Ataşehir Belediye Spor’da forması giyen Tunus’lu Mariem Houji ve Rahma Ghars, Mısır’lı Salwa Mansour ile Nijerya’lı Esther Sunday futbolun hayatlarına etkisini anlattı.
Kadın futbolunun ülkemizdeki önemli temsilcilerinden birisi Ataşehir Belediye Spor… Geçen sezon kazandığı şampiyonlukla ülkemizi UEFA Şampiyonlar Ligi’nde temsil eden takım yeni sezonda da oldukça iddialı… Yeni sezonda Ataşehir Belediye Spor forması giyen Tunus’lu Mariem Houji ve Rahma Ghars, Mısır’lı Salwa Mansour ile Nijerya’lı Esther Sunday futbolun hayatlarına olan etkisini anlattılar
Ataşehir Belediye Spor Kadın Futbol Takımı, ülkemizde kadın futbolu deyince akla ilk gelen kulüplerden… Bugüne kadar 4 kez şampiyonluk sevinci yaşan Ataşehir Belediye Spor Kulübü, şampiyon olarak tamamladığı 2017-2018 sezonunun ardından ülkemizi UEFA Şampiyonlar Ligi’nde temsil etti. Yeni sezona da iddialı olark giren takım bu sezon genç oyunculardan oluşan bir kadro oluşturdu. Taner Öner’in teknik direktörlüğünü yaptığı takımda Selda, Cansel, Ferda, Elif, Şevval, Dilara, Kübra, Tuğba, Nagehan, Eda, Beyza, Nazlıcan, Ayşe, Yasemin ve Dilara’nın yanısıra Tunus’lu Mariem Houji ve Rahma Ghars, Mısır’lı Salwa Mansour ile Nijerya’lı Esther Sunday yer alıyor.
Takımın tercümanı Belgin Öner’in yardımıyla Ataşehir Belediye Spor’un yabancı oyuncularıyla futbol üzerine konuştuk.
“SÜREKLİ TOP OYNARDIM”
Takımın 10 numarası, 1994 Tunus doğumlu Mariem Houij’in 3 erkek kardeşi var. Bir süre animatörlük yapan oyuncu kariyerini futbol üzerine kurmaya karar verdiğinde henüz 10 yaşında bile değildir. Futbol oynamasına kimsenin engel olamadığını söyleyen Mariem o günleri şöyle anlatıyor: “Erkeklerle sürekli top oynardım. Bir öğretmenim beni keşfetti ve bir kulübe yönlendirdi. 11 yaşımda Tunus’un en büyük takımı olan Sahel’de top oynamaya başladım. Sahal kulübünde 10 yıl oynadıktan sonra Fransa’nın Vaindanheim kulübüne transfer oldum. Başarılarım beni milli takıma da yükseltti. 34 kere milli formayı giyip, 21 gol attım.”
Mariem, ülkesinde kadınların futbol oynamasına pek sıcak bakılmadığını, Türkiye’de kadın takımlarının maçlarına gelen seyircilerin kendisini çok şaşırttığını, bir o kadar da mutlu ettiğini söylüyor.
“İLK KEZ İNSANLARA GÜVENİYORUM”
Ataşehir Belediye Spor formasıyla UEFA Şampiyonlar Ligi’nde 3 maçta 2, Türkiye liginde ise 6 maçta 7 gol kaydeden Mariem İstanbul’da olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu ifade ediyor: “Türkiye’yi çok sevdim, İstanbul’u çok beğendim. Takım hocamız ve arkadaşlarımı da çok seviyorum. Herkes çok içten ve samimi. İlk kez insanlara güveniyorum. Burada çok huzurlu ve mutluyum. Biz bir aileyiz. Buradaki güzel ve sıcak ortam beni şaşırtı, daha önce hiç böyle hissetmemiştim. Zamanımız hep birlikte geçiyor. Bir yere gideceksek hep birlikte gidiyoruz. Özellikle kaptanımız ve diğer arkadaşlarımız yabancı olduğumuzu hissettirmediklerini de belirteyim.Kulüp başkanımız, yönetim ve hocamız elinden gelen tüm desteği veriyor. İnşallah biz de takımımızın başarılı olması için elimizden geleni yapacağız.”
“SEVDİĞİM İŞİ YAPIYORUM”
Futbolu hayatının anlamı olarak ifade eden Mariem, “Oynadıkça ve başarılı oldukça mutlu oluyorum. Mutluyum, istediğim, sevdiğim işi yapıyorum. Dil sorununa karşın herkesin elinden gelen desteği vermesi bana güç veriyor,” diyor.
Hedefinin takımıyla ligde şampiyon ve gol kraliçesi olmak, Tunus milli takımıyla 2019 yazındaki Afrika Kupasında yer alabilmek olduğunu söyleyen Mariem son olarak, “Başaracağız, inanıyorum. Çünkü inanmak başarmanın yarısıdır,” diyor kararlı bir şekilde.
“KENDİMİ GÜVENDE HİSSEDİYORUM”
Takımın bir diğer Tunuslu oyuncusu da Rahma Ghars… 2 kardeşi olan Rahma 7 yaşından itibaren sokaklarda komşu çocuklarla birlikte futbol oynamaya başlamış. 2006’dan itibaren A.S.F. Soliel forması giyen Rahma mlli forma ile 9 gol atmış.
