Hoşgeldiniz  

Dr. İbrahim Sözen: ATAŞEHİR’DE EN BÜYÜK SORUN ‘KENTSEL DÖNÜŞÜM’

admin | 27 Aralık 2013 | Ataşehir, Ataşehir CHP, Genel, Gündem, İstanbul, Manşet, Özel Haber, Röportajlar, Siyaset, Yerel Seçim Aday Adayları A- A+

ibrahim sozenCHP Ataşehir Belediye Başkan aday adaylığı açıklaması yapan Dr. İbrahim Sözen Ataşehir’de en önemli sorun olarak “Kentsel Dönüşüm”ü gördüğünü ifade etti.

Recep Kenan/haberiasli.com

CHP Ataşehir Belediye Başkan aday adaylığı açıklaması yapan Dr. İbrahim Sözen tarafından gazetemizi ziyarette yaptığımız söyleşide gündemi, seçimi ve Ataşehir konuştuk. Ataşehir’de en önemli sorun olarak “Kentsel Dönüşüm”ü gördüğünü ifade eden Sözen, her mahallede oluşturulacak mahalle meclisleri ile sorunları yerinde tespit etmeyi amaçladıklarını söyledi.

*HER MAHALLEYE DANIŞMA MECLİSİ

Kısa bir Ataşehir değerlendirmesi alabilirmiyiz sizden?

2009’dan bu yana Ataşehir’de ikamet ediyorum. Barbaros Mahallesi’nde yaşıyorum.

Ataşehir herkesin bildiği gibi yeni bir yapılanma. 17 mahalle başka ilçelerden toplandı. Bu yapılanma içerisinde ilk belediye örneğini başarılı bir şekilde verdi. Eksikleri, yapamadıkları, 5 yıla sığmayanlar vardır. Bizim de hedefimiz Ataşehir’i 5 yıllık süreden sonra daha ileriye götürmek. Yapılamayanları yapmak. Daha donanımlı, liyakata göre seçilmiş bir kadroyla Ataşehir’i mahalle bazında yönetmektir.  Biz mahalleleri, muhtarların başkanlarında toplanacak olan; gönüllülük esasına dayalı, danışma kurulları ile yöneteceğiz.

Danışma kurullarında,  o mahallede ikamet ettiğini kanıtlayan herkes doğal üye olacak. Seçim olmayacak. Belediye meclisi toplantısı öncesi, her ay mahallelerde belediyece tahsis edilecek salonda sekretaryasının da belediyece yapılacağı mahalle danışma kurulu toplantıları yapılacak. Daha sonra muhtarlık binalarında olmasını istiyoruz bu toplantıların. Belediye Meclis toplantılarından bir hafta önce yapılacak bu toplantılar. Her meclis toplantısından bir hafta önce bütün mahallelerde toplantı olacağını bilecek mahalle sakinleri. Mahallede oturan herkese açık olacak toplantılar. Gündemli olacak bu toplantılara muhtarlar başkanlık edecek.

Biz aslında gündemini üç ana başlıkta bizim belirlediğimiz, bir – bir buçuk saatlik verimli toplantılar nasıl yapılır göstereceğiz. Gündemin birinci maddesi var olan sorunlar, çözümle ilgili aşamasının denetleneceği madde ve son madde de mahallelinin çözüm önerilerinden oluşacak.

Toplantıda mahalleden yada bizim atadığımız toplantının kaydını tutan sekretarya olacak. O toplantıda konuşulan, tartışılan gündemdeki maddeleri yazıya dökecek. Mahallenin genel sorunlarının özeti rapor edilecek. Vatandaşın özel sorunları da halk günlerimizde gelece bizim gündemimize. 17 mahallede gerçekleşen bu toplantıların raporları meclis toplantısından bir hafta önce ilgili başkan yardımcılığı tarafından değerlendirilerek kendilerince çözülecekleri eledikten sonra kalanlar meclis gündemine taşınacak. Her meclis toplantılarımızda birincil konu mahallelerden gelen bu 17 belgenin konuşulması olacak. Meclis gündeminin birinci maddesi mahallelerden gelen sorunlar olacak. Bu bir demokrasi kültürüdür. Başkan yardımcılarımızdan bir mahallelerin sorunları ile ilgilenmek üzere görevlendirilecek.

