CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen tanıtım programında İstanbul için vaatlerini açıkladı.
Recep Kenan/itvhaber.com
CHP İstanbul İl Başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu için tanıtım toplantısı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile çok sayıda parti yöneticisi ve milletvekillerinin de katıldığı tanıtım toplantısı Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Çok sayıda partilinin sabah 09.30 itibari ile Haliç Kongre Merkezi’ndeki salona gelmeye başladığı toplantıda İmamoğlu konuşan CHP İBB Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu İstanbul için ön gördüğü hedeflerini, vaatlerini ve bu anlamda başarı için belirlediği stratejisini açıkladı.
İSTANBUL GENÇ, DİNAMİK, YENİ NESİL BİR YÖNETİCİ TARAFINDAN YÖNETİLEBİLİR
Toplantıda konuşan CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un; Ankara’dan, iradesi bağlı, eski model yöneticiler tarafında yönetilemeyeceğini, yönetilemediğini iddia edip, “İstanbul Ankara’dan yönetilemez; yönetilemiyor! İstanbul, iradesi bağlı yöneticiler tarafından yönetilemez; yönetilemiyor! İstanbul eski model yöneticiler tarafından yönetilemez; yönetilemiyor! İstanbul günü birlik yönetilemez, yönetilemiyor!” şeklindeki iddialarına, “Bu şehir ancak, genç, dinamik, yeni nesil bir yönetici tarafından yönetilebilir.” İddiasını ekledi.
EKREM İMAMOĞLU KENTİ KUCAKLAYACAK YAPIYA SAHİP
İstanbul’daki trafik sorununun en önemli sorunlar arasında yer aldığına işaret eden Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, insanların hayatlarının önemli bir kısmını yollarda değil çalıştıkları mekanlarda geçirmeleri gereğini vurgulayarak; “İstanbul dünyadaki ender kentlerden birisidir. İstanbul sıradan bir kent değil. Yönetecek kişinin kentli ile kavga etmemesi değil, bütün kenti kucaklaması lazım. Ekrem İmamoğlu kardeşimiz böyle bir yapıya ve karaktere sahip.”
İSTANBUL ADAYI İÇİN ÖRNEK BEYLİKDÜZÜ
Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzündeki çalışmaları ve dürüstlüğü ile örnek bir belediyecilik geçmişi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, İBB Başkan adayları İmamoğlu ile ilgili; “Örnek: Beylikdüzü. İstanbul’u seven ve İstanbul için çaba harcayan arkadaşımız. Hangi para ile yapacaksınız diye soranlara şunu söylemek istiyorum. Eğer kul hakkı yemezseniz İstanbul’un sermayesi vardır. Dolayısıyla bunu Ekrem İmamoğlu arkadaşımız büyük bir yetkinlikle yerine getirecektir. Üreten ve istihdam yaratan bir belediyecilik…” İfadelerine yer verdi.
20-25 YÖNETİYORSUN BÜTÜN İSTANBUL’U KAYMAK TABAKA YAPSANA
İstanbul’un bazı ilçelerine yönelik “Kaymak Tabaka” nitelemesi ile yapılan eleştirilere dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Kadıköy’ü, Sarıyer’i, Beşiktaş’ı ‘kaymak tabaka’ diye eleştirirler. İyi de kardeşim 20-25 yıldır İstanbul’u yönetiyorsun, bütün İstanbul’u kaymak tabaka yapsana. Bütün İstanbul’u yaşanabilir bir kent haline getirmek İmamoğlu’nun sorumluluğundadır. O yapacaktır göreceksiniz. Bütün belediye başkanlarımdan iki şey istiyorum. Bir, yoksul mahallelere pozitif ayrımcılık; iki, harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz.” Dedi.
