Hukukun herkese lazım olduğuna dikkat çeken CHP İstanbul 1. bölge 1. sıra milletvekili adayı akademisyen, anayasa hukukçusu İbrahim Özden Kaboğlu, değişimin Ak Parti’nin de yararına olduğunu söyledi.
Recep Kenan/itvhaber.com
24 Haziran seçimlerinde yapılacak oylamada Anayasa değişikliğine 16 Nisan Halk Oylaması’nda olduğu gibi hayır diyerek, yeni anayasanın yolunun açılacağının altını çizen İbrahim Özden Kaboğlu, yapılacak seçimin aynı zamanda bir anayasa oylaması olduğunu kaydederek, “Geçen yıl bütün denge ve denetim mekanizmalarını yürürlükten kaldıran, bütün yetkileri bir kişide toplayan bir metne evet mi diyeceğiz? Yoksa ona hayır mı diyeceğiz?” sorularını yönelttiği konuşmasında; “Ya da CHP öncülüğünde millet ittifakı bu metne hayır diyerek anayasal demokrasi yolunun açılmasına oy vereceğiz” dedi.
24 TEMMUZ SADECE SEÇİM DEĞİL; 16 NİSAN’DAKİ ANAYASAYI OYLAYACAĞIZ
16 Eylül Günü Devlet Bahçeli’nin konuşmasıyla Cumhurbaşkanı’nın Anayasal suç işlediğini iddia ettiğini hatırlatan Kaboğlu, 6 ay sonra 16 Nisan günü Anayasa Halk Oylaması ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kazanımlarının yok edilmek istendiğini iddia ederek; “24 Haziran’da ve muhtemelen 8 Temmuz’da oylayacak olduğumuz seçimlerdeki oyumuzun anlamı, sadece meclis üyeliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimi değil, aynı zamanda Anayasayı oylayacağız. Cumhur ittifakı 16 Nisan oylamasının devamı olarak Anayasa değişikliğine evet diyecekler. Millet ittifakı ve onlara yakın siyasal partiler ise yine 16 Nisan Halk Oylaması’nda olduğu gibi Anayasa değişikliğine HAYIR diyeceğiz” diye konuştu.
ANAYASAL BİLGİLENDİRME ÇALIŞMALARI BAŞLATTIK
Uzmanlık alanı ile ilgili kendisinden beklentiler olduğun kaydeden Kaboğlu, 2 yıl önce 1 Haziran günü “Önce Demokrasi Girişimi” olarak bir hareket başlattıklarını, Anayasal bilgilendirme hakkını başlıca hedefleri olarak belirlediklerini kaydeden İbrahim Kaboğlu, başkanı olduğu Anayasa Hukuku Araştırma Derneği (AnayasaDer ) tarafından başlatıldığını ifade etti.
İbrahim Kaboğlu, CHP Ataşehir İlçe Başkanlığı, Bayramlaşma
İTV Haber paylaştı: 16 Haziran 2018 Cumartesi
AYNI METNE İMZA ATAN İKİ HUKUKÇUDAN BİRİ YASAKLI, DİĞERİ AVUPA’YA
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) uygulamalarının mağduriyetler yarattığını da iddia eden, aynı metne imza atan iki hukukçudan birinin pasaportuna el konularak uluslar arası toplantıya gidişi engellenirken, bir başkasının hükümet tarafından Avrupa Mahkemesi’ne hakim olarak önerildiğini ifade eden Kaboğlu, bu durumun ülkede hukukun olmadığını gösterdiğini, güçlü yönetimlerin de hukuka dayalı iken varlıklarını sürdürebileceklerinin altını çizdi.
ZAMANI GELDİĞİNDE KAMUOYUNA AÇIKLAMALAR YAPILACAK
“CHP öncülüğünde benim sorumluluğunda partiler arasında çok ciddi çalışmalar yapıldı.” Diyerek anayasa ile ilgili çalışmaların yürütüldüğüne işaret eden CHP İstanbul 1. bölge 1. sıra adayı akademisyen, anayasa hukukçusu İbrahim Özden Kaboğlu, zamanı geldiğinde kamuoyuna gerekli açıklamaların yapılacağını kaydederek, “Bu bakımdan hazırlıklıyız. Bizim şu andaki başlıca zaafımız medya tekeli nedeniyle topluma tek yanlı, yalan yanlış bilgilerin aktarılmasıdır. Aşabilmek için her türlü olanağı değerlendirmek zorundayız. Bu son bir hafta içerisinde hep doğru bilgileri paylaşalım. Çünkü biz haklıyız. Biz demokrasiden yanayız. Biz insan haklarından, hukuk devletinden yanayız. Hukukun olmadığı toplumda iktisat da, toplumsal barış da olamaz. Şimdi olduğu gibi…” diye konuştu.
BİZ KİMSEYİ DEVİRMEYE GELMİYORUZ
İbrahim Kaboğlu, “Biz kimseyi devirmeye gelmiyoruz. Biz kimseyi alaşağı etmeye yürümüyoruz. Biz kazanmak için, çoğunluğu almak için sandığa gidiyoruz. Ciddi programlarımız, hazırlıklarımız var” dedi.
METAL YORGUNLUĞU DEĞİL; İKTİDAR ZEHİRLENMESİ, GÜÇ ZEHİRLENMESİ
İbrahim Kaboğlu, konuşmasını, “Bizim kazanmamız esasen Türkiye’nin kazanması demektir. Türkiye’nin kazanması Ak Parti’nin kazanması demektir. Çünkü Ak Parti’nin en büyük zaafı hiç muhalefetle tanışmış olmasıdır. Oysa demokrasinin yaşatılması zaman zaman çoğunluğun değiştirilmesine bağlıdır. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı’nın sıkça vurguladığı Metal Yorgunluğu, anayasacı ve siyaset bilimci olarak benim dilimde; iktidar zehirlenmesidir. Güç zehirlenmesidir. Güç zehirlenmesini frenlemek mümkün değildir” şeklinde sürdürdü.