HODRİ MEYDAN DİYORUZ

*Aile olarak bir döneme imza atmış köklü bir aile kimliğiniz var. Siz de çalışmaların içinde bulundunuz o ibrahim sozen-1dönemde. Bu çalışmalar ışığında Hem Ataşehir hem de genel siyaseti değerlendirir misiniz?

Benim siyasi çalışmam Dalan‘ın % 60 – 70’le alacağı konuşulduğu, herkesi şaşırtarak İstanbul’u aldığımız 1989 seçimlerinde bizzat sahadaydım. 3 ay süren o kampanyanın afişlemeden, pankartlamadan sorumlu kişisiydim. Babam için; O zamanın bölgelendirmesine göre Beyoğlu, Fatih, Beşiktaş bölgesinde SHP’nin ön seçimlerinde babam için mahallelerinde yaklaşık 3 ay süren bir çalışma yaptık. İkisini de kazandık.

TEKLİF VE TALEP ÜZERİNE DE ADAY OLDUM

Cerrah Paşa’da tıp eğitimimi tamamladıktan sonra Amerika’ya gittim. Amerika’da Kadın Hastalıkları ve Doğum alanında ihtisasımı yaptım. Dünyanın ilk üç üniversitesi arasında sayılan Yale Üniversitesi’nde.  5 yıl Amerika’da çalıştım. 2004 yılında Türkiye’ye döndüm. Gebze’de Anadolu Sağlık Merkezi adıyla Amerika’daki johns Hopkins işbirliği ile kurulan hastanenin Kadın Doğum Bölümü’nün kuruculuğunu yaptım. 4 yıl da orada çalıştım. 2008 yılında da Bağdat Caddesi’ndeki kendi muayenehanemde hastalarıma bakıyorum. 2010- 2011 yıllarında İçerenköy’de Bayındır Hastanesi’nin açılışında Kadın Doğum Bölüm’nü kurdum ve başkanı olarak görev yaptım. İstanbul Tabip Odası’nda yaptığımız çalışmalar oldu. En önemlisi muayenehane kapatmaya karşı yaptığımız kampanya ve direniş. Kendi yandaşları özel hastanelere ucuz doktor iş gücü kazandırmak için muayenehaneleri kapatmaya çalıştılar. Sadece devlette çalışanların değil. Tüm muayenehaneleri kapatmaya çalıştılar. Çok az alanda attırılan geri adımlardan biri oldu bu. Bu seçimde halktan, örgütten gelen teklif ve talep üzerine de aday adaylığımızı açıkladık.

BU SEÇİMLER YEREL AMA ASLINDA GENEL SEÇİM

*İki dönem seçim kampanyasının mutfağında bulundunuz. Yaşadığınız deneyimler ışığında bu seçimleri değerlendirir misiniz? 

Bu seçimler yerel seçim ama aslında bir genel seçim. 1989’da öyle olmuştu. Sadece Dalan’ı Özal’ı değil ANAP’ı sildi süpürdü.  Bu seçim de Tayyip Erdoğan’ı silip süpürecek. Buna inancım kesin. Bunun sinyalleri 6 ay önceden geldi.  İstanbul’da Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük halk kalkışması, halk hareketi oldu. Bu güne kadar hiç politize olmamış guruplar, insanlar, gençler Türkiye’nin gittiği yönü doğru görmeyen insanlar siyasi parti aidiyeti olmadan birleştiler omuz omuza bu sinyali verdiler. Biz bu sinyali sandığa taşıyacak potansiyele sahibiz. Çünkü biz de oradaydık. 31 Mayıs gecesi halkın geziye girdiği gece ben de oradaydım. Radyoevi’nin Divan Oteli’nin önünde ilk tazyiki suyu, ilk biber gazını yiyen guruptanım. Can havli ile Hilton Oteli’ne sığındık 31 Mayıs gecesi. Daha sonra geceler boyu oradaydık. İşte ben bu halkın içinden, direnişin içerisinden geliyorum. 2012 29 Ekim Ulus Meydanı’nda Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti’nin polisinin kendi halkına, Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak isteyen halkına tazyikli suyla, biber gazı ile müdahale etmiştir.  Anıtkabir’e giden yolları barikatlarla kapatmıştır. İşte o halk gurupları, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri ile beraber o barikatları aştık ve Anıtkabir’e gittik. Ben de o barikatları aşan gurubun içindeydim.

