeli beslenin. Bol
sıvı tüketin.
3) Fiziksel antrenmanlar kadar zihinsel antrenmanların da
önemi büyüktür. Zihinsel antrenmanlar da formunuzu korumanıza yardımcı olur.
Günde yarım saat imgeleme çalışması yapmaya özen gösterin.
4) Bu dönem mesleki ve bireysel gelişiminiz için bir
fırsattır. Özellikle size ilham verecek başarılı insanların ve sporcuların
biyografilerini okumanızı, bu konuyla ilgili filmler izlemenizi öneririm.
5) Tüm ailenizle de içine katacak aktiviteler
yapabilirsiniz. Örneğin, yemek yapmak, enstrüman çalmak veya başka bir sanat
dalıyla uğraşmak ve yabancı dil öğrenmek gibi.
6) Geliştirmemiz gerektiğini düşündüğümüz yönlerimiz varsa
bunlara odaklanalım. Bu süreçten yenilenmiş ve güçlenmiş olarak çıkalım.
7) Topluma mal olmuş kişiler olarak, sizlerin sosyal
sorumluluğunuz diğer vatandaşlarımıza göre daha fazla. Sizlerden kamuoyuna
moral aşılayacak mesajlar vermenizi rica ediyorum. Sizlerden gelecek iyimser
içerikler, her açıdan halkımızı diri ve güçlü kılacak, bu savaşı kazanmamızda
hepimize yardımcı olacaktır.
Son olarak, koronavirüs ile savaşı bir milli mücadele gibi
görelim. Rakibimizin de sinsi bir bulaşıcı hastalık olduğunu bilerek, o
sorumlulukla hareket edelim. El ele verip sosyal dayanışmayı sağlamak galibiyet
taktiğimiz olsun. Açıklamama son verirken, size Lev Tolstoy’un bir sözünü
hatırlatmak istiyorum: “En güçlü iki savaşçı sabır ve zamandır”.