KADIN KİMLİĞİMİZLE BÜYÜK BEDELLER ÖDÜYORUZ

CHP Ataşehir İlçe Kadın Kolları, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle kadın cinayetleri ve kadına şiddeti konu alan resim sergisi açtı ve panel düzenledi.

Recep Kenan/itvhaber.com

Kendileri adlarına ne zaman, nerede olacaklarına, ne izleyeceklerine karar verildiğini kaydeden CHP Ataşehir Kadın Kolları Başkanı Nihan Erol; “Üç maymunu oynamamızı istiyorlar. Görmeyeceksin, duymayacaksın, bilmeyeceksin. Hayır, biz sorunları görüyoruz, duyuyoruz ve haykırıyoruz. Evet, haykırıyoruz; her gün sömürülüyoruz. Her gün tacize uğruyoruz, Her gün öldürülüyoruz. Kadın kimliğimizle büyük bedeller ödüyoruz” diye konuştu.

KÜÇÜK GELİNLER OLMAK İSTEMİYORUZ

“Biz Kadın Olmak İstiyoruz” diye konuşan Nihan Erol; Doğarken hayata yenik başlamamak, Erkeklerle eşit işte eşit maaş almak, İkinci sınıf vatandaş olmamak, Şiddete ve tacize maruz kalmamak, Haklarımızın korunması, suistimal edilmemek, Yoksulluk nedeniyle küçük gelinler olmamak, İstemediğimiz evliliklerin son bulmasını istediklerini vurguladı.

Novada İş Merkezi Cemal Süreya Etkinlik Salonu’nda düzenlenen panele Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Arzu Öner, CHP Ataşehir İlçe Başkanı Hakkı Altınkaynak, Kadın Kolları Başkanı Nihan Erol, Ataşehir Belediyesi Başkan yardımcıları Abdullah Der ve Kalender Özdemir ile CHP Ataşehir ilçe yöneticileri, partili ve Ataşehirli kadınlar katıldı.

“EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ”NÜN TARİHÇESİ

Panelde ilk olarak söz alan CHP Ataşehir İlçe Kadın Kolları Başkanı Nihan Erol, Dünya Emekçi Kadınlar Gününün tarihsel sürecini 1921 yılından bu yana  “Emekçi Kadınlar Günü “ olarak kutlandığını hatırlatıp kısaca; “8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçileri saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasında da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı. 8 Mart 1857 tarihinde tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “ Internationaler Frauentag “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılması önerisi kabul edildi” şeklinde özetledi.

TÜRKİYE’DE İLK 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1921 YILINDA

Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün ilk kez 1921 yılında “ Emekçi Kadınlar Günü “ olarak kutlanmaya başlandığının altını çizen Nihan Erol, “1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. “ Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı“ programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “ Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “ Dünya Emekçi Kadınlar Günü “  kutlanmaya devam ediliyor” diye konuştu.

GERÇEKTEN KADIN- ERKEK EŞİTLİĞİ SAĞLANDI MI?

1921 yılından bu yana kutlanan Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne dikkat çeken Erol, “Bu süreç içinde sorunlara çözüm bulunabilindi mi?” sorusunu sorarak; “Gerçekten Kadın- erkek eşitliği sağlandı mı? Tüm kadınlar ikinci sınıf vatandaş statüsünden kurtuldu mu? Sömürülmeyen, ezilmeyen, eşit temsil, eşit katılım sağlandı mı? Bedel ödeyerek aldığımız hukuksal haklarımız verildi mi? Hayır, hayır, hayır… Sorunlar biçim değiştiriyor, çeşitleniyor ve devlet eliyle uygulanan politikalarla her gecen gün biz kadınlardan; tüm emeğimiz, etimiz, kemiğimizi ve kanımız sömürerek yaşam hakkımız elimizden alınıyor” dedi.

