Koalisyon görüşmesi sonrası açıklama yapan Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, CHP ile görüşmelerde ‘hükümet ortaklığı’ yapma zemininin oluşmadığını söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP ile koalisyon görüşmelerinde ‘hükümet ortaklığı’ yapma zemininin oluşmadığını belirterek, “Tekrar milli iradeye başvurma zarureti tek ihtimal haline geldi” dedi.
Başbakan Davutoğlu, hükümet kurma süreci kapsamında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesinin ardından AK Parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasına, terör örgütlerine karşı yürütülen operasyonlarda gayret sarf eden Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet birimlerine takdirlerini sunarak başlayan Davutoğlu, şehitlere Allah’tan rahmet, yaralanan güvenlik görevlilerine de şifa dileklerini iletti.
Davutoğlu, 7 Haziran seçimlerinin ülkenin önüne yeni bir tablo çıkardığını belirterek, “Biz her vesileyle vurguluyoruz; birçok konuşmamda zikrettiğim gibi bizim siyaset felsefemizde millet amirdir, devlet ve devlet adamları memurdur. Milletin kararı her şeyin üstündedir. Millete görev verilmez, millet görev verir. Millete ödev çıkarılmaz, millet size ödev verir. Dolayısıyla 7 Haziran seçimlerinin çıkardığı tablo, bize verilen birçok ödevin bütün devlet adamlarımız tarafından, siyasi parti liderlerimiz tarafından değerlendirmesini zorunlu kılan birçok yeni unsuru barındırmıştır” diye konuştu.
Seçimlerin üzerinden 2 ayı aşkın sürenin, hükümet kurma görevini almasının üzerinden de 1 ay geçtiğini hatırlatan Davutoğlu, Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimiyle yapılan görüşmelerin hangi siyasi zemininde, hangi etik ve siyasi çerçevede cereyan ettiğini bütün milletimin yakından görmesinin, idrak etmesinin büyük önem taşıdığını söyledi.
“BİZİM İÇİN ÖNCÜ REHBER, KURAL, MEŞRUİYETTİR”
Seçimlerde, milletin verdiği üçüncü ödeve de değinen Davutoğlu, “Üçüncü ödev olarak milletimiz şunu vermiştir, 7 Haziran’da, eğer bundan sonra hükümet edilecekse ülkeyi hükümetsiz bırakmamak için uzlaşı kültürü içinde oturun ve konuşun. Hiçbir partinin tek başına iktidar olmaması şu demek; siyasi partiler bir araya gelerek, bir hükümet ortaklığı kuracak demek. Hiç kimseye bu yetkiyi tek başına devredilmemişse bu koalisyon görüşmelerinin yapılmasından daha doğal bir durum yoktur” diye konuştu.
Davutoğlu, 8 Haziran’dan sonra kendileri için öncü ve rehber kuralın meşruiyet olduğuna işaret ederek, “Hem ahlaki, etik hem siyasi meşruiyetin gereği neyse onu yaparız, onun dışına çıkmayız. O günden bugüne de açık yüreklilikle tam özgüven içinde söylüyorum, bütün çabalarımız meşruiyet çizgisinde yürümüştür. Meclis Başkanı seçtik, en ufak bir usul ve etik hatası yapmaksızın TBMM’nin itibarını koruyan seçim süreci yaşadık” dedi.
“3-4 ALTERNATİF VAR”
Bir gazetecinin, “Aklınızdaki tam formül MHP’nin desteklediği AK Parti azınlık hükümeti midir” sorusu üzerine Davutoğlu, “3-4 alternatif daha olduğunu, bunların hepsini görmesi gerektiğini” söyledi.
Bazı alternatiflerin erken zikredilmesinin olabilecek alternatifleri imkansız kılabildiğini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Sadece olan süreçle ilgili zihnimdekileri kamuoyuyla şeffaf şekilde paylaşırım ama olabilecek süreçlerle ilgili şimdiden kanaat beyan etmem o sürecin yürümesini de imkansızlaştıracağı için hiçbir zaman bunu yapmadım, yapmam. Kamuoyuna şeffaflık, zihninizdeki harekat tarzının baştan beyan edilerek, sizin ve muhataplarınızın hareket alanını daraltmak değil olan süreçlerle ilgili kamuoyunu şeffaf şekilde bilgilendirmek.”
Konuyu Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleriyle de paylaştığını, tekrar paylaşacaklarını, değerlendireceklerini dile getiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eskilerin güzel bir tabiri vardır, ‘Üzerinde bir uyumakta fayda var’ denir. Ani tepki, fevri tepki özellikle devlet hayatında doğru değildir. Hele bu yeni tabloyu açıklıkla paylaştım. Bu gece üzerinde hep beraber tefekkür ederiz, tezekkür ederiz, bir uyuruz. Ama zihnimizde yapmayacağım şeyleri söyleyeyim, olmayacak şeyleri söyleyeyim: Bir saniye dahi bu ülkeyi hükümetsiz bırakmayız. Bir saniye dahi kriz ortamının oluşmasına izin vermem. Bu benim siyasi kariyerime de mal olsa, partimin çıkarına da mal olsa bizler, partimiz ise ülkemiz için varız. Bizler hepimiz ülkemiz için varız. Buna izin vermem. Demokratik hukuk meşruiyetinden sapmaya izin vermem. Olağanüstü bir duruma, baypaslara, siyasi etiğe aykırı tavırlara, diyaloğun kopmasına izin vermeyiz.”
Kaynak: NTV