CHP Ataşehir İlçe Başkanlığı Yönetim Kurulu Üyesi Büşra Kaya, Genişletilmiş Örgüt Toplantısında, kişisel hırsların partiye zarar verdiğini, kürsüde Türkiye ve dünya siyasetinin konuşulmasını gerektiğini söyledi.
Recep Kenan/itvhaber.com
CHP Ataşehir İlçe tarihinin en genç ana kademe yönetim kurulu üyesi ve CHP’nin en genç ana kademe yöneticilerinden biri olan Büşra Kaya önceki gün CHP Ataşehir İlçe Başkanlığı Genişletilmiş Örgüt Toplantısında söz alarak kürsüden yaptığı konuşma ile örgütün dikkatini çekti.
BÜŞRA KAYA
İdeolojik temellere oturan söylemle çalışılmasının altını çizen CHP Ataşehir İlçe Başkanlığı Yönetim Kurulu Üyesi Büşra Kaya, kişisel hırsların partiye zarar verdiğine dikkat çektiği ve örgüte; “parti içi muhalifliğimizin dayanağı, politik bir yaklaşım ve duruş olmalıdır” diyerek hitap ettiği konuşmasında, “kürsülerin; Türkiye siyasetini konuşmak, Dünya siyasetini tartışmak ve mevcut problemlere çözüm üretmek için kullanması gerektiğini kaydetti.
16-17 Ocak tarihlerinde seçilen partilerini iktidara taşıyacak PM’ye görevlerinde başarı dileyen Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü 2. sınıf öğrencisi Büşra Kaya 15 attığı CHP’de, eğitimi izin verdiğince partisi ve ülkenin geleceği için mücadele verdiğini kaydederek 20 yaşında Cumhuriyet Halk Partisi tarihinin en genç ana kademe yöneticilerinde biri olmaktan gururu duyduğunu söyledi.
MÜCADELELEYİ İDEOLOJİK SÖYLEMLERLE GÜÇLENDİRELİM
Aldığı parti terbiyesiyle görev yaparken, söylemleri ideolojik temellere oturtmayı sağlamak için çalışacağını kaydeden Büşra Kaya, partinin söylemde ve eylemde bir olacak şekilde ideolojiyi ön plana çıkaran politikalara ihtiyacı olduğunu söylerken; mücadelelerini ideolojik söylemlerle güçlendirerek sosyal demokrasiyi partiye ve halka yansıtmak amacında olduğunu ifade etti.
KİŞİSEL HIRSLAR PARTİYE ZARAR VERİYOR
Kişisel hırsların partiye zarar verdiğine dikkat çeken Büşra Kaya, ortak bir söylem ve güçlü bir eylemle partilerinin güçleneceğine dikkat çektiği konuşmasında özetle şunları söyledi:
Elbette ki farklı görüşlere sahip olacağız, biz biat eden insanlar değiliz olmadık ve olmayacağız, kesinlikle birbirimize ve parti içi yapılara karşı eleştirileri dile getirmemiz çok önemli. Ama bunu yaparken izlediğimiz yıkıcı tavrı bir kenara bırakmalıyız. Bu parti için ağzımızdan çıkan her bir kelime yapıcı olmalıdır.
KÜRSÜLERDE TÜRKİYE, DÜNYA SİYASETİNİ KONUŞMALIYIZ
Ve aynı zamanda parti içi muhalifliğimizin dayanağı politik bir yaklaşım ve duruş olmalıdır. Kısacası, kişisel çıkarları parti içi muhalifliğin temeline koyduğumuz günleri geride bırakmak zorundayız yoldaşlar. Ben artık bu kürsüleri Türkiye siyasetini konuşmak, Dünya siyasetini tartışmak ve Türkiye’yle ilişkilendirebilmek ve mevcut problemlere çözüm üretmek için kullanmamız gerektiğine inanıyorum.
OCAK; MUMCU’NUN, DİNK’İN, OKAN’IN KATLEDİLDİĞİ AY
İçinde bulunduğumuz Ocak ayı Uğur Mumcu’nun, Hrant Dink’in, Gaffar Okan’ın katledilişlerine şahit olan aydır. İsmail Cem’in ve daha günler önce büyük bir hüzünle sonsuzluğa uğurladığımız gülüşü güzel gönlü güzel yoldaşımız Kamer Genç’in ölümüne tanıklık eden aydır.