SEÇMENLER KENDİNE 3 BASİT SORUYU SORSUN
“Beni bu onurlu göreve layık gören tüm Cumhuriyet Halk Partililere, İstanbul İl Örgütüne, İstanbul’daki İlçe Örgütlerine, İlçe Belediye Başkanlarına, partimin yöneticilerine ve Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroglu’na en içten şükranlarımı sunarım” ifadelerini içeren selamlama ile konuşmasına başlayan Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, 94 gün sonra oy kabinine girecek, İstanbul’un bir sonraki büyükşehir belediye başkanını seçme şansına sahip olacak seçmenlerden kendilerine üç basit soruyu sormalarını istedi: “Bu şehri gerçekten kim daha iyi yönetebilir? Bu şehir daha iyi nasıl yönetilir? Bu şehir nereden yönetilsin?” ve, “İste bundan tam 94 gün sonra yapılacak olan yerel seçimlerin ana eksenini belirleyecek olan sorular bunlardır. Bu üç basit soruya sizlerin vereceği cevap, sadece kendinizin değil; çocuklarınızın, büyüklerinizin, akrabalarınızın, arkadaşlarınızın, meslektaşlarınızın ve şehirde yasayan tanıyıp tanımadığınız herkesin kaderini belirleyecek.” İfadelerini ekleyerek bu soruların yanıtının seçmen kararındaki önemine işaret etti.
BÖYLE YÖNETİLEMEZ, BU YOLLA ASLA MUTLU OLAMAZ
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduğunu, kentin geleceği için değişim zamanının geldiğini herkes gibi gördüğünü, İstanbul için yeni bir sayfa açmanın zamanının geldiğini de bildiğini vurgulayan CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, konuşmasını, “Bu muhteşem kentte hayat, epeyce bir süredir akıl, sağduyu ve uzlaşmayı reddeden bir yönetim anlayışıyla tam bir kaosa çevrildi. Bu kent, içinde yaşayanların hayat kalitesini mahveden bir kabusa dönüştürüldü. Doğası tahrip edildi. Kaynakları hoyratça yağmalandı. İnsanları kapalı mekanlara hapsedildi. Ayrıştırıldı, kutuplaştırıldı. İstanbul böyle devam edemez. Böyle yönetilemez. İstanbul bu yolla bir dünya kenti olamaz. İstanbul bu yolla asla mutlu olamaz.” İfadeleri ile sürdürdü.
İSTANBUL ANKARA’DAN ESKİ MODEL YÖNETİCİLER TARAFINDAN YÖNETİLEMEZ; YÖNETİLEMİYOR
16 milyona yaklaşan İstanbul’un nüfusuyla dünyanın en kalabalık 15’inci kenti olduğunun altını çizen Ekrem İmamoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Gayrisafi Milli Hasılamızın neredeyse dörtte birini, ülkede toplanan vergilerin yüzde kırkını üretiyor. İstanbul, Türkiye ekonomisinin motor gücü. İstanbul durursa, Türkiye durur. Bu şehre kimi metropol diyor, kimi mega kent… Ama İstanbul bunların hiçbiri değil. İstanbul bir kentsel bölge. Tek odaklı değil, çok odaklı bir kentsel bölge… Bir havza… Avrupa’daki pek çok ülkeden büyük… İstanbul tek basına bağımsız bir ülke olsaydı, dünyanın ilk 25-30 büyük ekonomisi arasında yerini alırdı.
Bu yüzden, İstanbul Ankara’dan yönetilemez; yönetilemiyor!
İstanbul, iradesi bağlı yöneticiler tarafından yönetilemez; yönetilemiyor!
İstanbul eski model yöneticiler tarafından yönetilemez; yönetilemiyor!
İstanbul günü birlik yönetilemez, yönetilemiyor!
Bu şehir ancak, genç, dinamik, yeni nesil bir yönetici tarafından yönetilebilir.”
İSTANBUL’U MARKA KENT HALİNE GETİRMEK İÇİN ADAYIM
“Ben İstanbul’u yeniden küresel iddia sahibi bir marka kent haline getirmek için adayım. İstanbulluların mutlu ve özgür olmaları için adayım. İstanbul’un ekonomisini büyütmek, iş olanakları yaratmak ve gençlerin yeniden umudu haline getirmek için adayım. İstanbul’u yaşanılır bir çevreye kavuşturmak, dünyanın yetenekli insanlarını ve kalıcı yatırımları çekecek bir cazibe merkezi yapmak için adayım.”
