Korona virüs tedbirleri kapsamında işletmeler faaliyetlerini durdurarak çalışanlarına ücretli yada ücretsiz izin veriyor. Uzmanlar ücretsiz izinin hak ihlali olduğunu söylüyor.
Korona virüse karşı alınan tedbirler kapsamında birçok
işletme faaliyetlerini durdurarak çalışanlarına ücretli izin veriyor. Bazı
işletmeler ise çalışanların onayını almadan ücretsiz izin uyguluyor. Uzmanlar
çalışanın onayı alınmadan ücretsiz izin uygulanamayacağını ve bunun bir hak
ihlali olduğunu belirtiyor.
Korona virüsün ekonomik sonuçları tüm dünyada olduğu gibi
ülkemizde de kendini göstermeye başladı. Sosyal izolasyon ve ‘evde kal’
çağrılarının ardından işletmeler kepenk indirirken çalışanlar izinli sayılıyor.
İzin konusunda ücretli izinlerde herhangi bir sorun yaşanmazken, ücretsiz
izinlerde çalışanın rızasının alınmaması hukuki olarak sorun teşkil ediyor. İş
Kanunu’nda konuyla ilgili yeterli düzenleme olmamasının yanıltıcı olabileceğini
söyleyen Mıhcı Hukuk Bürosu kurucusu Avukat Mustafa Mıhcı, ücretsiz iznin
yalnızca işçi ve işveren arasındaki yazılı mutabakatla mümkün olabileceğini
belirtti.
“İŞVEREN TEK TARAFLI
İZİN HAKKINA SAHİP DEĞİL”
İzin süreçleriyle ilgili 4857 sayılı İş Kanunu’nun yanı sıra
Yargıtay uygulamalarının esas alındığını ifade eden Mustafa Mıhcı, “İş
Kanunu’nda esas olan izin türü ücretli izindir. Yani işçilerin izin yaparken de
ücret almaları gerekiyor. Ücretsiz izin ise istisna niteliğinde ve sadece
kanunda öngörülen hallerde mümkün olabiliyor. Bu konuda İş Kanunu yeterli
düzenlemeleri içermediği için Yargıtay kararlarına göre hareket ediliyor.
Yargıtay’ın bu konuda getirdiği çözüm ise; ücretsiz izin, ancak işçi ile
işverenin “ortak mutabakatı” ile söz konusu olabilir. Yani işveren tek taraflı
olarak işçiyi ücretsiz izne çıkarma hakkına sahip değil” şeklinde konuştu.
“ÜCRETSİZ İZİN
VERİLEN İŞÇİ, İŞSİZLİK MAAŞINDAN YARARLANAMAZ”
Ücretsiz iznin yalnızca ortak mutabakata bağlı olmadığını ve
başkaca şartları da olduğunu söyleyen Mustafa Mıhcı, “Öncelikle işveren işçiye
ücretsiz izin teklifini yazılı olarak yapmak zorunda. Sonrasında ise işçi bu
teklifi 6 iş günü içerisinde yazılı olarak kabul etmeli. Diğer türlü ücretsiz
izin söz konusu olamıyor. Benzer şekilde işçi de ücretsiz izin teklifinde
bulunma hakkına sahip. Eğer ortak mutabakatla ücretsiz izne karar verilirse iş
sözleşmesi ücretsiz izin süresince askıda kalır ve işçinin sigorta primleri
yatmaz. Bu süre içerisinde işsizlik maaşı alma hakkı da söz konusu değildir”
ifadelerini kullandı.
“ZORLA İZNE ÇIKARILAN
İŞÇİ HAKKINI ALABİLİR”
Zorla ücretsiz izne çıkarılan işçilerin sözleşmelerini haklı
nedenle feshedebileceğini, tazminat ve diğer haklarını alabileceğini belirten
Mustafa Mıhcı, “Ek olarak işçi, ücretli izne çıkarıldığı halde ücreti ödenmemiş
gibi alacak davası ve şartlar uygunsa kıdem tazminatı davası da açabilir.
Korona gibi salgın hallerinde karantina ilan edilirse zorlayıcı nedenle çalışma
durmuş olur. Bu zorlayıcı nedenle işyerinin mecburen çalışmayı durdurduğu ilk
hafta işçiye yarım ücret ödenmek zorundadır.
Sonrasında ise fesih hakkı kullanılabilir. Yahu işveren işçiye İşsizlik
Sigortası Kanunu uyarınca 3 aylık kısa çalışma yaptırarak ücretin işsizlik
sigortası fonundan ödenmesini sağlayabilir.” dedi.
Eğer işçi bu şekilde “işsizlik sigortası şartlarını sağlayan
biri değilse” iş sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan hizmet
sözleşmesi hükümleri çerçevesinde ele alınarak işçinin ücretsiz izne
çıkarılması mümkün olduğunu söyleyen Mustafa Mıhcı, “Mücbir nedenlerin varlığı
halinde bu tür işçilerin ücretsiz izne çıkarılması söz konusu olabilir. Sonuç
olarak işçilerin, emrivaki niteliğinde ücretsiz izin uygulamasına boyun
eğmeleri gerekmediğini bilmesi gerek. Bu konuda yapılacak en sağlıklı şey,
tecrübeli avukatlar ile çalışarak meselenin değerlendirilmesi ve hak arama
sürecinin başlatılması.” dedi.