HANGİ SAATTE NEREDE OLMAMIZ GEREKTİĞİNE KARAR VERİYORLAR

Son 14 yıllık orta çağ zihniyetinin kadınları hedef aldığını ifade eden CHP Ataşehir Kadın Kolları Başkanı Nihan Erol, yapılan hukuksal değişimler ve sözleşmelerin kağıt üzerinde kaldığını iddia ederek; “Yeni uygulama sistemi ise kadını kadına kırdırmaktır. Aile ve sosyal politikalar bakanı hamur açamayan kadının yuvası yıkılmaya mahkûmdur sözleriyle kadına evcil rolü biçebiliyor. Hangi saatte nerede olmamız gerektiğini, nasıl giyinmemiz gerektiğini hatta ve hatta bizim yerimize TV’de nasıl programlar izlememiz gerektiğine bizi yöneten zihniyet karar vermektedir. Düşünmeyeceğiz, sorgulamayacağız özgürleşmeyeceğiz. Üç maymunu oynamamızı istiyorlar. Görmeyeceksin, duymayacaksın, bilmeyeceksin. Hayır, biz sorunları görüyoruz, duyuyoruz ve haykırıyoruz. Evet haykırıyoruz. Biliyoruz ki biz kadınlar bu ülkede her gün sömürülüyoruz. Her gün tacize uğruyoruz, Her gün öldürülüyoruz. Annemizle, teyzemizle, halamızla, kardeşimizle kızımızla ve kadın kimliğimizle büyük bedeller ödüyoruz” diye konuştu.

ATATÜRK’ÜN VERDİĞİ SOSYAL STATÜ VE SAYGINLIĞI YENİDEN KAZANMAK İSTİYORUZ

Atatürk’ün verdiği sosyal statü ve saygınlığı yeniden kazanmak istediklerini vurgulayan Nihan Erol; “Toplumda Ulu Önder Atatürk’ün verdiği sosyal statü ve saygınlığı yeniden kazanmak, ileriye taşımak ve çocuklarımıza aydınlık bir dünya miras bırakmak için tüm emekçi kadınlar 8 Mart meşalesiyle; dil din ırk ayrımı yapılmadan, birlik ve beraberlik içinde bu düzeni değiştireceğiz. Ve bu mücadelemizde, bu serginin duyarlılığı artırması için, Türkiye’nin her ilinde, her ilçesinde gösterime açılmasını arzu ediyoruz” şeklinde konuştu.

“YÜREĞİM YANIYOR, ADALET İSTİYORUM”

Nihan Erol’un konuşmasından sonra söz alan panelistlerden, Bolu’da bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybeden, Bursa CHP Gençlik Kolları Üyesi Dilay Gül’ün annesi Tülay Çiftçi; “Yüreğim yanıyor. Katillere iyi hal indirimi uygulanmasın. Adalet istiyorum, katilin cezasını en ağır şekilde çekmesini istiyorum” dedi.

KADINLARI ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYE DAVET EDİYORUM

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Temsilcisi Ayşegül Kaya, amaçlarının kadın cinayetlerini durdurmak olduğunu söyleyerek; “Kadınlara yönelik şiddete karşı çok yönlü bir mücadele yürütülmeli. Bunu için tüm kadınları örgütlü mücadeleye davet ediyorum” diye konuştu.

HAKLARIMIZ İÇİN MÜCADELE ETMEK ZORUNDAYIZ

Örgütlü mücadelenin önemini vurgulayan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformundan Avukat Rukiye Leyla Süren; “Türkiye kadın haklarından geriye gitti. Yaşama hakkımız için haykırıyoruz. Örgütlü mücadele içerisinde dik durarak önce yaşam hakkımızdan başlamak üzere insana tanınan tüm haklarımız için mücadele etmek zorundayız. Buda kadınların örgütlü mücadelesiyle mümkün olacaktır” dedi.

Konuşmalardan sonra Selvi kılıçdaroğlu, CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Ataşehir CHP İlçe Başkanı Hakkı Altınkaynak ve Başkan Battal İlgezdi’nin yer aldığı protokol tarafından panelistlere çiçek takdim edildi.

Panelin ardından CHP Ataşehir Kadın Kolları yöneticisi Sakine Düzce tarafından hayata geçirilen proje kapsamında düzenlenen serginin açılışı yapıldı. Cemal Süreya Etkinlik Salonu Fuaye alanındaki sergi 15 Mart’a kadar gezilebilecek.