ÇYDD, “30 Ağustos 1922’de tüm varlığını ortaya koyarak özgürlük ve bağımsızlığın bedelini ödeyenlere borcumuz var. 30 Ağustos’ta anma törenlerinde, Atatürk’ün huzurundayız.”
30 Ağustos 1922’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kahraman komutanlarımızın, ordumuzun, yiğit halkımızın yediden yetmişe desteğiyle kazandığı “Büyük Zafer” sömürgeci devletlerin Anadolu’yu parçalama ve paylaşma kararlarını boşa çıkardı. Bu zafer ülkemize laik, demokratik, çağdaş bir hukuk devleti olmanın kapılarını açtı.
Büyük Komutan Mustafa Kemal Atatürk bu zafer için “Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur. Ama Türk ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Türk Devleti’nin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı.” dedi.
Şimdi bize düşen; ülkemizin güvenliği, sağlığı, yönetsel, ekonomik, sosyal, siyasal, eğitsel, çevresel pek çok sorununun çözümünü; tüm yurttaşlarımızın fırsat eşitliği ve sosyal devlet ilkeleriyle barış içinde çağdaş eğitimden yararlanmasını, kısacası gerçek demokrasiyi geliştirmektir. Hukukun üstünlüğünü, laik ve bilimsel eğitimi yaşama geçirmeyi ilke edinen bir anlayışın iktidarda, muhalefette, tüm toplum kesimlerinde benimsenmesi ve bu doğrultuda birlikte çalışılması tek çaredir.
Yurttaşlar olarak, ülkemizin güvenliği tehlikeye düşmedikçe din, mezhep, etnik ve benzeri hiçbir savaş istemiyoruz. Yurtta ve dünyada barış istiyoruz.
30 Ağustos 1922’de tüm varlığını ortaya koyarak özgürlük ve bağımsızlığın bedelini ödeyenlere ve gelecek kuşaklara borcumuz var. Bunun için 30 Ağustos’ta anma törenlerinde, meydanlarda, Atatürk’ün huzurundayız.