Söylemek istediğim şu; biz bu mücadelenin içinde de vardık, bu gün siyasetteki ve seçimdeki tarafında da olacağız. Ben bu seçimleri öyle görüyorum. Bunu kim örgütleyebilir? O gün orda olan, halkın içinde olan örgütleyebilir. Cumhuriyet Halk Partisi örgütleri dışında o gün halkın içinde olan gurupları da politize ederek çalıştıracağız. Benim adaylığımda Gezi ruhunu, o genç ruhu alanda da, sosyal medyada da sokak sokak örgütleyerek bu seçimleri açık ara farkla alacağız.

ATAŞEHİR’DE YAŞAYAN 45 BİN SİVASLI SEÇMEN VAR

Ataşehir’de yaşayan 45 bin Sivaslı seçmenimiz var. Biz bundan önceki seçimde de Ataşehir’de Sivaslı seçmenden çok önemli destek aldık. Tokatlı, Tuncelili, Malatyalı hemşerilerimizden destek aldık. Dolayısı ile kendini Orta Anadolu’ya ait hisseden bizim dürüst ismimize, duruşumuza inanan hemşerilerimize de gayreti ile biz burada bu seçimi açık ara alırız. Niye açık ara alacağız? Çünkü normalde sol partilere oy vermeyen Sivaslı seçmen de bu seçimde görecek ki; bizim adaylığımızla patiye değil adaya oy verilecek. Biz diyoruz ki; dürüst yönetim, temiz siyaset yapacağız. Bunun sözünü veriyoruz. Hiçbir şekilde AKP ile Hükümet ile beş kuruşluk menfaat bağımız yoktur. Doktorluk dışında devletle en ufak bir ticari ilişkin yoktur.  Biz kimseye gebe değiliz. Bunu herkes bilir. En büyük muhalefeti biz yaparız.  AKP ile hükümet ile bağı yada beklentisi olan herhangi bir kişi yada aday muhalefeti gerektiği gibi yürütemez. Biz bu muhalefeti yürütürüz. Açılış konuşmasında da söyledim; “Hodri meydan diyoruz. Egemen Bağış adı geçiyor. Gelsin… Bir bakanlık değil. On bakanlığın gücü ile gelsin”  Hangi maddi manevi baskıyı uygularlarsa uygulasınlar biz yine bu seçimi alırız. Halk o noktadadır. Önemli olan 1989 öncesi havayı iyi örgütlemektir. Nurettin Sözen’de belediye başkanlığı yaptığı dönemdeki gibi o gücü ile mahalle mahalle, sokak sokak dolaşarak destek sözü veredi. geçmiş dönemde sağ partilerde görev yapmış hemşerimiz CHP’nin eski milletvekili İlhan Kesici destekçimiz olacaktır. Abdullatif Şener gibi geçmişte AKP’de görev yapmış dürüst, ahlaklı insanlar da yanımızda olacaktır. Bu seçimin anahtarı sağ seçmenden oy alabilmektedir. Bunun için Sivaslılık bağımızı kullanacak, bu isimlerden faydalanacağız. Ama en önemlisi ahlakımızı, dürüstlüğümüzü, erdemimizi kullanacağız.

ibrahim sozen-6

ATAŞEHİR’DE EN BÜYÜK SORUN “KENTSEL DÖNÜŞÜM”

*Ataşehir’in sorunları hakkında tespitleriniz vardır sanırım.

Ataşehir’de en büyük sorun “Kentsel Dönüşüm”. Biz Ataşehirli hemşerilerimize 30 Mart sabahına kadar hiç kimseye, kuruluşa, müteahhitlik firmasına imza vermeyin. Çünkü çok net bir çalışma var Ataşehir’de. Çok değerli bir bölge Ataşehir. İnsanların elinden 3 kuruşa mallarını- mülklerini alıp, büyük rantlar çıkarmak ve halkımızı kandırma uğraşında olan guruplar var. Kimseyle muhatap olmayın 30 Mart sabahı bizim yönlendirmemizi bekleyin diyoruz. Biz kentsel dönüşümü mutlak yerinde dönüşüm olarak algılıyoruz. Partimizin de görüşü budur.