KADINLAR CİNSEL İSTİSMARA, FİZİKSEL VE RUHSAL ŞİDDETE MARUZ
Bu düzende her gün kadınlar cinsel istismara uğruyor, fiziksel ve ruhsal şiddete maruz kalıyor, katlediliyor. Daha birkaç gün önce gece 3’te 19 yaşında bir kadın İstanbul’un göbeğinde tecavüze uğradı ve bu tecavüzün üstüne bazı zihniyetler ”gece 3’te bir kızın sokakta ne işi var” diyerek tecavüzü meşrulaştırmaya çalıştı. Bu ülkede her gün bir çocuk ölüyor. Her gün yeni bir ananın yüreğine ateş düşüyor.
SAPKIN ZİHNİYET BENİMLE EVLENMEYİ MEZHEBİMDEN DOLAYI SORGULATTI
Alevi kültürüne karşı yeni bir ötekileştirme politikası uygulanıyor. Daha geçtiğimiz günlerde, öz kızına şehvet duyan sapkın zihniyet benimle evlenmeyi mezhebimden dolayı sorgulattı bütün bir ülkenin gözü önünde.
GAZETECİLERİMİZ, BASIN MENSUPLARIMIZ BASKI VE ZULÜMLE YÜZLEŞİYOR
Her gün gazetecilerimiz ve basın mensuplarımız baskı ve zulümle yüzleşiyor. En yakın örneği, değerli kalemlerimiz Can Dündar ve Erdem Gül ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanacak. Sırf ifade özgürlüklerini kullandıkları için bütün özgürlüklerine el koymak isteyen bir zihniyetle mücadele ediyorlar. Yoldaşlarımız unutmasın ki biz onlar için mücadele vermeye evde okulda kürsülerde sokaklarda caddelerde her zaman devam edeceğiz. Selam olsun Silivri’ye.
Doğu her saat her dakika her saniye yeni bir acıyla yakılıp yıkılıyor. İnsanlar doğduğu büyüdüğü toprakları terk ediyorlar, sivil halk katlediliyor ve devlet oturmuş izliyor.
ÜLKENİN KÜRDÜ TÜRKÜ, ALEVİSİ SÜNNİSİ BİRDİR; BİR KALACAKTIR
Her gün milliyetçiliği sapkınlık haline getiren zihniyetler artıyor. Demem o ki yoldaşlar, her gün yeni bir acı, yeni bir ayrım, yeni bir faşizan tutum yaratılıyor bu ülkede. Unutmayalım ve unutturmayalım dostlar;
Bu ülkenin Kürdü Türkü, Lazı Çerkezi, Doğusu Batısı, Alevisi Sünnisi birdir. Ve bir kalacaktır. Biz bu ayrımları yaratan faşist zihniyete karşı mücadele vermekten vazgeçmeyeceğiz ve yorulmayacağız. Çünkü biz bu ülkenin tek kurtuluşu, tek umuduyuz. Bunun ciddiyetinin farkında olarak hareket edeceğiz.
GÜN AYRIŞMA VE UZAKLAŞMA GÜNÜ DEĞİL, MÜCADELE ETME GÜNÜDÜR
Aksi takdirde;
Kerbela’da, Darağacında, Sivas’ta, Maraş’ta, Çorum’da, Dersim’de, Gezi’de, Suruç’ta, Ankara’da ve sayısız mücadelede canını veren yoldaşlara ve güzel yürekli canlara olan borcumuzu ödeyemeyiz. Onların ödediği bedellerin hesabının sorulacağı günler gelene kadar SOL YUMRUĞUMUZU BİR GÜN BİLE İNDİRMEDEN MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ!..
Sözün özü dostlar, gün ayrışma ve uzaklaşma günü değil, el ele kol kola omuz omuza alanlarda mücadele etme günüdür. Bir gün bile KORKMAYACAĞIZ, YILMAYACAĞIZ, SİNMEYECEĞİZ!..