Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talebiyle Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanmasına karar verdi.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Şirket yönetimi için kayyım tayini” başlıklı 133. maddesi kapsamında verilen kararda, “Cumhuriyet Başsavcılığının talebi kabul edilerek, şirketlere, yönetim organının yetkilerinin tümü ile devredildiği kayyumlar atanması ve yeni yönetim kurulunun atanan kayyumlarca oluşturulması yönünde karar verilmiştir” denildi.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İpek Koza Grubu’na kayyum atanmasını talep eden yazısında şu iddialara yer verildi:
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Koza İpek Holding’e kayyum atanması talepli yazısında, “Şüpheli Hamdi Akın İpek’in yönetici ve ortağı olduğu şirketler aracılığı ile FETÖ tarafından toplanan himmet paralarını, yasal faaliyetlerden elde edilmiş gibi göstererek akladığı, örgüte finansal kaynak sağladığı, eğitim kurumları aracılığı ile FETÖ’ye eleman kazandırdığı, medya organları aracılığıyla örgüt mensuplarını suçtan kurtarmaya çalıştığının anlaşıldığı” kaydedilerek, “Şirket yönetimlerinin mevcut haliyle devam etmesi halinde, belirtilen suçların işlenmeye devam edeceği hususunda kuvvetli şüphe bulunduğu” ifadeleri yer aldı.
ŞİRİNLER KÖYÜ
“Çok yoğun ve fazla sayıda Smurfs Village, yani Şirinler Köyü parasal hareketliliğinin olduğu, mali iz takibini ortadan kaldıracak şekilde iç içe geçmiş kurumsal belge hareketliliğinin olduğu ve muhasebe sistemine aşırı derecede yüklenilerek sistemin yorulduğu, bağış ve yardımların toplumsal ve ticari hayatın olağan akışına, ticari teknik ve icaplara uygun olmadığı, alımı yapıldığı iddia edilen, ancak alımına dair hiçbir somut belge, dayanak ve uygunluğun olmadığı danışmanlık hizmetleri için gider pusulası düzenlenmek suretiyle para çıkışları yapıldığı, peçeleme ve muvazaa marifetiyle birçok işlem tesis edildiği ve bu sayede örtülü kazanç sağlandığı, hukuka aykırı işlemlere dair, özellikle son yıllarda Vergi İdaresi tarafından vergi teknik raporlarının düzenlenmediği, teknik raporu olmayan inceleme raporlarının var olduğu, sermaye piyasasını ilgilendiren hususlarda, ilgili kurulun hareket etmediği, MASAK’ın çalışma alanı kapsamında birçok karapara aklama eyleminin varlığının tespit edildiği, örgütsel amaçlara ulaşabilmek için kurumlarına ve kendilerine muhalif kişilerle ilgili bilgi ve doküman hazırlandığı, kişiler ayrıma tabi tutularak, tehdit unsuru olabilecek şahıs veya kurumların belirlendiği ve önlemler alınması için yazışmalar yapıldığı tespit edilmiştir”
“Bilirkişi raporuna esas teşkil eden şüpheli kurum, şahıs ve ilgili/ilişkili kurum ve/veya şahısların hukuka aykırı eylemlerinin kuvvetle muhtemel oldukları, usulüne uygun olmadan kayda alınan (özellikle yönetim kurulu kararlarındaki) ticari defterleri dahilinde sahte belge düzenlemek/kullanmak, hileli muhasebe işlemleri yapmak, çift defter tutarak, paralel bir muhasebe sistemi oluşturmak gibi onlarca yasalara aykırı durumları belirlenmiş olup, özellikle muallakta olan birçok işlemin açığa çıkmasında raporda isimleri belirtilen, ilişkili tüm şirketler yönünden dışarıdan bağımsız temsilci katılımının önem arz ettiği görülmüştür.”
Raporda, “tespit edilen ve suç teşkil eden eylemlerin, mevcut şüphelilerce eldeki delillere binaen halen ve sürekli şekilde işlendiği hususunda kuvvetli suç şüphesinin mevcut olduğu” bildirildi ve “bu suçların, şirketlerin faaliyetleri çerçevesinde işlenmesi sebebiyle maddi gerçeğin ortaya çıkartılması açısından, raporda belirtilen tüm şirketler ile bağlı olan diğer şirketlere yeterli sayıda kayyum atanmasının zorunlu olduğu kanaatine varıldığı” belirtildi.
Kaynak: Milliyet