Türkiye’deki kadın futbolunun, Tunus’a göre çok daha fazla gelişmiş olduğuna dikkat çeken Rahma futbolunu ilerletmek için bulduğu her fırsatta çalıştığını söylüyor.
Ataşehir Belediye Spor’da forma giydiği için çok mutlu olduğunu söyleyen Rahma şöyle konuşuyor: “Zamanımızın çoğu idmanlarda ve arkadaşlarımla evde geçiyor. Arkadaşlarımızla oyunumuz hakkında konuşuyor, bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Yönetimimiz bizi inanılmaz derecede destekliyor. Takım hocamız da bize çok şey öğretiyor. Bize karşı saygılı ve sevgi dolu. Burası benim ikinci ailem. Kendimi güvende hissediyorum. Ülkeniz çok güzel,İstanbul’u çok seviyorum. Yaşamak için çok güzel bir yer. İnsanları sıcakkanlı ve samimi.”
Rahma, çok çalışarak şampiyon olmak istediklerini söylüyor ve ekliyor: “Ataşehir Belediye Spor’de oynadığım için çok mutluyum. Bana bu duyguyu yaşatanlara çok teşekkür ederim. Hayatım boyunca, anılarımın en güzellerinde sizler, Türkiye, İstanbul, Ataşehir, takım arkadaşlarım ve hocalarım olacak.”
“FUTBOL BENİM GELECEĞİM”
Sağ açık olarak oynayan Esther Sunday’in 6 kardeşi var. Ortaokul öğrencisi olduğu günlerde futbola başlayan Esther bugüne kadar Nijerya’da Sunshine Queens ve Pelicans Star takımlarında, yurtdışında ise Minsk ve İsveç’te forma giydi.
Milli takım formasıyla 30 gole imza atan Esther’in Ataşehir Formasıyla bu sezon 4 golü var.
Türkiye’de kadın futbolunun her geçen gün geliştiğini söyleyen Esther, “Çok iyi şartlarda çalışıyoruz. Ataşehir’de forma giymekten ve yaşamaktan dolayı çok mutluyum. Takımımız bir aile gibi, kendimizi hiç yabancı hissetmiyoruz. İstanbul’u çok seviyorum,” şeklinde konuşuyor.
Amacının yaşamımın her anında başarılı olmak olduğunu söyleyen Esther futbolun kendisi için anlamı ve hayalleriyle ilgili olarak da şunları söylüyor: “Futbol benim için bir tutku, eğlence, şans ve geleceğim. Çok mutluyum, çünkü sevdiğim işi yapıyorum. Bu sezon da şampiyon olmak, UEFA Şampiyonlar Liginde oynamak istiyoruz. Takım hocamız Taner Öner’i örnek alıyorum, gelecekte onun gibi bir hoca olmak istiyorum.”
“BİZ GÜÇLÜ BİR AİLEYİZ”
6 kız kardeşi olan Salwa Mansour ise Mısır’lı… O da Mariem, Esther ve Rahma gibi futbola sokakta başlamış.
Çok küçük yaşlardan itabaren futbola ilgi duyan Salwa o dönemler yaşadığı şehirde futbola pek de sıcak bakılmadığını söylüyor. Bir süre sonra bir spor hocasının yönlendirmesiyle Toukh takımında oynamaya başlamış. Estonya’da da forma giyen Salwa ülkesinde Wadi Degla takımınında da yer aldı. 12 yaşındayken milli takım formasını giymeye başlayan Salwa sayısını hatırlayamadığı kadar gol atmış. Türkiye’de futbol oynama düşüncesinin kendisini çok heyecanlandırdığını söyleyen Salwa, “Benim için farklı bir deneyim. Takımımı, arkadaşlarımı çok seviyorum. Huzurluyum, başarılı olmak için elimden geleni yapmak ve takımımın şampiyon olmasını diliyorum. Biz güçlü bir aileyiz,” diye konuşuyor.
“ÖRNEK BİR TAKIM OLUŞTURMAK İSTEDİK”
Ataşehir Belediye Spor Kadın Futbol Takımı Teknik Direktör Taner Öner de, Ataşehir Belediye Spor’da göreve geldiğinden beri amacının kurumsal bir yapı yaratıp; disiplinli, tüm davranışlarıyla herkese örnek olan bir takım oluşturmak olduğuna dikkat çekerek, “Bütün bunlar gerçekleşince zaten başarı geldi. Mariem, Esther, Rahma ve Salwa bir uyum süreci yaşadılar. Zamanla daha iyi olacaklarına inanıyorum. Bize her türlü desteği veren Ataşehir Belediye Başkanımız Battal İlgezdi ve kulüp başkanımız Abdullah Der’e de çok teşekkür ederiz,” şeklinde ifade ediyor düşüncelerini…
Ataşehir Belediye Spor forması giyen Tunus’lu Mariem Houji ve Rahma Ghars, Mısır’lı Salwa Mansour ile Nijerya’lı Esther Sunday emeklerinin karşılığında para da kazanıyorlar. Bu parayı erkek futbolcuların kazandığı paralarla kıyaslamayın lütfen… Paranın bir kısmını kendileri için değerlendirirken, önemli bir kısmını ise aileleriyle paylaşıyorlar.
Son bir not da futbolseverlere… Kadın futbol takımlarının maçlarını seyredin.
Skor ne olursa olsun, maçın son düdüğüne kadar mücadele var, dayanışma var, estetik var, futbol var, centilmenlik var, dostluk var.
Kaynak: Kadir İncesu/BirGün Gazetesi