Trabzon Düşünce ve
Kültür Platformu, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun katılımıyla depremlerin
gölgesinde “Depremde ilk 72 saatte neler yapılmalı” konulu konferans düzenledi.
Son günlerde yaşanan depremlerde can ve mal kayıpları olurken,
Trabzon Düşünce ve Kültür Platformu, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun “Depremde
ilk 72 saatte neler yapılmalı” konulu konferansı düzenledi.
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun “Depremde ilk 72 saatte neler
yapılmalı” konulu konferansı sırasında Türkiye’nin İran sınırına yakın 5.9
şiddetindeki depremde Van ve çevresinin de etkilendiği, ilk belirlemelere göre
9 yurttaşın öldüğü, 300’den fazla konutun ağır hasar gördüğü belirlenen deprem
konferansta ele alınan konularını önemini gözler önüne serdi.
Depremle ilgili önlemlerin alınmasında farkındalık yaratmaya
yönelik konferansın, tam da yoğun deprem sarsıntılarının olduğu bir güne
rastlamasının ortaya çıkardığı gerçeğin ülke yönetimlerinin depreme karşı vakit
geçirmeden önlemler alması gerektiği olduğu kadar, %90’ı deprem kuşakları
üzerinde olan bu topraklarda yaşayanlar olarak bizlerin de bilinçli ve
hazırlıklı hareket etmemiz gerektiğinin somutlanmasıydı.
Yakın zaman önce Güneydoğu’da ve şimdi Van çevresinde
meydana gelen depremlerde yaşanan sıkıntılar, afet yönetiminin İstanbul’da
beklenen ve bugünlerdekinin onlarca katı daha büyük bir yıkıma neden olacağı
tahmin edilen büyük depreme hazır olmadığı kuşkularını da beraberinde
getirmekte.
Geçtiğimiz günlerde Kadıköy Kozyatağı AVM Kültür Merkezi’nde
“Depremde ilk 72 saat” konulu konferans veren İTÜ Deprem Mühendisliği ve Afet
Yönetim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun sözleri de bu kuşkuların
yersiz olmadığını gösteriyor: Devlet ilk anlarda kimseye yetişemez, ilk 3 gün
kendi kendinize yetip hayatta kalmaya bakın…
Katılımcılar tarafından ilgiyle izlenen konferansı,
aralarında Dr. Mikail Kaya, sanatçı İbrahim Can, Kartal ve İstanbul Büyükşehir
Belediye Meclisi üyesi Yusuf Altay, Mimarlar Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu
Üyesi Aysel Durgun, Marmara Üniversitesi
Spor Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Kalyoncu, Fatih Mehmet
Kalyoncu gibi Trabzon Düşünce ve Kültür
Platformu üyesinin bulunduğu çok sayıda katılımcı izledi.
DEPREMDE İLK 72
SAATTE NE YAPABİLİRİZ?
Türk Halk Müziğinin güçlü sesi olarak ünlenmesinin yanı sıra
toplumsal ve çevresel sorunlara ilgisiyle de tanınan İbrahim Can’ın konferansa
katılanlara selamlamasının ardından açılış konuşması yapan Trabzon Düşünce ve
Kültür Platformu Başkanı Av. Muammer Aydın, Türkiye’nin deprem kuşakları üzerinde bulunduğunu, bu deprem gerçeğinin
herkes tarafından kabul edilmesi ve gerekli önlemlerin ona göre alınması
gerektiğini vurgulayarak şöyle dedi: “Önceden planladığımız bu konferans
sırasında bile dünyanın ve yakın coğrafyamız depremle sarsılıyorsa, can ve mal
kaybına uğruyorsak, bundan anlamamız gereken şudur: Kaybedecek hiç vaktimiz
yok, yöneticilerimiz gerekli önlemleri alırken, bizler de ne yapmamız gerektiği
konusunda bilinçlenmeliyiz. İşte bu konferansın amacı da budur; depremde ilk 72
saatte ne yapabiliriz?”