GENÇLERE, KADINLARA, EMEKÇİLERE, SİZ DEĞERLİ İSTANBULLULARA İNANIYORUM
“Ben, cesaretimi bu kentin insanlarından alıyorum. O insanların, iyiye, güzele duyduğu ihtiyaçtan alıyorum. Başarıyı görünce verdiği sonsuz destekten alıyorum. Ben bu şehrin insanlarına, siz değerli İstanbullulara inanıyorum. Sizlere, gençlere, kadınlara, emekçilere, esnafa, iş insanlarına, her yaştan, her kökenden, her hayat tarzından hemşerilerime; en çok da bu şehrin o güzel çocuklarına inanıyorum…”
BİRLİKTE ÇALIŞACAĞIZ VE BİRLİKTE KAZANACAĞIZ
“Sandık başına gitmekten vazgeçmiş, ne yapsam olmuyor diyen, umutsuzluğa kapılmış tüm hemşerilerime buradan seslenmek istiyorum. Yok öyle sey! Birlikte çalışacağız ve birlikte kazanacağız. Zafer hepimizin olacak, başaracağız. Ben İstanbul gibi devasa bir kenti yönetmeye talipsem, hem de “İstanbul’u herkesten daha iyi ben yönetirim.” diye iddiamı yüreklice ortaya koyuyorsam, bunun nedeni benim etrafımda kendiliğinden oluşan ve her geçen gün çığ gibi büyümekte olan büyük İstanbul İttifakıdır… Her siyasi görüşten insanın bir araya geldiği İstanbul İttifakıdır.
“ALLAH SENDEN RAZI OLSUN” DESİNLER DİYE ADAYIM
“İste tüm bu insanların bana ve yaptıklarıma değer vermelerinden, sonsuz desteklerinden geliyor bu cesaretim… Annemden, babamdan, eşimden, çocuklarımdan, akrabalarımdan, çocukluk arkadaşlarımdan, siz dava arkadaşlarımdan, yol arkadaşlarımdan geliyor bu cesaret… Ben, bu kentin ömrü yollarda geçen çileli insanları, 5 yıl sonra karşıma çıksınlar ve ‘Trafikte sayende insan olduğumu hissettim.’ desinler diye adayım. Bu kentin sahipsizleri, işsizleri, düşük gelirlileri, esnafları, gençleri, kadınları, erkekleri, çocukları, emeklileri 5 yıl sonra karşıma çıksınlar ve ‘Belediyemden hizmet alırken, kreşe çocuğumuzu verirken, haklarımızı kullanırken insan olduğumuzu hissettik. Allah senden razı olsun.’ desinler diye adayım.”
BENİM İÇİN HALKA HİZMET ETMEK, HAKKA HİZMET ETMEK DEMEK
“İşte ben bunu tüm İstanbul’da yine başarmak için adayım. Benim için bundan büyük bir mutluluk, bundan büyük bir onur yok… Benim için halka hizmet etmek, Hakka hizmet etmek demek, hatta ibadet demek…”
PLANLARIM PROJELERİM, VAATLERİM NELER?
“Peki bunu nasıl başaracağım? Planlarım projelerim, vaatlerim neler? Yine böyle bir araya geleceğiz ve sizlere kapsamlı projelerimi ve o projeleri nasıl yapacağımı tek tek detaylarıyla anlatacağım. İstanbul’la ilgili 5 büyük hedefimi, plan ve projelerimi uzun uzun sizlere anlatacağım.”
PLANLARINI, PROJELERİNİ, VAATLERİNİ VE 5 SOMUT HEDEFİNİ AÇIKLADI
“Evet, 5 büyük somut hedefim var:
- İstanbul’un ulaşım ve trafik sorununu çözmek.
- İstanbul’daki kent yoksulluğu ile mücadele etmek ve pahalı yaşamı ucuzlatmak.
- İstanbul’da doğru kentsel planlama ile çevre, imar ve deprem sorunlarını çözmek.
- İstanbul’un işsizlik sorununu çözmek, yeni ekonomi ve yaratıcı endüstriler için
İstanbul’u bir çekim merkezine dönüştürmek.
- İstanbul’un yasam kalitesini yükseltmek, kültür, sanat ve spor faaliyetlerini, İstanbul’un tamamına yaymak.”
BAŞARI STRATEJİSİNİ DE AÇIKLADI
“Peki bunları nasıl yapacağım? 5 Temel yönetim anlayışıyla…
- Her şeyden önce bir Kent Anayasası’yla… Toplumsal uzlaşmayla yazacağımız yeni bir mutabakat belgesiyle.
- Kente özen ve insana saygıyla.
- Demokratik katılım ve ortak akılla.
- Sürdürülebilirlik ve inovasyonla.
- Yaşam kalitesi önceliği ile.”
- Neden Kent Anayasası diyoruz?
İstanbul yolunu ve yörüngesini yitirdi. Hikayesini yitirdi.