ATAKART’LI SERVİSLERLE ATAŞEHİR İÇİ ULAŞIM

Ataşehir’de ikinci önemli problem ulaşımdır. İki ulaşım sıkıntısı vardır. Birincisi kavşaklar. Kavşaklar çok önemli… İkincisi de Ataşehir’in uzak mahallelerinden E5’e olan ulaşım ve Kadıköy gibi merkezlere olan ulaşımdır. Biz kısa vadede Ataşehir içi ring seferlerini arttırarak sürdüreceğiz. Belediyeye ait araçlarla yapacağız bunu. Çok ucuza mal edeceğiz. Ne demek ring seferi? Üç – dört mahalleyi dolaşıp tekrar aynı mahalleye gelecek. AVM’lerin yaptıkları gibi servis sistemi ile yapacağız bunu. Ataşehir’den merkezlere ekspres servisler kaldıracağız. Bütün bunlar pansuman çözümü Ataşehir’in ulaşımı için. Esas çözüm raylı sistemdir.

Atakart projemiz var bizim. Gelir seviyesine göre kademelendirilen kart sistemi uygulayacağız. Her gelir seviyesinin farkı bir statüsü olacak.

Büyükşehir’i alacağımıza yüzde yüz inanıyorum. Büyükşehir’i aldığımızda CHP’li belediye ile çalışarak muhakkak Ataşehir içinde E5’e uzak mahallelerden gelen hafif raylı bir sistemi yapacağız. Her ülkede baktığınızda şehir merkezine giden bir ulaşım ağı vardır. Bunun örneğini Sözen belediyeciliği yaptı. O günün şartları ile Kabataş’tan Aksaray’a, daha sonra da Aksaray’dan Havaalanı’na hafif raylı sistemi kurdu. Biz de bunu Ataşehir bazında muhakkak gerçekleştireceğiz.

17 MAHALLEYE TEMEL BİLİMLER OLAN SAĞLIK OCAĞI

Hükümet güya özel hastaneleri halka açarak sağlığa erişimi kolaylaştırdı diye bir algı var. Tamamen yanlış. Başta kolaymış gibi başlattı. şimdi fark ücretlerini çıkartarak özel hastaneleri halkın kullanamayacağı şekle getirdi. Reçete parası, muayene ücreti katkı payı diyerek devlet hastanelerini de ciddi oranda ücretli hale getirdi. İşte hükümetin yaptığı bu aldatmacayı deşifre edeceğiz biz Ataşehir’de. Sağlıkta çözümümüz; 71 mahallede ayrı sağlık hizmeti vereceğiz. Nasıl yapacağız bunu?

Türkan Saylan Tıp Merkezi var. Gayet güzel. Bunun gibi 1 ya da 2 merkeze ihtiyacımız var büyük yerler için. Referans merkezlerimiz olacak oraları.  Mahallede çözülemeyen olayın gönderileceği yer olacaklar. Bizim sağlık anlayışımızda, birinci basamak sağlık merkezleri önemlidir.  Bu ne demek? Her başı ağrıyan, ateşi çıkan ikincil yada üçüncül sağlık merkezine gitmek zorunda değildir.  Türkiye’deki çarpık anlayış budur.  Hemen özel hastanelere yada devlet hastanesine gidiyor hastaların. Halbuki, mahalle bazında bitirilebilecek yüzde seksen sorun var. 17 mahallenin 17’sinde birer sağlık ocağı gibi yer planlıyorum.  Dahiliye, cerrah, kadın doğum, çocuk bölümlerinden oluşan temel bilimler olacak. Diğer bölümler olamayacak. Hemşirenin de olduğu bu guruplar küçük operasyonlar da yapabilecekler. Açılan kaşa dikiş atabilecek donanıma sahip olacaklar.  Biz bu işin mutfağından geliyoruz. Bu işi en iyi bilenlerdeniz. Sağlık ocaklarından Türkan Saylan gibi ikinci kademeye gitmesi gerekenleri de araçlarla bu merkezlere götüreceğiz. Orada da işi görülmeyen hastalarımızı Ataşehir’deki hastanelere götüreceğiz.   Mahalle bazında 0  – 5 yaş aralığındaki ihtiyaç sahibi çocuklarımızı belirleyeceğiz. Onların evine her gün bir litre süt dağıtacağız kendi imkanlarımızla belediye olarak. Bunu yapabilecek potansiyele sahibiz.