MERKEZİ VE YEREL
YÖNETİMLERİN SORUMLULUKLARINI VURGULADI
İTÜ Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetim Merkezi Müdürü Prof.
Dr. Mikdat Kadıoğlu konferansına kişilerin bilmesi gereken hususları
açıklamadan önce merkezi ve yerel yönetimlere yasaların verdiği sorumlulukları
vurgulayarak başladı. Kadıoğlu, gerek merkezi yönetimin gerekse yerel yönetimin
depremle ilgili sorumluluklarını tam olarak yerine getirebildiğinin söylenemeyeceğini,
bu sorumluluklara yönelik hazırlıkların yeterli olmadığını, gerçekte afet
olmadan önce yönetilmesi gerektiğini, ancak bizde her şeyin “istim arkadan
gelsin” anlayışıyla yürütüldüğünü dile getirdiği konferansında, “böylesi bir
durumda, kişilerin ilk 72 saatte neler yapması gerektiğini bilmesinin önemi
daha da artmaktadır. Bilinçli hareket
etmenin yoğun bir farkındalığa dayandığını kavramakla mümkün olacağını bilmemiz
gerekmektedir.” dedi.
İLK GÜVENECEĞİMİZ:
KENDİ BİLGİ VE ORGANİZASYONUMUZ
Kadıoğlu, deprem olduğunda ilk güveneceğimiz hususun kendi
bilgi ve organizasyonumuz olduğunu; hele İstanbul gibi bir kentte, ilk günler
hiçbir yardım gelemeyebileceğini kavramak gerektiğini, onun için de önceden
hazırlıklı olmanın büyük önem taşıdığını vurgulayarak şöyle dedi: “Bir felaket,
afet anında herkes sokağa çıkıyor. Artık
konu komşu hep birlikte, karmaşa içinde kurtarma başlıyor. Oysa, sokakta bir
takım olmamız lazım. Bizim insanları kurtarırken zarar vermememiz lazım. Bunun
için de önceden Toplum Afet Gönüllüleri
diye bir sistem kurmamız lazım. Bunları
afet öncesinden eğitmemiz lazım: Önce
evinde hangi hazırlığı yapması
gerektiğini, ilk yardımı, yangın
söndürmeyi öğrenmesi lazım. Nihayet ekip
olmayı öğrenmesi lazım. Ardında, bir
felaket anında nerede toplanacaklarını, kimin hangi görevi yapacağını,
malzemeyi nereden alıp nasıl kullanacağını bilmesi lazım. Bu bir organizasyon işi, örgütlenme işi.
Maddi, manevi desteklenmesi gerekiyor. Ama bizde özellikle maddi destek bulma
çok zor.”
İLK YARDIM EĞİTİMİ
ALIN, DEPREM ÇANTALARINIZI HAZIRLAYIN
Afetlerden, depremlerden korunmada yönetimler kadar
insanların da tedbir almakta sorumlu olduğunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun
50. maddesinin bütün belediyelere afet planı yapmak, zararları azaltmak, halkı eğitmek, ekipman ve donanımı sağlamak
görevi verdiğini; ancak bunu çoğu belediyenin yapmadığını/yapamadığını ifade
eden Prof. Kadıoğlu, konferansını şöyle
sonlandırdı: “Ama hiçbiri de yapmıyor onu. Çünkü kimse hesabını sormuyor; buna
dayanarak gevşek davranıyor; tam olarak
belediyelerinize sorun 50. Madde gereğince neler yapıyorsunuz? Baktınız, ine bir şey yapmıyor, suç duyurusunda bulunun. Ama bize de görevler
düşüyor: Eşyalarınızı sabitleyin,
çök-kapan-tutun gibi davranış şekilleri tatbikatlarla doğan bebeklere
bile öğretin. İlk yardım eğitimi alın,
deprem çantalarınızı hazırlayın, en az 3
gün hayatınızı idame ettirecek hazırlığınız olsun, gelecek yardımlara bel
bağlamayın.”
HABER / FOTO: Alaeddin Bahçekapılı