İstanbul’un şu anda bir yol haritası yok. İstanbul nereye gittiğini bilmiyor. Gecekonduların içinde gökdelenler yükseliyor.
Kenti bu hale getirenler bile pişman ve pişmanlıklarını dile getiriyorlar. Kente ihanet ettik diyorlar.
Nüfusun nereye gideceğini kimse tahmin bile edemiyor. Oysa değerli dostlar, bizim 2050’de bile geçerli olabilecek bir vizyona ihtiyacımız var.
Bu yüzden Kent Anayasası diyoruz.
Kente ihanet edilmesin, uzun vadeli stratejik kararlar, ortak akılla ve mutabakatla alınsın istiyoruz.
Dediğim dedik olunmasın, kentin ortak iradesi her şeyin üstünde olsun istiyoruz. İstanbul’un 2050 hedefini biletim, 2050 yılına çocuklarımızla gençlerimizi hazırlayalım.
İşte bu yüzden İstanbul, Ankara’dan yönetilemez diyorum.
- Neden kente özen ve insana saygı diyoruz?
İstanbul gibi, tarihiyle, coğrafyasıyla, kültürüyle, ekonomisiyle bir dünya kentini yönetmek her şeyden çok, özenli olmayı gerektirir.
insana değer veren, ayrımcılık yapmaksızın, tüm İstanbullulara aynı ölçüde özen gösteren bir yönetim olursa, bu kentin insanları kendilerini değerli birer yurttaş gibi hisseder…
Dostlarım, ailelere destek vermeyi vaat ediyorum. Çocuklarımız’, gençlerimizi, üniversitelileri desteklemeyi vaat ediyorum. Engellilere ve yaşlılara şefkat elimizi uzatmayı, yoksul ve yoksun insanlarımıza saygı göstermeyi vaat ediyorum.
Dostlarım, sosyal adaleti sağlamak için, kentte yaşayan herkese adil fırsat sunmak için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına adayım.
- Neden demokratik katılım ve ortak akıl diyoruz?
Demokrat bir yönetim için ne yaptığınız kadar, nasıl yaptığınız da önemlidir. Bir kente ve kentin insanlarına neyin yapılacağı tepeden inmeci bir şekilde dayatılıyorsa, o kent yönetiminde demokrasi yoktur.
Biz İstanbul’a demokratik katılımcı, ortak aklı temel felsefe kabul eden ve yeni nesil bir belediyecilik vaat ediyoruz.
- yüzyıl yerel yönetim anlayışın’ şehrimizle buluşturmak istiyoruz.
İstanbul’un toplumsal ve kültürel çeşitliliğini, rengarenk canlılığını koruyup geliştirmeye özen gösteren, herkese hoşgörüyle yaklaşan, birlikte tartışan, birlikte karar alan, birlikte yöneten bir anlayış vaat ediyoruz.
Ben, İstanbullu, İstanbullularla birlikte, İstanbul’dan yönetmenin sözünü veriyorum. İstanbul’u “Bu şehir hepimizindir.” anlayışıyla yönetmenin sözünü veriyorum.
Şeffaflığa, halka hesap verme prensibine, vicdana ve adalete dayalı bir yönetim anlayışı vaat ediyorum.
İstanbullulara, yaptığı işi özenle yapan, herkesin hakkına saygıyla yaklaşan, sorumluluklarını bilen, kibirden arınmış, güler yüzlü, liyakat sahibi ve dinamik bir yönetim kadrosu vaat ediyorum.
Hangi partiden olursa olsun, ilçe Belediye Başkanlarının hepsiyle düzenli olarak, masada bir araya geleceğiz.
Beraber sorunları tartışıp, beraber çözümler üretmeyi, artık İstanbul’u, İstanbullularla birlikte, İstanbul’dan yönetme iradesini göstereceğiz.
Bu kent yerel demokraside dünyaya örnek olacak.
Demokratik katılım sayesinde şehrin yaratıcı kapasitesini ziyan etmemeyi, farklılıkları bir zenginlik ve fırsat olarak gören bir anlayışı, bu ülkeye ve dünyaya göstermeyi vaat ediyorum.
Mahalle meclisleri kurmayı, 961 mahalle muhtarını işin içine katmayı, yerel demokrasiyi ve demokratik katılımcılığı desteklemeyi vaat ediyorum.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak projeler kadar demokratik süreçlere sahip çıkmanın da başarmanın ve barış içinde huzurla yaşamanın olmazsa olmazı olduğuna inanıyorum.