KENT BİLİNCİNE BİZ SAHİP ÇIKARIZ

ibrahim sozen-2Ataşehir Belediyesi İstanbul’un en zengin belediyelerinden biri, bu dönem en zengini olacak. Oluşan rant bunu sağlayacak. Büyük bir rant vardır Ataşehir’de. Kimsenin Ataşehir Belediyesi’nin kaynak sorunu olduğunu iddia edecek hali yoktur. Bizim kaynağımız vardır. Mesele önceliklerde… Biz, oluşan bu rantı Ataşehir’in 17 mahallesi ile bölüşeceğiz. Ataşehirliler bunu anlamalı. Kim kendinden yana, kim imardan, rantçıdan yana. Kim finanstan yana, kim insandan yana bunu görsün.

Biz iddia ediyoruz ki, belediyeyi alırsak; sosyal belediyeciliği en ağırlıklı şekilde biz götürürüz,  biz organize ederiz, biz daha ileri götürürüz. Bunun örneğini Sözen belediyeciliğinde vardır. Kent bilincine biz sahip çıkarız. Dünya mimarlık tarihinde eşi olmayan Park Otel’in üç dört katı taraşlanma Sözen belediyeciliğinde olmuştur. Süzer’in Gök Kafes diye nitelendirilen, İstanbul siluetini mahveden  24 katlı yapısını 5 yıl mühürlemiştir. Hangi babayiğit bu güne kadar bir sermeye sahibinin bu kadar büyük projesine bu kadar süre karşı durabilmiştir. Kaldı ki o günkü Sözen iktidarında çevre bilinci, kent bilinci azdı. Oy almasına rağmen maalesef arkasında halk desteği olmadı.  Ama bu gün Gezi’deki park için halk sokağa döküldü.

GÜMRÜK, HAL GİBİ ALANLARI HALKA KAZANDIRACAĞIZ

Büyükşehir’i de CHP’li yaptığımız zaman çalışanları da mağdur etmeden Gümrük, Hal gibi boşaltabileceğimiz alanları boşaltarak halka kazandıracağız. Sadece park değil biz bu alanları yaşam alanı olarak düzenleyeceğiz. Dar gelirlilerin düşük maliyetle tüm günlerini geçirebilecekleri spor alanları, kafeler, sinema salonlarının da bulunacağı mekanlar olarak tasarlayacağız.

İNSAN ÖZGÜRLÜĞÜ ESASTIR

Gezi sürecinin sonucu olarak gördüğümüz Mustafa Balabay’ın tahliyesi bizi sevindirdi. 6 ay önceki halk hareketi bunu getirmiştir. Tuncay Özkan ve tüm yurtseverlerin de çıkışı yakındır.  Birkaç tane kirli insanla aynı torbaya atılan hiçbir kire bulaşmamış temiz insanların hepsinin çıkışı yakındır.  2014 seçimleri aynı ANAP’ın gidişinin başlangıcı gibi olacaktır. Balbay’ın çıkışı bunun işaretidir. Ne evrenin, ne dünyanın ne de insanın gidişatı insan özgürlüğünün kısıtlanmasına doğru gidemez.  İnsan özgürlüğü esastır.

Yerel basın aracılığı ile görüşlerimi anlatma fırsatı verdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. sağ olsun yerel basın da gerekli teveccühü gösterdi. Kalan kısıtlı sürede elimden geleni yapıyorum. Yerel Basını çok önemsiyoruz. Başkan olduktan sonra da yerel basınla çok yakın çalışacağım. Belediye’nin yerel basanı belli alanlarda sübvanse etmesi gerektiğine inanıyorum. Belediyenin bu gücü var. Yerel basın demokrasinin beşiği. Daha sık yayınlanan yerel basın yerelde ki sorunlar üzerinden gündemi belirleyici olsa, çözüm önerilerini dile getirip ve süreci takip ettiği zaman demokrasinin en önemli ayağını işletmiş oluruz. Ulusal basından zaten ümidimi kestim. Halkın sözcüsü değildir.

 

 

Yorumunuz
Konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

© 2020 Haberin Aslı Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.