Yazardan Direkt
Yayınevi Editörü Ayşe Sağlam, bağımsız yazarların kitaplarını nasıl
yayımlayacakları ve hedef okur kitlesine ulaştığı kişisel yayıncılığın sürecini
anlattı.
Artan çeşitlilik ve farklı türlerden eserlerin okurla
buluşması, günümüzde umut verici olduğu kadar bir takım gereksinimleri ve
soruları da beraberinde getiriyor. Bir eser, ne zaman kitap halini alır ve
dilediği okur kitlesine ulaşır? Bu yalnızca yazan ve yazdıklarını yayımlatanlar
için değil yayınevleri açısından da önemli bazı bilgi ve yöntemleri içeriyor.
Bu nedenle bir yazılı eseri ve haliyle yazarını bekleyen bazı süreçler var.
2019 yılında 423 milyon kitap yayımlandığını ortaya koyan veriler, okuma
oranlarının arttığını gösterirken, bir yandan da kitap bastırmak denen sürecin
nasıl işlediğine de dikkat çekiyor. Bu oranın tamamının klasik yayınevleri
olmadığının, kişisel yayıncılığın tercih edilmesinde de artış olduğunun altını
çizmek gerekiyor.
Bağımsız Yazarların Umudu Kişisel Yayıncılık
Bağımsız yazarların kendilerine ve yazdıklarına güvenmesini
sağlayan, umut veren ve destekleyen kişisel yayıncılık, bir kitabın nasıl
kitaba dönüştüğüne dair kendi yayınevi politikasına göre birçok seçenek
sunuyor. Yazılı eseriyle, yoğunluk ve bilinirlik gibi gerekçelerle, klasik
yayınevlerinden aylarca yanıt alamayan; alsa da “adının henüz duyulmuş
olmaması” nedeniyle reddedilen yazarlar, çareyi ya vazgeçmekte ya da farklı
yöntemler aramakta buluyorlar. Tam da bu noktada yazarlar için umut anlamına
gelen kişisel yayıncılık, bir eseri başından sonuna dek yazarla birlikte hayal
edilen noktaya taşıyor. Editör ile birlikte geliştirilen ve yayıma hazırlanan
eser, arzuya ve yine eserin içeriğine göre şekillenen bir kapak tasarımıyla son
şeklini alıyor. Bu aşamalar için bir eserin, basılı bir kitaba dönüşmeden
önceki ilk adımları denebilir. Hemen hemen tüm basılı eserlerin, kitap adını
alabilmesi için bu adımlar izlenmek zorunda.
Yazar Danışmanlarıyla Çizilen Yol Haritası
Kitap yayımlatmak isteyenler, kendilerine, yazdıkları eserin
tarzına uygun yayınevini belirledikten sonra dosyalarıyla nasıl bir yol
izleyeceklerini öğrenmek için yazar danışmanları ile görüşüyorlar. Bu aslında
bir eserin doğuşunun heyecan ve umut veren kısmı… Ardından gelen prosedürler;
eserin hangi şekilde yayımlanıp okurla buluşacağı kısmı, seçilen yayınevinin
deneyimine ve çalışma prensiplerine göre değişiyor. Yazan kişinin çok da bilgi
sahibi olmadığı, aslında buna gerek bile duyulmayacak bir yöntemler dizisi çoğu
zaman heyecanı sekteye uğratabiliyor. 4 yıldır kişisel yayıncılık alanında
hizmet veren ve birbirinden farklı bağımsız yazarların eserlerini yayımlayan
Yazardan Direkt Yayınevi’nin Genel Koordinatörü Çağla Miniç, kişisel
yayıncılıkta daha hızlı ilerleyen süreçlerin, yazarın önündeki zaman kaybını
ortadan kaldırmayı esas aldığını belirtiyor.
Eserlerin türü ne olursa olsun, yazar gereksinim görüyorsa
ya da yazar danışmanı ve yayınevi tarafından incelenen dosya bunu
gerektiriyorsa bir editör çalışması devreye giriyor. Zira editör, bir eserin en
iyiye ulaşması için yazarı destekleyen, bu iyiye ulaşmada deneyimiyle yol
gösteren kişi olarak çalışıyor.
Kişisel Yayıncılık ile Bir Eserin Birden Fazla Mecrada
Şansı Var
Yazarın yayınevi ile yaptığı anlaşmaya göre İstek Üzerine
Basım, e-kitap hatta içeriğin başka kültürlere de ulaşması arzulanırsa, yabancı
dile çevrilip Amazon’da yayımlama gibi farklı alternatifler yer alıyor. Burada
kitabın bittikten sonra nasıl ve ne şekilde okura ulaşmasını istediği konusunda
yayınevi yazara seçenekler sunuyor ve yapılan tercih doğrultusunda bir yol
haritası çiziliyor. Yazarların yazdıkları eserin telif haklarını ellerinde
bulunduruyor olması da bu eser üzerinde gelecekte çok daha güvenle söz sahibi
olacağı anlamına gelirken, yazarlar yeni üretimler için gerekli motivasyonu da
rahatlıkla bulabiliyorlar.
Bir kitabın kitap olabilme süreci yazarları tedirgin etse de
kişisel yayıncılık dünyasında yazarla her durumda temasta olan danışmanlar,
eseri kendi eseri gibi sahiplenen editörler ve başarılı bir tanıtım çalışması,
yazarın yolundaki tüm engelleri kaldırıyor.