Başkanın kişisel başarısından, çok İstanbul’un sürdürülebilir başarısının buradan geçtiğine inanıyorum.
Böyle bir kent, dünya üzerinde yaşayan herkesin merakla görmek, tatmak, içinde olmak, yaşamak, hatta yerleşmek ve çalışmak isteyeceği bir kent olacaktır. İstanbul böylece dünyanın merkezi olacaktır.
- Neden sürdürülebilirlik ve inovasyon diyoruz?
İstanbul gibi büyük kentlerin rekabetçi olmadan hayatta kalabilmesi mümkün değildir.
O yüzden yeni ekonomi ve özellikle de katma değerli alanlar bizim önceliğimiz olacak.
Büyükşehir Belediyesi olarak sürdürülebilir kalkınma için, inovasyon için, teknoloji şirketlerini cezp etmek için yatırım ofisleri kuracağız.
Teknoloji ve inovasyon alanlarında istihdam yaratılmasına pozitif ayrımcılık yapacağız. Bunun dünyada modelleri ve çok başarılı örnekleri var.
Bu amaçla, Küresel İstanbul Akademisi ve İstanbul Kent Enstitüleri gibi kurumlar kuracağız. İnovatif sektörlerde insan kaynağı yetiştirmenin ve girişimciliğin destekçisi ve öncüsü olacağız.
- Neden yaşam kalitesi diyoruz?
insanlarımıza yerinde ve erişilebilir hizmetler üreteceğiz. insanlarımızı mutlu etmek en temel önceliğimiz olacak.
Sağlık, eğitim, sosyal yardım, kültür ve sanat hizmetlerini kentin çeşitli merkezlerine dağıtacağız. Herkes bu hizmetlere kolayca; adil bir şekilde erişebilecek. Kentin merkezindeki standartları şehrin her yerine yayacağız.
Yöneticilerin gündelik sorunları çizerek yaşam kalitesini yükseltmek yerine ve acil olmayan büyük projelere kaynak harcamaları bugünün kaosunun ana nedenidir. Öncelikli nsanları çok büyük mesafelerde yolculuk yapmaya mahkum kaosu bu kentin kaderi değildir, olamaz.
Benim hernşerilerim, gündelik hayatının ortalama iki saatini yollarda tüketiyor. Bir başka deyimle her birimizin hayatından günde ortalama 2 saat çalınıyor. Trafikte heba olan bu konforsuz ve pahalı yolculuk, her birimize stres olarak geri dönüyor.
Kıt kanaat geçinen pek çok İstanbullunun gelirinin önemli bir kısmı sadece ulaşıma gidiyor. Her gün ortalama üç-dört vasıta değiştirmek zorunda kalan milyonlarca kişi var bu kentte.
Trafiği çözeceğiz. Ortak akılla, azimle, bilimle, öncelikle, kararlılıkla çözeceğiz. Bir zamanlar çok önemli proje gibi görünen vaatlerin, zaman içinde çok büyük sorunlara dönüşmesinin, yeni problemlere kapı aralamasının altında yatan en önemli unsur katılımcılık eksikliğidir, şeffaflık eksikliğidir.
Benim İstanbul hayalim, insanların mutlu ve özgür olduğu bir İstanbul.
Bütün dünyanın gıpta ile baktığı bir İstanbul hayali.
Yaşam kalitesinin yükseldiği, işsizliğin kalmadığı bir İstanbul hayali.
İstanbul’un 39 ilçesinin de aynı standartta olduğu bir İstanbul hayali.
Ben, dünyanın en güzel kentlerinden biri olan İstanbul’umuzda, kadınların,
çocukların, engellilerin ve her kesimden İstanbullunun kendini özgür, mutlu ve huzurlu hissettiği, seslerinin dinlendiği bir yönetim vaat ediyorum.
Çevrenin ranta kurban edilmediği, demokrasi ve özgürlüklerin güvenliğe kurban edilmediği bir yönetim anlayışı vaat ediyorum.
Akla, bilime, sanata, teknolojiye ve eğitime öncelik veren bir yönetim anlayışı vaat ediyorum.
Bu kentte yaşayan her bir ferdin hak ve özgürlüklerinin güvencesi olmayı temel ilke kabul eden bir belediyecilik vaat ediyorum.
Ben, kimsesizlerin kimsesi olabilen, yoksul°, fakire sahip çıkan, mazlumların dostu bir sosyal belediyecilik vaat ediyorum.
Çoğulculuğu ve katılımcılığı kent anayasasının temel taşı kabul eden, Yapboz anlayışıyla değil, uzun vadeli makro planlarla hareket eden bir yönetim anlayış vaat ediyorum.
Benim hayalimdeki İstanbul, ulaşılabilen bir İstanbul.
Yürünebilen, koşulabilen, nefes alınabilen, bisikletle gezilebilen, modern, çevre dostu, engelli dostu bir İstanbul.
Benim hayalimdeki İstanbul, kentte yaşayan herkese mutlak fırsat eşitliği sağlayabilen bir İstanbul.
Benim hayalimdeki İstanbul, sadece insanlara değil, sokak hayvanlarına ve doğal yaşama da özen gösteren bir İstanbul.
Benim hayalimdeki İstanbul, küresel bir marka kent. Dünya için bir turizm ve ticaret merkezi.
Benim hayalimdeki İstanbul girişimci dostu, güvenli yatırım ortamına sahip bir İstanbul.
Benim hayalimdeki İstanbul yaratıcılığın ve inovasyonun adresi olabilen bir İstanbul. İstanbul eşittir Türkiye.
Çünkü ben bu muhteşem kentin sorunlarına çözüm üretmenin, Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmek olacağına inanıyorum.
Bu ülkenin kurucu değerlerine, kültürüne ve kutsallarına saygı duyan, geçmişiyle barışık, geleceğe umutla bakan, ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının emanet ettiği, cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkan bir anlayış vaat ediyorum.
Ben bu kentin kaderinin bu kentte yaşayan insanlara, yani İstanbullulara, yani İstanbulluyum diyenlere yeniden verildiği bir anlayış vaat ediyorum.
Ben bu hayal için adayım.
Biliyorum ki bu hayal mümkün. Biliyorum ki İstanbul’u kat kat ileri götürmek mümkün. Biliyorum ki, bu güzel şehri dünya çapında imrenilen bir mutluluk ve mümkün ve hoşgörü kenti yapmak mümkün.
İstanbul’u küresel bir çekim merkezi yapmak mümkün. Hep birlikte biz bunu yapabiliriz. Bugüne kadar başardık. İstanbul’da da başaracağız.
Ben İstanbul’un adayıyım. İstanbulluların adayıyım. Tüm hemşerilerimin adayıyım.
Biz kazandığımız zaman İstanbul kazanmış olacak. İstanbul’un iradesi kazanmış olacak. Biz kazandığımız zaman yerel irade, yerel demokrasi, ortak akıl ve katılımcı demokrasi kazanmış olacak.
Bu yolculuğun nihai kazananı sizler olacaksınız; İstanbul ittifakı olacak.
Gençler… Umudum sizlersiniz. Sizleri yanımda istiyorum. Bu yolculukta el ele kol kola vereceğiz ve siz kazanacaksınız. Bugünden itibaren kampanyama destek vermenizi istiyorum. Duymayana duyurun. İnanmayanı inandırın. Umudu ve geleceği hep birlikte inşa edelim.
Kadınlar… İstanbul tam anlamıyla kadın dostu bir kent olacak. Kadınların yönetimde eşit temsil edilmeleri destekleyecek. İstanbul kadınlar için güvenli hale gelecek. Siz olmadan kazanmamız imkansız. Bu yolculuğun onunda asıl kazanan siz
olacaksınız. Ben kadınların emeğine, inancına ve değiştirici gücüne çok inanıyorum. Sizinle kazanacağız.
Ve tüm İstanbullular… Kimseyi ayırmayan, herkesin sesine kulak veren, ortak akılla herkesin ortak menfaatine çözümler üreten ve kesinlikle sizlere değer veren, emanetinize ve kaynaklarınıza sahip çıkan, israfa son veren bir yönetim inşa
edeceğiz. Allah yardımcımız olsun.
Bu şehirde ortak yaşamı yeniden hayata geçirmeye sözüm var.
Seçen kadar seçmeyenin de yönettiği bir İstanbul için sözüm var.
Çok ama çok çalışacağız. Kazanacağız ve hep birlikte tarih yazacağız.